Ekim benim için tesadüflerle dolu düşündürücü bir aydı. Sizce, hayatımızda yaşanan olaylar kısmetimiz mi, şans mı, yoksa kaderimiz mi? Hayatın notaları tesadüfen uçuşurken onları melodiye dönüştüren siz misiniz yoksa kader mi? Peki, ‘synchonicities’ terimini duydunuz mu? Hayat yolumuz, kaderimiz olarak belliyse, o zaman hür seçim hakkımız var mı? Bu sorular her zaman merakımı kurcalamıştır. Konu ile ilgili bilgilerim yıllarca okuduğum kitaplardan, seminerlerden edindiklerimden oluştu. Zamanla, kendim de bilgilerimi “Şans, kader ve tesadüf denklemi” adı altında seminerlerle paylaştım. Başımıza gelen hiçbir olayın tesadüf olmadığına inananlardanım. Eşzamanlılık veya benim anlayışıma göre tesadüfler zinciri (senkronizasyon) anlarında, bunun derin bir boyut olduğunu fark etmek gerekir. Bazı olaylar; doğru zamanda, doğru yerde, doğru insanla meydana gelir ve biz bu rastlantılara tesadüf deyip geçeriz. Sanırım her birimiz yaşamımızda bize acı veren olayların nedenlerini merak ederiz. İşte bu yolda düşünürken başımıza gelen tesadüfler dikkatimizi çekmek, bize rehberlik ederek yolumuza yön vermek için meydana gelen mesajlar olduğunu var sayabilir miyiz? Sağlıkla ilgili sorunlarımız bile tesadüf değildir desem bana inanır mısınız bilemiyorum ama beden bize harika mesajlar verir. Şöyle ki, yaşam sizi yavaşlatmak isterse diz, bel veya kalça problemiyle öyle bir evde kalmanızı sağlar ki istemezseniz bile yavaşlayıp dinlenmek zorunda kalırsınız. Bu sene bunu çok iyi deneyimledim. Bursit denilen bir enflamasyon sorunuyla Elda ‘yavaşla’ mesajını gayet iyi aldım. Sağlık sorunu olunca “kader, şansızlık” demeyip “Bu problem aslında bana ne anlatmak istiyor?” demeyi bile öğrendim. Fakat aynı zamanda, her gün, her an özgür irademizle seçim yapma hakkı verildiğine de inananlardanım. Tıp eğitimini dâhiliye ve endokrinoloji üzerine alan Deepak Chopra ‘bütünsel sağlığın’ yani beden, zihin ve ruh sağlığının dünyadaki öncü, tartışmasız en tanınmış liderlerinden, şifa sisteminde çığır açan bir doktor, alternatif tıp uzmanı, yazar ve filozoftur. Chopra’nın ifadesiyle “Hayatında senkronisiteyi (tesadüfler zinciri) fark etmek, Tanrı’nın sana gizlice gülümsediğini görmektir.” Peki, Chopra bu cümleyle ne demek istiyor? Deepak Chopra’ya göre Senkro Kaderi oluşturan şunlardır:
Farkındalık (Awareness): Olan biteni sıradan rastlantılar değil, sana mesaj taşıyan semboller olarak görmeye başlamak.
Niyet (Intention): İçinde taşıdığın niyet, aslında yeryüzüyle bir diyalogdur.
Dikkat (Attention): Nereye dikkati verirsen enerji orada yoğunlaşır ve sonuçlar orada oluşur.
Seçim (Choice): Her seçim, kaderinin akışını küçük ya da büyük ölçüde etkiler.
Teslimiyet (Surrender): Kontrolü bırakıp akışa güvenmek ve yeryüzünün, seninle iş birliği yaptığına inanmak.
Senkro kader ise, hayatta ‘tesadüf’ sandığın şeylerin aslında seni hakiki yoluna davet eden bir işaret olduğunu bilmek demektir. Örneğin, kitapevinde rafta bir kitap gözünün önüne gelir ve tam ihtiyacın olan cevabı içerir. Veya hiç beklemediğin bir anda karşına çıkan biri, hayatının yönünü değiştiriverir.
Chopra’ya göre bu tesadüflerle yeryüzü “Sen doğru yoldasın, devam et” ya da “Dur ve düşün” demektedir. Böylece kaderimizi pasifçe yaşayan değil, yeryüzü ile birlikte ‘yaratan’ varlıklar hâline geliriz. “Yeter ki İste” isimli kitabında Chopra, aslında karşımıza çıkan tek bir insanın veya olayın bile plansız olmadığını yazıyor. Tesadüfleri hayatın sunduğu mesajlar olarak görmek istediğimizde; yeryüzünün bizim için bir planı olduğunu hissedebiliriz. Bu plan, niyet ve hayallerimizi gerçekleştirmek için bize yol gösteren, rehber mesajlardır. Başka bir terimle, bu rastlantılar, kaderinizde yeryüzünün sizin için planladığı ve takdir (kader ile aynı kelime kökünden gelir) ettiği yola gitmenizi sağlayan mesajlardır.
Bu konuyu neden yazmaya ve paylaşmaya karar vermemde bildiğim bir şey varsa; seçim yapmak ve karar vermekte güçlük çektiğimiz bu son yıllarda, kafanıza takılan bir şey olduğunda hemen akabinde hiç planlamadığınız, onunla ilgili bir haber gelebilir. Sizce bu yazıyı okumanız tesadüf müdür? İsterseniz şu an hayatınızda olanları, size yaklaşan kişileri, tekrar inceleyin ve dikkatlice düşünün. Yeryüzü size nasıl bir mesaj vermeye çalışıyor? Yaşadığınız olaylar ve karşılaştığınız kişilerin ya da bizce tesadüf zannettiğimiz şeylerin bir anlamı var mı? Önemsemediğiniz tesadüfleri bir daha gözden geçirmeye çalışın derim. Unutmayın bir şeye yürekten niyet ettiğimizde, onu yaratma gücümüz de vardır; kafamızda uçuşan notaları birleştirmek istediğimizde yeryüzü onları bir melodiye dönüştürmek için elinden gelen desteği de verir. Ne kadar geriye bakıp olaylar arasındaki bağlantıları görebilirsek, ‘tesadüf’ dediğimiz şey de ‘kader’ gibi görünmeye başlar. Zira hayat, ne bir zar atışı (tesadüf) ne de katı bir senaryodur (fatalist kader). Aksine, hayat atılan tüm adımların, görünmez bir elin (kader) müdahalesiyle kesiştiği, sürekli yeniden yazılan eşsiz bir hikâye değil midir? Dilerim kasım ayı sizin ayınız ve muhteşem tesadüflerinizin ayı olsun.