‘Kapsül’ sosyal medyada izlenebilen altı farklı bülteniyle okuru güncel tutar. Her bülten konusuyla ilgili olarak gündemi içeren, trendleri takip eden, hızlı bir şekilde güncellenen editörler tarafından hazırlanıyor.
Türkiye ve dünyada son 24 saatte yaşanan gelişmeleri tarayan, profesyonel gazetecilik yapan bir ekiple yürütülüyor. Birkaç yıldan beri yayın yapan ‘Kapsül’ü henüz keşfettim. En cazip tarafı bir bülteni ortalama okuma süresinin dört veya beş dakika oluşu.
Olup biteni dört dakikada öğrenmek artık yetiyor…
Minimalist yaşam tarzı her alana uygulanamıyorsa da ‘zaman’ı doğru kullanma açısından değerli.
‘Kapsül’ün 232. sayısında, Zeynep Eyüboğlu, yazısında 20. yüzyıl modernist mimarlığın ikonik isimlerinden Ludwig Mies Van Der Rohe’nin: “Fazlalıkları at, temel öğelere indir, kalanlar kendi başına parlasın” sözlerini vurguladı.
Söz konusu felsefe, zamanla sadece mimariye değil yaşamın her alanına yansıdı.
***
11-17 Ağustos tarihlerine Büyükada Anadolu Kulübünde Zehra İpek’in ‘Battal Ebru Sergisi’ yer aldı. Sanatçının dediği üzere, “Gizemli bir yolculuktur ebru.”
Türk İslam sanatları arasında önemli bir yeri olan ‘ebru’yla ilgilenmem, az da olsa tekniği hakkında fikir sahibi olmam, 80’li yılların sonunda Beki-David Almaleh ve Röne Hodara’nın Şalom bünyesindeki Gözlem Sanat Galerisinde açtıkları ebru sergisi ile başladı.
Beki Almaleh çalışmalarını ileri bir seviyeye taşıdı. Bazı eserleri UNESCO tarafından değerlendirildi. Ebru üstüne yaptığı Atatürk portreleri birçok kurumda yer aldı.
Hodara ve Almalehleri bıraktıkları eserler, hümanist yaklaşımları, her daim gülen yüzleri ile anımsayacağım.
Mütevazılığın bir erdem olduğunu, ön planda ‘görünme’nin her zaman marifet olmadığını, az sözle çok iş yapılabileceğini doğal olarak ailemde öğrendiysem de, Almalehlerle bunu bir kez daha hissetmek bir başkaydı.
***
Nasihat etmek, fikir vermek (üretmek değil) çok kolaydır. Kişinin sorumluluğu yoktur; elini hamura sokmaz; boş vaktinde de tenkit mekanizmasını devreye sokar…
Küçüldükçe büyüyen toplum sorunlarına çözüm getirmek oldukça zor. Eğriyi, doğruyu anlamadan fikir yürütmek çoğu kez zararlıdır.
Özellikle vurgulamak istediğim konu; 28-29 Eylül’de yapılacak Hahambaşı Seçimi için henüz vakit bulamayanlarımızın bir an evvel isimlerini seçmen listelerinde kontrol etmeleridir. ‘Tenkit’in zarar, oy kullanmanın sağlığa yarar getireceğini anlamanın zamanıdır.
***
Geçmiş dönemlerde Aşkenaz Cemaati Başkanı olan Sadi Feldman’ı 11 Ağustos’ta sonsuzluğa uğurladık. Bir süredir rahatsız olduğunu bilmeme rağmen kaybı ağır geldi.
Feldman’ı yıllar önce kızı Selin Feldman Nahmiyas sayesinde tanıdım. Sonraları Aşkenaz Cemaati Yönetim Kurulu’nda aynı masayı paylaştık.
Selin’e baş sağlığı dilediğimde, “İyiler neden hep önden gider?” diye sorguladığımı, yanıtını ise hiç bulamadığımı söylemiştim.
Sadi Feldman, gerek Aşkenaz Cemaati Başkanı olarak birlikte çalıştığımızda, gerekse ilerleyen zamanlarda benim için çok değerli bir mentor oldu. Bilgeliği, güvenirliliği, az sözle çok iş halletmesi, çok iyi bir dinleyici olması, önyargıdan uzak, kimi zaman tepki vermekten sakınsa da, duygusallığını gizleyemeyen bakışları… Hepsinden öte ailesine olan bağlılığı…
Sadi Feldman toplumuna sessiz sedasız çok emek verdi. ‘Ön plan’da olma heveslisi değildi. Öte yandan haklıyla haksızı ayırt etmeyi çok iyi bildi.
Huzur içinde olsun.
Sağlıkla kalın.