Mikets - UMUDU KAYBETMEMEK

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
17 Aralık 2025 Çarşamba

Yosef’in kardeşleri, Erets Yisrael’de şiddetli bir kıtlıkla karşı karşıya kaldıkları için tahıl satın almak üzere Mısır’a gelir. Peraşamızda Yosef ile kardeşleri arasında yıllar sonra ilk karşılaşma gerçekleşmektedir. Firavundan sonraki ikinci adam olan Mısır idarecisinin önünde dururlar. Elbette karşılarındaki Yosef’tir ama kendisi onları tanısa da bunu belli etmez. Kardeşleri ise onu zaten tanıyamaz. Yosef, onları casus olarak Mısır’a gelmekle suçlamaya devam eder. İddialarını kanıtlamanın tek yolunun Binyamin ile gelmek olduğunu söyler. Gerekli yiyeceği verir ve konuyu kapatır.

Kardeşler, bu beklenmedik kargaşayı düşününce, yıllar önce Yosef’e yaptıklarının karşılığını almakta olduklarını idrak ederler. Pasuk kendi aralarında konuştuklarını Yosef’in bunu elbette anladığını, bu konuşma ile hüzünlenip ağladığını, ancak duruşundan taviz vermediğini anlatır.

“Ne yazık ki, biz kardeşimizin durumu konusunda suçluyuz; çünkü o bize yalvarırken sıkıntısını gördük, fakat dinlemedik.”

Rav Samson Raphael Hirsch, kardeşlerin kullandığı ve ‘suçluyuz’ anlamına gelen ‘aşemim’ sözcüğünün aynı zamanda ‘şemama / yıkım’ kelimesi ile bağlantılı olduğunu öğretir. Kişi bir hata yaptığını, tamamen yanlış bir yol seçtiğini fark ettiğinde, içinde yıkıcı bir boşluk hissi hisseder. Rav Hirsch, ‘aşemim’ kelimesinin ilk harfi olan ‘Alef’ harfinin ‘ani’ yani kişinin kendisini temsil ettiğini ve dolayısıyla bu sözcüğün anlamının “kendime yıkım getirdim” demek olduğunu açıklar. Bir şeyden pişman olduğumuzda, sevimsiz sonuçları olan ciddi bir hata yaptığımızı fark ettiğimizde, genellikle kendi yıkımımıza neden olduğumuz gerçeğinden dolayı bir acı hissetmemiz olağandır.

Kardeşler Yosef’ten kurtulmanın doğru bir şey olduğundan emindi. Görülen rüyaların, Yosef’in tavrının ve babasının yaklaşımının bu sonucu doğurması onlara göre son derece adildir. Ancak şimdi, Mısır’da ciddi bir krizle karşı karşıya kaldıklarında, yanılmış olduklarını fark ederler. Artık suçlarını kabul etmenin ve bunun için üzülmenin zamanıdır.

Sorumuz böyle yıkıcı duygularla nasıl başa çıkmamız gerektiği şeklindedir. Hepimiz hayat boyunca yaptığımız yanlışlardan dolayı pişmanlık duyarız. Yaş aldıkça, geçmişte aldığımız kararların bazılarının yanlış, hatta çok yanlış olduğunu ve bazı durumlarda kendimize veya başkalarına çok fazla acı çektirdiğini fark ederiz. Ciddi sonuçları olan yaptığımız hataları düşündüğümüzde yaşadığımız ‘boşluk’ hissiyle nasıl başa çıkmak nasıl mümkün olacaktır?

Aslında pişmanlıkla başa çıkmak için anlamamız gereken en önemli şey, şu anda, bu noktada, ne yapmış veya yapmamış olursak olalım, geçmişte ne kadar ciddi hatalar yapmış olursak olalım, Tanrı’nın bizimle olduğu gerçeğini asla göz ardı etmemektir.  O bizi terk etmez. Elimizi tutar, geçmişteki hatalarımızı düzeltmemize ve şu anki durumumuzdan en iyi şekilde yararlanmamıza yardımcı olur. İçinde bulunduğumuz Hanuka Bayramı’nın hikâyesine bakarsak da bir zamanlar Yahudiliğe yüz çevirenlerin mucize sonrasında geri dönüşleri bu tezimizin bir kanıtı olabilir.

Bir de Yosef’in geçirdikleri bu konuda çok iyi bir örnektir.  Yosef on üç yıl boyunca bir Mısır zindanında çürürken, onun "keşke babamın benim için yaptığı o özel entariyi giymeseydim" diye aklından geçirdiğini kolayca hayal edebiliriz. Yosef’in ‘keşke’ ile başlayan cümleleri hiç de az değildir. Babasına kardeşlerinin yanlışlarını anlatması, kardeşlerine rüyalarını anlatarak bundan kendine bir pay çıkarması, kardeşlerini kontrol etmeye babası gönderdiğinde yalnız başına gitmemesi bu ‘keşke’ ile başlayan cümlelere örnek teşkil edebilir. Geriye dönüp baktığında, yaptığı her şey çok aptalca görünmüştür. Bunlar da hayatının tamamen değişmesine yol açmıştır. Yosef bir zindandadır, günümüzün modern deyimleri arasına girmiş olan ‘şartlı tahliye’ olasılığı olmadan hapis cezası çekmektedir. Ancak Tora burada, bu durumda bile Tanrı’nın Yosef ile olduğunu ve yaptığı her işte onu başarılı kıldığını söylemektedir. İşte bu yüzden Yosef asla umudunu kaybetmemiştir. Sakiye güvenmek yanlışını yapsa bile ki bu tamamen insani bir zayıflıktan kaynaklanmıştır umut her zaman Yosef’in kalbindedir.

En düşük anlarımızda Tanrı bize yardımcı olmaya devam etmektedir.  Hayatta olmaya devam ettiğimiz sürece, Tanrı mutluluğa ulaşmamıza ve hayatlarımızı tekrar yoluna koymamıza yardımcı olacaktır. Yosef iyimserliğini ve Tanrı’ya inancını korur. Hiç ummadığı anda hapisten çıkar ve Mısır’ın ikinci adamı olmayı başarır.

Yaptığımız hatalar ne olursa olsun, bunların bizi sonsuza dek hapsetmesine izin vermemek gerekir. Hayatımızı pişmanlık dolu ağır bir yükün altında geçirmek asla doğru değildir. Bunun yerine Tanrı’nın bize olan bitmeyen sevgisine güvenmeli ve O'nun elimizi tuttuğuna ve hayatlarımızı doğru yöne geri döndürmemize yardım edeceğine kesinlikle inanmalıyız.

Şabat Şalom Hodeş Tov ve Hanuka Sameah.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün