Erkekler Kulübü

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
3 Aralık 2025 Çarşamba

25 Kasım’da İstanbul’da, ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’ dolayısıyla yapılması planlanan yürüyüş öncesi Taksim’den Tünel’e kadar olan yollar kapatıldı. Polis akşam 19.30’da gerçekleşmesi düşünülen yürüyüşe tedbir amaçlı sabah saatlerinden başlayarak İstiklal Caddesi’ne kadar barikatlar kurdu.

Tüm engelleme ve yasaklama çabalarına rağmen kadınlar ve LGBT+’lar, “Hayatlarımız için, özgürlük ve eşitliğimiz için, bir kişi daha eksilmemek için mücadeleye devam edeceğiz” sloganlarıyla Tünel’de bir araya geldi.

İlginçtir, o gün gerek Beyoğlu güzergâhında, gerekse diğer semtlerde, ne bir bıçaklama, ne taciz, ne de öfke patlaması yaşanmadı. Özetle güvenlik önlemleri sadece belli olayların yanı sıra günlük yaşamın bir parçası olsa şehir Teksas filmlerine benzemekten kurtulur.

↔↔↔

Bir önceki hafta, ‘Genç Emekliler’ grubuna, Şalom’un geçmiş dönem yayın yönetmeni sıfatıyla konuşmacı olarak davet edildim.

Uzun zamandır rastlamadığım tanıdık simalarla bir araya gelmek ödülüm oldu. Onlar, ‘bir gün buluşalım’ı çoktan aşmış, her hafta bir araya gelen, kendilerini aynı ortamda mutlu hisseden, ‘genç ruhlu’ bireyler.

Genç Emekliler 2014 yılından beri etkinliklerini sürdürüyor. Nitekim o gün grubun 305. konuşmacısıydım. Kuruluşundan beri başkanlık görevini sürdüren Hayim Kampeas, hanımların da katılması önerisine karşı, erkeklerin kendi aralarında daha rahat edebileceklerini öngörmüş. Kampeas gülerek, kısacası burası bir ‘Erkekler Kulübü’ diyor.

Şimdiye dek katılma fırsatı bulmayanlar için bir günü nasıl geçirdiklerini kısaca anlatmak isterim. Sabah 11.00’deki beyin jimnastiğinin ardından, bir film gösterisi, öğle arası ikramı sırasında sohbetleşme, konuk konuşmacı, beş çayı (bisküvileri unutmayalım); sonrasında isteyenlerin günü sonlandırdığı, diğerlerinin masa başı oyunları yeğlediği bir zaman dilimi…

Günün sonunda ise, gelecek haftanın konuşmacısı ve konu başlığı iletiliyor.

Katılımcıları bir araya getiren yöneticileri, gönüllüleri kutlamanın ötesinde takdir ediyorum. Aynı günde hem erkeklere, hem eşlerine, ‘nefes’ aldırmak kolay değil.

↔↔↔

Gerek siyasi, gerekse ruhani açıdan, 27-29 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen Papa XIV. Leo’nun Türkiye’ye yaptığı resmi ziyaret dünya basınında geniş yer aldı.

Ziyaretin en önemli kısmı, Hıristiyanlık için bir dönüm noktası olan İznik Konsili’nin 1700. yıl kutlamalarına katılması ve Patrik Bartholomeos’la İstanbul’daki St. George Patrik Kilisesinde, ‘Ortak Bildirge’ imzalamasıydı.

Papa XIV. Leo ziyaretini farklı haber kaynaklarından takip ettim.

Özellikle önemli olaylarda basın kuruluşlarının haber elemanlarını hangi kriterlere göre seçtiğini bilmiyorum. Donanımlı gazetecilikten söz etmiyorum elbette.

Ancak sosyal medyada rastladığım Katolik, Ortodoks ayırdını bilmeyen; farklı aidiyetleri, kültürleri araştırma zahmetine katlanmayan; ne işi varmış İznik’te… gibi sorumsuz yaklaşımlar ileride daha büyük sorunlar yaratacak. Maalesef cehaletin dini yok.

↔↔↔

Papa XIV. Leo’nun İstanbul’a gelişiyle yoğun güvenlik önlemleri alındı. O süreçte Beyoğlu ve birçok semtte ne kadına saldırı, ne de bıçaklama olayı duyuldu.

Gündelik yaşamda da gerekli önlemler alınsa şehrimiz rahatlayacak.

Sağlıkla kalın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün