Savaşın gölgesinde bir aziz: Roncalli

Selin SÜAR Köşe Yazısı
3 Aralık 2025 Çarşamba

Papa Leo’nun ziyaretinin Türkiye gündemini oldukça meşgul ettiği günleri yeni yeni geride bıraktık. Özellikle İznik’te düzenlenen törende, Bartholomeos başta olmak üzere Ortodoks liderlerle bir araya gelmesi kendisini ekümenik diyalog ve barış elçisi olarak konumlandırdı. Ziyaretin, Hıristiyanlık tarihinde dönüm noktası olan Birinci İznik Konsili’nin 1700. yıldönümünde olması Hıristiyan mezhepleri arasındaki tarihî ortaklığı yeniden hatırlatma amacını taşıdığına yoruldu.

Papaların Türk tarihindeki yerleri Bizans sonrası döneme dek uzanır. İstanbul’un fethi sonrası Avrupa’da Papa, Osmanlı karşıtı Hıristiyan birliğini toplamak ister ve Papa II. Pius, Fatih Sultan Mehmet’e karşı Haçlı seferi çağrısı yapar. İlginçtir ki aynı Papa, Fatih’e “Hıristiyan olursan seni Roma imparatoru ilan ederim” teklifini gönderir. Bu elbette gerçekleşmez, ancak belgelenmiş bir diplomatik girişim olarak tarihteki yerini alır. Papa V. Innocentius ise Osmanlı ile barışı tercih eden İtalyan şehir devletlerinin çizgisini takip eder. 16 - 17. yüzyıllar, Osmanlı ile Papalık arası diplomasi ve gerilim çağıdır. Papa V. Paul, Osmanlı’ya karşı Habsburglarla birlikte politikalar yürütür ve aynı dönemde Papalık, Osmanlı’daki Katolikleri korumak için İstanbul’a temsilciler gönderir. Cizvitler ve Fransiskenler, Papalık tarafından desteklenerek İstanbul, İzmir, Halep, Kudüs gibi önemli şehirlerde okullar, yetimhaneler, misyonlar açar. Bugünkü Saint Benoit, Saint Joseph, Saint Michel gibi okulların kökleri de bu döneme dayanır. 19. yüzyıla gelindiğinde Papa figürü Osmanlı’daki Katolik azınlıkların koruyucusu olarak yer alır. Papa IX. Pius, Tanzimat ve Islahat Fermanı sonrasındaki özgürlük ortamından yararlanarak Papalık misyonlarını güçlendirmiş ve Katolikliğin Osmanlı topraklarında yeniden örgütlenmesi için İstanbul’a delegeler göndermişti. Papa XIII. Leo ise Osmanlı ile iyi geçinme politikasını benimseyerek Ermeni Katolikleri ve/veya Süryani Katolikleri için yeni kilise yapılanmalarını onaylamıştı. Cumhuriyet’in ilk dönemine gelindiğinde Türkiye’nin laikleşme süreci dikkatle izlenir. Türkiye laik devlet olarak kurulduğu için Papalıkla ilişkiler daha sınırlı hale gelir. Vatikan, Cumhuriyet’e saygılı ve mesafeli bir pozisyon benimser. Papa VI. Paul, Türkiye’yi ziyaret eden ilk Papa olarak tarihe geçer ve Efes’te Meryem Ana Evi’ni ziyaret eder. Ancak Türkiye’de, Türk insanında büyük iz bırakan bir isim vardır ki bugün bile minnetle anılmaktadır.

Papa XXIII. Ioannes veya bilinen ismiyle Kardinal Angelo Roncalli (1935-1944), özellikle II. Dünya Savaşı’nın katliam ortamında binlerce Yahudi’nin Türkiye üzerinden Filistin’e geçmesine yardım etmiş, Katolik ve Ortodoks cemaatleri birleştirmek için çalışmış ve Vatikan’ın Türkiye ve Yunanistan temsilcisi olarak görev yapmıştı. Roncalli, İtalya'nın Lombardiya bölgesindeki Bergamo ilinde küçük bir köy olan Sotto il Monte’de yaşayan bir ailenin 13 çocuğundan biri olarak dünyaya gelir. Eğitim hayatının ardından kilise hukuku doktorasını tamamlar ve Roma’daki Monte Santo'daki Santa Maria Katolik Kilisesi’ne rahip olarak atanır. Roncalli, Papa ile görüşmek üzere Roma’ya gider. Ancak bu sırada dünyada faşizm yükseliştedir. Önce Benito Mussolini liderliğindeki İtalyan Faşist Partisi, İtalyan hükümetinin kontrolünü ele geçirir. Naziler, Nazizm’e karşı çıkan Yahudi ve diğer yazarların kitaplarını kamusal alanda yakmaya başlar ve 14 Temmuz 1933’te Nazi partisi, Almanya'daki tek yasal parti olur.

Roncalli, 1935’te unvanlı başpiskopos olarak atanır ve hükümetler ve Doğu Ortodoks din adamlarıyla dostane ilişkiler kurar. Türkiye'nin çoğunluğu Müslüman olan toplumunda Türk dostu papa olarak anıldı. Gücünü Avrupa'daki binlerce mülteciyi kurtarmasına yardımcı olmak için kullanmış ve bu durum, bazılarının onu dürüst Yahudi olmayan biri olarak görmesine yol açmıştı. 5 Ocak 1935’te Piskopos Roncalli resmen terfi etti ve Ankara’ya tayin edildi. Dünyada Kristallnacht gibi Yahudi karşıtı katliamlarla binlerce Yahudi dövülmüş, yüzlercesi öldürülmüşken Roncalli, Cenevre'deki Vatikan Yahudi Ajansı'nın başına getirilir ve 1940 yılında Vatikan tarafından Yunanistan'a daha fazla zaman ayırması için görevlendirilir. Aynı yıl Roncalli, Vatikan Yahudi Ajansı başkanı olarak Türkiye'ye gelir ve Nazi işgali sırasında Yunanistan Yahudilerinin sınır dışı edilmesini iptal etmek için Bulgaristan Kralı III. Boris ile görüşmelerde bulunur. 28 Ekim 1940’ta İtalya Yunanistan'ı işgal ettiğinde Roncalli, Doğu Avrupa'daki binlerce Yahudi'ye yardım ve kurtarma çalışmalarında yer alır. Roncalli aynı zamanda Filistin Ajansı ile birlikte çalışarak göçmenlik belgelerini dağıttı. 1944’te Türkiye’den ayrılan Roncalli, savaştan sonra 24 bin Yahudi'ye kısmen yardım edebildiğini açıkladı.

Roncalli’yi daha iyi anlamak isterseniz değerli dostum Orbay Soydan’ın yapmış olduğu ‘Türk Papa Roncalli: İstanbul’dan Yükselen Vicdan’ isimli belgeseli YouTube üzerinden Kuzguncuk Stories sayfasından izleyebilirsiniz.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün