Geçtiğimiz hafta sonu ekibimizle GEM Büyük Mısır Müzesi´ni gezen ilk Türk gruplardan biri olmanın heyecanını yaşadık.
Yaklaşık 500 bin m2 bir alanda, devasa galerilerin bulunduğu müzenin girişi sizlere bir müzeden ziyade tam gününüzü geçirebileceğiniz bir AVM kıvamında tasarlanmış. Firavun heykellerini görmeden sizleri öncelikle şık lokantalar, Starbucks, La Duree gibi her bütçeye uygun mekanlar karşılamakta. Nitekim, Mısır halkının da müzeye akın etmesi tasarımın başarısının bir göstergesi. Kompleksin içindeki 5.000 metrekarelik bir Çocuk Müzesi bulunması da mekanın ailelerin de ilgisini çekeceğini gösteriyor.
İrlanda merkezli Heneghan Peng Architects tarafından üstlenilen projede sürdürülebilir mimari yaklaşımlar benimsenmiş olmasının yanında tek medeniyete adanan dünyadaki en büyük müze olma özelliği de çekiciliği arttırıyor.
2.Ramses’in 83 tonluk heykeli müzenin girişinde su ile çevrili bir alanda ziyaretçileri selamlıyor. Mısır mitolojisindeki dünyanın yaratılışına da gönderme sonrası firavunlar merdivenlerinden geçerek görkemli girişe uzanıyorsunuz. Athenakon, Hatşepsut gibi hikayesini iyi bildiklerimizden daha az duyulanlara kadar beş kademe boyunca her birini tanıma fırsatı veriyor.
Müzenin hiç kuşkusuz iki en görkemli bölümü, Tutankhamon’un eksiksiz tüm koleksiyonunun ve Kufu’nun 4600 yıllık dev güneş teknesinin sergilendiği iki ayrı galeri.
7 Ağustos 2021’de, tekne özel bir konteyner içinde, titreşimleri azaltan bir araçla Giza platosundan GEM’e taşındı. Tekne için yapılan galeride rampaları çıktıkça devasa tekne karşısında heyecanınız gittikçe artıyor.
Müze haftasonları saat 22.00’ye kadar açık. Bu da hem gündüz hem gece görme deneyimi sunmakta. Sadece Tutankhamon’u gezmek bir buçuk saatinizi alabilir. O nedenle hakkını vererek uzun uzun görülmesi gereken bu müzeyi profesyonel bir tur rehberi eşliğinde keşfetmenizi öneririm.
Biz GEM müzesini keşfederken, hemen karşıdaki Giza Piramitleri’nde de bu yıl Art d’Egypte kapsamında bir Türk sanatçımızın da varolması ile gururlandık. Mert Ege Köse’nin yaptığı Ayça Okay’ın küratörlüğündeki binlerce yıllık Piramitlerin gölgesinde yükselen alüminyum heykeli ‘The Shen’, kadim Mısır’ın sonsuzluk ve koruma sembolü Shen halkasından ilham alan, antik motifleri çağdaş estetikle buluşturan bir eser yaratmış.
Tarih kitaplarımızda birkaç cümleyle geçen Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın aslında Modern Mısır için önemini anlamak, Ben Ezher Sinagogu’nu görmek, Giza Piramitleri’nde büyülenip köklerimize dair ipuçları bulmak için sizleri de en kısa zamanda Mısır’a beklerim!