İklim değişikliği üzerinde çeşitlemeler…

Sami AJİ Köşe Yazısı
13 Ekim 2025 Pazartesi

Başlıktaki resimde ABD Başkanı’nın Birleşmiş Milletlerde konuşmasını yaparken görmektesiniz: “İklim değişikliği, dünyada bugüne kadar yapılmış en büyük dolandırıcılıktır,” demekte. Bu sözleri herhalde dünya ülkelerinin tüm yetkilileri ve bilhassa ilim adamları duymuş veya okumuştur.

Bununla yetinmedi. 2017’de ABD’nin Paris İklim Anlaşmasından çekildiğini açıkladı ve şu cümleyi ekledi: “I was elected to represent the citizens of Pittsbourg, not Paris.”1

Daha da ilginci Biden 2021’de başkan seçilince ABD yeniden anlaşmaya katıldığını açıkladı.

2025’te tekrar başa gelince Başkan Trump’ın ilk işi İklim Anlaşmasından çekilmek oldu…

Garip bir durum, değil mi?

Bütün dünyanın yıllardır gündemde tuttuğu, her seviyede toplantılar yapıldığı, sayısız bildirinin yayınlandığı bir konuda ABD başkanlarının kanaatleri farklı duruyor.

Halbuki, konunun siyasilerin çalışma sahasına girmemesi lazım, değil mi? Tamamen ilim insanlarının araştırmalarının sonucuna göre düzenlenmesi gerekmez miydi? 

Tepkiler önce ABD’nin içinden geldi. ABD Uluslar Akademisi ve NASA uzmanları defalarca iklim değişikliğinin çok büyük ölçüde insan faaliyetlerinden kaynakladığını vurgulamaktadır.

Yine ABD’nin en eski çevre kuruluşlarından biri ‘Sierra Club’, Trump’ın politikalarını “fosil yakıt lobilerinin dikte ettiğini ve halkın çıkarlarına aykırı” olduğunu iddia eder…

Ünlü ‘Green Peace’ ise Trump’ın Paris Anlaşması’ndan çekilmesini “gezegenin geleceğini tehlikeye atan tarihi bir hata” diye niteleyerek eleştiri korosuna katıldı.

İlaveten, başta Elon Musk olmak üzere, iş insanları ve Apple, Google Microsoft gibi şirketler Trump’ın kararına karşı çıktı. Yetmedi, Kanada ve AB ülkeleri de aynı şekilde “kısa vadeli çıkarlar uğruna tüm insanlığın geleceğini riske atmakla” itham ettiler.

ABD Başkanı ise, hiç etkilenmedi. Tutumunu değiştirmeden muhtelif tarihlerde bakın kamuoyu ile daha neler paylaştı (sakın şaşırmayın):

“Küresel ısınma kavramı ABD sanayisini rekabet dışı bırakmak için Çinliler tarafından yaratıldı.

“Ülkenin doğusunda kayıtlara geçen en soğuk yılbaşı olabilir. Belki de o eski güzel küresel ısınmaya ihtiyacımız vardır. İklim değişikliğinin, insan kaynaklı olup olmadığını bilmiyorum. Havamıza suyumuza bakın, şu an tarihteki en temiz durumundalar.

“İklim değişikliği bahanesiyle ekonomimizi yok etmek istiyorlar.”

Bir ABD başkanı hiçbir bilimsel temele dayanmadan böyle konuşabilir mi? Tabiatıyla hayır. Müsaadenizle bazı ilim gruplarının dayanak noktalarını da aşağıya alıyorum:

- Doğal iklim döngüleri dikkate alınmıyor. Dünyamız geçmişte de buzul çağları ve sıcak dönemler yaşamıştır. Şu anki değişim belki de uzun bir doğal döngünün bir parçasıdır.

- Güneş ve kozmik etkileri gözlemlersek, güneş lekeleri ve radyasyon döngüleri sıcaklıkları etkiliyor. Bu kişilerin kanaatlerine göre güneşin tesirleri hesaba katılmıyor.

- CO2 (karbon salıntıları) iklimi etkileyebilir. Ancak esas belirleyici unsur su buharıdır. Atmosferde CO2 oranı “binde 4’tür”. Bu kadar küçük bir bileşenin iklimi tamamen kontrol etmesi ihtimal dışıdır.

Bu nokta üzerinde biraz durmakta yarar görüyorum. Son 20-30 yılda karbon salıntılarını azaltıcı çok önemli tedbirler geliştirildi. Özellikle modern filtreler toz partiküllerini yüzde 99 oranında tutabilmekteler. Ayrıca kükürt giderme tesisatları, azot oksit azaltma sistemleri ile eskiden “duman bacaları” şeklinde anılan kömür santralleri günümüzde belki de en temiz işletmeler arasında sayılmaktalar.

Çarpıcı bir örneği ülkemizden vermek isterim. Yatağan, Çatalağzı, Afşin-Elbistan santralleri uzun yıllar Türkiye’nin en kirli santralleri olarak anılmaktaydılar. Hatta 2019 yılında bile geçici kapatma cezaları ile karşılaştılar. Ancak alınan ve alınmakta olan tedbirlerle ‘emisyon’ yasal sınırların altına indirilmiş ve yakında sıfıra indirileceği beklenmektedir…           

- Yayınlanan iklim modelleri geleceği kesin tahmin edilemiyor. 1970’li yıllarda küresel soğuma tartışmaları vardı2.

- Siyasi ve iktisadi yönünden incelendiği taktirde bazı ülkeler, iklim değişikliğini enerji politikalarını yönlendirmek ve yeni vergiler koymak için bir araç olarak kullanmaktadırlar. Fosil karşıtı ‘lobiler’ ve yenilenebilir enerji şirketleri kendi çıkarları için olayı abartmaktadırlar… 

Özetlemek gerekirse Donald Trump amiyane tabiriyle “desteksiz atmıyor” kanaatindeyim. Daha uzun yıllar bu meselenin gündemde kalacağı belli.

---

1 “Ben Pittsburgh’un vatandaşlarını temsil etmek için seçildim, Paris’i değil.”

2 Lütfen yine konu ile ilgili olarak 25 Aralık 2019 tarihli Şalom’daki “Oley! Küremiz ısınıyor” ve 12 Nisan 2023 tarihli “Eyvah, küremiz soğuyor mu?” başlıklı yazılarıma bir göz atınız.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün