Deneme yazılarımı kaleme alırken elbette ki beni kışkırtan, yazmaya yönelten bir duygu ya da bir düşünceyle ekranın karşısına oturuyorum. Yazıya son noktayı koyuncaya kadar aynı konu kafamın içinde dönüp dolaşır. Yayımlandıktan sonra artık benim olmaktan çıkıyor, okurla aramda bir köprü oluşturuyor. Bu süreç içerisinde aldığım kimi yorumlar zaman zaman beni şaşırtabiliyor. Bakıyorum yazarken hiç aklıma gelmemiş düşünceler, duygulanmalar yeni bakış açılarıyla karşıma çıkıveriyor. Şiir okurunun zihninde oluşan çağrışımları, farklı sezgileri doğal karşılarım. Oysaki nitelikli okurlar, denemelerimi zenginleşen anlamlarla yorumladıklarında, şaşırdığım kadar mutlu olduğumu söylemek isterim.
Bu konuda da Montaigne’in söyleyecek bir sözü vardır: “Olgun bir okur çok kez başkasının yazdıklarında yazarın değinmediği güzellikler bulur, okuduklarına daha zengin anlamlar ve renkler kazandırır.”
Her klavye başına oturanın yazma amacı, seslendiği okur kitlesi mutlaka farklıdır. Kendimden söz edecek olursam, söylemek istediklerimi bir yana bırakalım, ben yazarken yeterince mutlu oluyorum. Paylaştıkça, okurlarımdan yüreklendirici sözler işittikçe, elbette ki bu mutluluğum daha da artıyor. Hele bir şekilde hayatlarına dokunduğumu, onları olumlu yönde etkilediğimi söyleyenler, aslında ilerdeki çalışmalarım için de bana ışık tutmuş oluyorlar.
Montaigne’in sözünü ettiği, okuduklarında güzellikler arayan olgun okurları bulmanın her zaman olası olmadığını biliyorum. Deneme yazılarımda kendimi iyi ifade edebiliyorsam, bu bile benim için yeterlidir. Yoksa söylediklerimi yanlış anlayıp yorum yapanlara yanıt vermeye çalışmak ya da onları yanıtsız bırakmak daha üzücü oluyor.
Hem söylediklerimi vurgulamak hem de biraz gülümsetmek amacıyla bir mektubu paylaşmak istiyorum. 19. yüzyılda yaşamış, önemli buluşlarıyla bilinen İngiliz matematikçisi Charles Babbage, ünlü İngiliz şair Lord Tennnyson’a şöyle bir mektup yazmış:
“Sayın Bayım,
Doğrusu pek güzel olan Günaha Bakış şiirinizde, ‘Birinin öldüğü her dakikada / Bir diğeri doğar’ diye iki dize var. Ancak bu dediğiniz gerçek olsaydı, dünyanın nüfusu hep aynı kalırdı. İşin doğrusu doğum oranı ölüm oranından küçük bir farkla fazladır. Onun için kitabınızın ikinci baskısında bu dizeleri, ‘Birinin öldüğü her dakikada 1 1/16 kişi doğar’ şeklinde düzeltmenizi öneriyorum.
Saygılarımla.”
Lord Tennnyson, bu mektuba bir yanıt verdi mi, bilmiyorum; ama ne bir şairin ne de olgun bir şiir okurunun, bu yazılanları ciddiye alacaklarını sanmıyorum. Zaten sıradan biri bunu yazmış olsaydı, mektup o anda çöplüğü boylar, günümüze kadar ulaşamazdı.
Şunu özellikle vurgulamak isterim: Nitelikli bir okur, bana göre yazarın denek taşıdır!
Onlardan gelen her tür eleştiri ve yorumların bizi daha çok varsıllaştırdığını, yeni arayışlara yönlendirdiğini söyleyebilirim.