Peraşamızın başında ‘para aduma / kızıl inek’ mitsvası yerini alır. Bu mitsva özellikle ölü ile temas eden bir kişinin yeniden ‘taor / saf’ olması için gerekli işlemleri bize öğretir.
Bu mitsvanın altın buzağı ile ilgisinin olduğunu yazılarımızda birkaç kez belirtmiştik. Buzağı ineğin yavrusu olduğundan ‘para aduma’ da buzağının annesini temsil eder görünümdedir. Midraş bu konuda kısacası annesinin gelip de çocuğun kirlettiğini temizlemesi beklenir. Küçük bir çocuk ortalığı dağıttığında, bu dağınıklığı temizleme sorumluluğu ebeveyne düşüncesi hiç de yabancı değildir.
Midraş, apaçık bir mesaj gibi görünen ama ne yazık ki her zaman gerektiği kadar apaçık olmayan bir mesajı dolaylı olarak iletmektedir: Temizlenmesi gereken bir karmaşa varsa, onu temizlememiz gerekir.
Özellikle yaz aylarında, genç çiftlerin ebeveynlerinin evlerinde çok fazla zaman geçirmeleri veya hatta birkaç haftalığına taşınmaları yaygındır. Genç çiftler özellikle yazlık evlerin değişmez konukları gibidir. Burada değinmek istediğimiz şey gençlerin sorumluluk sahibi olmaları ve kelimenin tam anlamıyla, ortalığı temizlemeleridir. Çocukların ortalığını temizlemeyi ebeveynlerine bırakmak mantıklı bir davranış değildir. Evli olsun olmasın çocuklarımızın birçok konuda sorumluluk almaları ve buna göre davranmaları gerekir.
Günümüzde çok yaygın olan bir durumu da eklemeden geçmeyelim. İnsanlar bazen çevrelerine, ilgilenmedikleri veya sorumluluk almadıkları ‘karmaşalar’a karşı duyarsızlaşırlar. Çevrelerinde olup bitenlere, temizlenmesi gereken ‘kirli durumlara’ hiç aldırmadan, işlerine bakarlar.
Bu, belki de hepimizin bir şekilde sahip olduğu bencillikten kaynaklanır. Hepimiz bir şekilde bencillik yaparız. Bir dereceye kadar bunun mantıklı olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü hepimizin ilgilenmemiz gereken kişisel ihtiyaçlarımız vardır. Sorun şu ki, bu ihtiyaçlar görüşümüzü engelleyen, diğer insanları ve onların ihtiyaçlarını görmemizi engelleyen ‘kör noktalar’ yaratır. Bu ‘kör noktalar’ bazen yarattığımız ve ‘temizlememiz’ gereken ‘karmaşayı’ görmemizi engeller.
Bu sorunun çözümü gözlerimizi açık tutmak ve etrafımıza bakmak için özel bir çaba göstermektir. Kör noktalarla yaşamamıza gerek yok. Başımızı yeterince uzağa çevirirsek daha fazlasını görürüz. Etrafımızdaki insanlara daha fazla dikkat edersek, onların ihtiyaçlarına karşı kör olmaz ve duyarsız kalmayız.
Temizlemekle yükümlü olduğumuz dağınıklıkları temizleyelim ve hayatımızdaki tüm insanlara daha fazla ilgi ve anlayış gösterelim. Hiç şüphesiz ki onlar da bizim için aynısını yapacaktır.