Ayşe Kulin'e saygıyla

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
22 Mayıs 2025 Perşembe

Orhan Kemal Roman Armağanı; yazar Orhan Kemal’in anısına, 1972’den bu yana, her yıl verilen roman ödülüdür. Birbirinden değerli edebiyatçıların aldığı bu ödüle, bu sene çok değerli yazar Ayşe Kulin, bütün eserleriyle layık görüldü. Kurul ödülü verme gerekçesini şöyle açıklamış:

“Eserlerinde aydınlanma çizgisini benimsemiş, 1900’lü yılların başından bu yana ülkemizde ve komşu coğrafyalarda yaşanan savaş ve göç olgularına aile kurumunu da dâhil ederek romanlarını gerçekçi bir dille kaleme alan ve 40 yılı aşkın süredir sınırları aşan bir okuyucu kitlesiyle buluşan, Ayşe Kulin’e yarışmaya katılan son eseri ve tüm eserleri göz önünde bulundurularak, edebiyata verdiği katkılardan dolayı 2025 yılı, 54. Orhan Kemal Roman Armağanı’na değer görmüştür.”

Yazdığı bütün kitaplar, birer eser niteliğinde… Hepsini okumuş olduğum için ayrıca çok mutluyum. Onu tanıma ve öğrencilerime tanıtma fırsatı bulduğum için, kendimi ayrıca çok şanslı sayıyorum. Hatta en güzel romanlarından biri olan Nefes Nefese’nin okulumda hâlâ seçilen kitaplar arasında olmaya devam etmesi de çok hoşuma gidiyor.

Mustafa filminin galasında yanına gitmiş, kim olduğumu ve nerede öğretmenlik yaptığımı söylemiştim. Nefes Nefese romanının Türk Yahudi Toplumu için ne kadar önemli bir eser olduğunu, bunun bilincinde olarak sınıflarımızda okutmak için seçtiğimi, öğrencilerimle bir söyleşi yapması için onu davet etmek istediğimi de eklemiştim. O zamanlar yazarlara ulaşmak, çok kolay değildi. Son derece nazik bir tavırla bana telefonunu verdi ve okula geldi. Hem kitap hem de yazarlık üstüne nefis bir söyleşi yaptı çocuklarla. Öğrencilerden biri,  bir soru sordu: ”Bir yazar, kitap satarak çok para kazanır mı?”  Şöyle cevap verdiğini hatırlıyorum: “Eğer çok satarsa kitabı, yerli bir araba alacak kadar bir parayı ancak kazanır. Ama önemli olan nedir biliyor musun? O arabayı almak değil, hiç tanımadığın sayısız insanın başucunda duruyor olmak…” demişti. Ne kadar haklıydı!  Emekli olmadan önce onu bir kez daha davet etmek için aradığımda bir operasyon geçireceğini, sonrasında davete, seve seve icabet edeceğini söylemişti ama ben ona yetişemedim. Yakın zamanda okula tekrar geldiğini okulun sosyal medya paylaşımından gördüğümde çok sevindim. Kitap hâlâ okutuluyordu ve yazarıyla yepyeni bir kuşak tekrar bir araya gelme şansı bulmuştu. Bu, o kadar değerli ki…

Biraz da yazarın öz geçmişinden söz etmek isterim: Ayşe Kulin, Arnavutköy Amerikan Kız koleji Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu. Önce gazetecilik yaptı. Dönemin; Cumhuriyet, Güneş ve Dünya gazetelerinde muhabirlik, birçok dergide yazarlık ve yazı işleri müdürlüğü yaptı. Halkla ilişkiler uzmanı, televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak çalıştı. 1984’te yayımlanan ilk öykü kitabı Güneşe Dön Yüzünü’ kitabındaki Gülizar’ öyküsünü kendi senaryolaştırdı ve bu senaryo, Kırık Bebek’ adıyla film yapılarak Kültür Bakanlığı Ödülü’ne değer bulundu. 1989 yılında Ayaşlı ile Kiracıları adlı dizideki çalışmasıyla Tiyatro ve Televizyon Yazarları Derneği’nin En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü’nü kazandı. Foto Sabah Resimleri adlı öyküsü 1996 yılının Haldun Taner Öykü Ödülü’nü, bu öykünün adını verdiği kitabı ise 1997 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazandı. Çeşitli kurumların, İletişim Fakültelerinin, Tempo, Nokta gibi dergilerin anketlerinde en iyi roman seçilen, Bir Tatlı Huzur, Adı: Aylin ve Füreya adını taşıyan üç biyografisi, Sevdalinka, Köprü, Nefes Nefese adlı gerçek olaylara dayanan belgesel nitelikli üç romanı, Gece Sesleri adlı bir kurgu romanı, eserlerinden yalnızca birkaç tanesi… Ayşe Kulin sadece roman değil;  öyküler, denemeler, şiirler hatta Sit Nene’nin Masalları’ adlı bir çocuk kitabı da yazmış, edebiyatın en değerli türlerinin altına imza atmış, çok renkli, çok değerli, çok etkili bir kalem… Sahip olduğu değer yargıları, birikimi, hayat tecrübesi ve dünya görüşüyle sadece yazdıklarıyla değil günümüzde farklı mecralarda yaptığı paylaşımlarla da gençlere örnek olmayı seçen bir düşünür niteliğinde bana göre…

Hayatı gün gün biriktirmek değildir önemli olan… Önemli olan; biriktirilen günlerin, başkalarının biriktirdiklerinden farklı olmasıdır. Bu farklılık; insanın aile terbiyesinden, yaşam felsefesinden, hayata bakış açısından pek çok özellik alarak şekillenir ve dünyayı da şekillendirir… Kimi bunu çizerek, kimi sahneleyerek, kimi seslendirerek kimi de yazarak yapar ve ölümsüz olur… Ayşe Kulin de aydınlık mavi gözleri, tatlı sesi, nefis sohbeti, eşsiz kalemiyle; bu kubbede hoş sadalar bırakmaya devam edecek… Onu tanımış, okumuş, okutmuş olmak; büyük onur benim için… Şahsiyeti ve edebi kişiliği önünde saygıyla eğiliyorum.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün