Ahare Mot - Kedoşim Nereden geldin, nereye gidiyorsun?

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
7 Mayıs 2025 Çarşamba

Bu hafta Ahare Mot ve Kedoşim peraşaları birlikte okunur. Açıklamalarımız ‘Kedoşim’le ilgilidir.

Çok fazla emrin işlendiği Kedoşim peraşası ‘lo teleh rahil beameha’ emri ile başka insanlara ait olumsuz bilgileri paylaşma yasağını getirir. Aslında defalarca başkaları hakkında konuşmak dediğimiz ‘laşon ara’ yasağı konusunda birçok örneklere yer verdik. Çünkü nedense insanların yaşam tarzları başkalarını kendilerinden daha çok ilgilendirir. İnsanların ne kadar çok parası olduğu, Şabat ve bayram yemeklerinde nasıl giyindikleri, insanların yaşadıkları evler ve tatilleri, evlilikler ve boşanmalar nedense birçoğumuzun konuşma konularının başında gelir.

Bunu neden yaptığımız sorusuna verilebilecek birçok cevap bulunabilir. En muhtemel cevap, diğer insanların sorunlarının, dikkatimizi kendi sorunlarımızdan uzaklaştırdığıdır. Başkalarının sorunları hakkında düşünerek ve konuşarak, kendi sorunlarımızdan geçici olarak kaçabilmek mümkündür. Bu da bizi rahatlatır. Dedikodu insanları rahatlatır çünkü zihnimizi mücadelelerimizden, kendi yaşamlarımızda karşılaştığımız zorluklardan uzaklaştırmamızı sağlar.

Ancak bu rahatlamanın olumlu olmayan tarafına da bakmak gerekir. Çünkü bu rahatlama dikkatimizi mücadelelerimizden,  hedeflerimizden, hayattaki amacımızdan, bu dünyadaki kısa ikametimizi en iyi şekilde değerlendirmek için yatırım yapmamız gereken sıkı çalışmadan uzaklaştırmak anlamına gelir. Dedikoduyu bu kadar tehlikeli kılan şeylerden biri de budur. Dedikodu yaparak başkalarına verdiğimiz zararın ötesinde kendimize de zarar vermiş oluruz.  

Pirke Avot üçüncü bölümün başındaki Mişna çok keskin ve etkilidir. “Da meayin bata ulan ata oleh velifne mi ata atid liten din veheşbon / nereden geldin, nereye gidiyorsun ve gelecekte kimin huzurunda hesap vereceksin?” Mişna daha da sertleşir. Nereden geldiğimiz sorusunu sadece bir damla şeklinde yanıtlar. Hepimizin başlangıcı sadece bir zigottur. Nereye gideceğimiz sorusunun cevabı toprağın tozuna, solucanına ve çürümeye şeklindedir. Kimin önünde hesap vereceğimiz de bellidir. O da “Meleh malhe amelahim AKadoş Baruh U” şeklindedir. Bu üç şeyi düşünmenin ve idrak etmenin de Mişna’ya göre insanı günahtan uzak tutma konusunda büyük faydası vardır. Kısaca bu Mişna bizlerin neye ‘odaklanması’ gerektiğini anlatmaktadır. Bu da bize gerçekten önemli olana, yani yaşam amacımıza nasıl odaklanacağımızı öğretir.

Onun bunun hakkında konuşmak ve dedikodu yapmak bizi ileriye taşımayacak, hedeflerimize ulaşmamıza yardımcı olmayacak ve asıl önemli olan Tanrı’nın bizi dünyaya getirme amacını görmemizi sağlamayacaktır.  

Bu zorluk o kadar büyük ve etkilidir ki her sabah Berahot sonrasında okuduğumuz ‘yei ratson’ dualarında bir takım olumsuz şeylerden korunmayı dileriz. Bunlar kötü insanlardan, kötü arkadaşlardan, kötü komşulardan, kötü isteklerden, kötü konuşmalardan korunma isteğidir. Buradaki kötü konuşmalar her ne kadar başkalarının bizim hakkımızdaki kötü konuşmaları gibi açıklansa da kendi kullandığımız olumsuz dedikodu konuşmalarından da korunma dileklerimiz buraya dâhil edilebilir. Burada dilenen odaklanmamız gereken şeylere odaklanabilmek için Tanrı’nın yardımıdır.

Başkalarının ne yaptığıyla, saçma sapan şeylerle vakit kaybetmeyi bırakalım. Bunun yerine, gerçekten önemli olana, anlamlı hedeflere ulaşarak hayatlarımızı anlamlı kılmaya mümkün olduğunca odaklanmaya çalışalım, amen.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün