Yeni yıl sürpriz yapar mı?

İvo MOLİNAS Köşe Yazısı
4 Ocak 2024 Perşembe

2024’ün ilk günleri. Bir değişiklik var mı?...

Sene sonunda yeni yıl için hep iyi dilekler iletildi ama galiba en çok astrologlara kulak verildi.

Astrolojinin post-modern dünyanın yeni dini olma işlevinde, mutsuz ve aslında varoluş sıkıntısı çekmekte olan kimi yığınların dayanağı olması, 21. yüzyıl insanının yeni umut arayışları içinde olduğunu gösteriyor. Zira dünya ve hayatlar çılgın bir şekilde kaosun içinde yuvarlanırken mağdur birey çıkış yolu arıyor. Lakin, milyonlarca kilometre uzaklıktaki yerkürelerin salınımlarının veya yer değiştirmelerinin insana ne gibi olumlu – olumsuz etkide bulunabileceğini anlamakta zorluk çekiyor bir başka insan.

Ancak yaşam, çok hakikatli bir kaosun yörüngesinde dönmeye başlamış durumda.

Varoluşun, mutsuzluğun ve mutluğun karşıt birlikteliğinden oluştuğu idrak edilmedikçe kaos ve arayışlar devam edecek, birden çok hakikatli post-modern dönemde.

Spinoza’nın evrensel nedensellik ilkesine göre ‘belirli bir neden olmaksızın hiçbir şey gerçekleşmez ve nedensiz olayların varlığından söz etmek mümkün değildir’.

İnsanın başına gelen her şeyin bir nedeni hatta kök nedeni vardır ve bu da doğanın değişmez kanunudur. Mucize diye bir gerçeklik yoktur, her şeyin bir tetikleyicisi vardır, düşünüre göre.

Nedensellik anlaşıldığı gün başa gelen olumsuzluklar olgunluk ve soğukkanlılıkla karşılanacak ve kök nedeni araştırılarak yol haritası daha sağlıklı çizilebilecek.

2024, elbette geçtiğimiz yıl olduğu gibi hem bireysel hem toplumsal alanda insanı mutsuzluğa sokacak gelişmeleri da içerecek ama bakış açısının bu yönde bir evirilmeye gitmesi durumda, doğanın renkleri bile daha canlı gelecek gözlere muhtemelen.

***

Yeni yılın dünyada neleri değiştireceğini, neleri yaratacağını veya yok edeceğini öngörmek pek kolay değil kaotik düzende. Ancak sokaktaki insanın kontrolünün dışındaki gelişmelerin onun hayatını her zamanki gibi etkileyeceği aşikâr.

Yeni yılda dünyanın yarısının yaşadığı ülkelerde genel seçimler olacak. Tüm kıtalarda yaklaşık 2 milyar seçmen sandığa gidecek. Bu ülkeler arasında başta ABD olmak üzere, İngiltere, Hindistan ve Bangladeş de var. Rusya’da da devlet başkanlığı seçimleri var ama orada Putin’in tekrar seçileceği zaten belli. 2020’de değiştirdiği anayasa ile kendisinin sonsuza değin seçilme hakkını sağlamıştı.

Ancak dünya siyasetinde ve dolayısıyla ekonomik ve sosyal dengelerinde büyük değişim getirebilecek iki ülke seçimleri öne çıkıyor. Biri elbette ABD, diğeri ise Tayvan.

ABD seçimlerine Donald Trump’ın girip girmeyeceği henüz belli değil ama girerse kazanma şansının olması en fazla Ukrayna - Rusya savaşının gidişatını ilgilendirecek. Zira Trump’ın izolasyonist politikaları ve Putin hayranlığı ABD’nin Ukrayna’ya desteğini çekme sonucunu doğurabilecek. Çin ile ilişkilerinin de bu durumda geleneksel ABD siyasetinin aksi yönüne olacağı da pek muhtemel. Ama ABD seçimleri için ilginç ve bir o kadar da tuhaf olan gerçek ise dünya lideri ülkenin, kendisini yönetmesi için iki yaşlı liderden başka birini bulamamış olması.

Genel seçimlerinin olacağı önemli ikinci ülke ise Tayvan. Burada, Çin yanlısı partinin iktidara gelmesi ABD – Çin ilişkilerinde bölgeyi ve belki de tüm dünya ekonomisini de etkileyebilecek yeni bir soğuk savaş dönemi açabilir.

Genel bir bakış atıldığında ise geri kalan ülkelerde yapılacak seçimlerde illiberal akımın hakim olacağı ve dolayısıyla 2024’te dünyanın daha otokratik liderlerle dolmaya başlayacağını öngörmek mümkün.

Türkiye’de de yerel seçimler belki de genel seçimler kadar önemli olacak. Muhalefetin büyük şehirleri iktidara kaptırmamak için yoğun bir çaba içine gireceği biliniyor. Bu mücadelenin ülkedeki siyasi ve sosyal gerginliği arttırabileceğini öngörmek mümkün. Ekonomik koşulların seçimler sonrası orta ve alt sınıfları nasıl etkileyeceği de bir başka merak konusu.

2024’te en fazla duyacağımız kelime ise ‘yapay zeka’ olacak. Geçtiğimiz yıl neredeyse tüm internet kullanıcılarına yazı tabanlı ulaşan yapay zekanın, insanın yaşamını etkileyecek çok farlı alanlarda gelişmesi öngörülüyor. Başta ilaç ve kimya sanayi olmak üzere insana dokunan her alanda yapay zekanın etkilerini daha fazla göreceğiz. Bunun yanında onun kötü niyetli kullanımı, özellikle görsel medyada büyük adaletsizlik ve de kötülük yaratabilecek. Gerçek gibi olup da yaratılmış ve kurgulanmış bir yalan gerçeği yansıtan fotoğraf ve videoların üretilmesi kimilerini zora sokabilecek ve yaratılmak istenen algılarla yöneticilerin ellerine yeni kozlar verilebilecek.2023’te bunun ilk sinyallerini almıştı tüm dünya.

İsrail - Hamas savaşının nereye evirileceği veya ne zaman son ereceğini de öngörmek mümkün değil, tıpkı Ukrayna – Rusya savaşının sonucunun bilinmezliği gibi. Ancak Gazze’de her geçen gün artan sivil ölümlerin bu savaşın bir an önce, sonucu ne olursa olsun bitmesi gerektiğini düşündürtüyor. İsrail’in sivil rehineleri kurtarıp savaşa son vermesi gerekiyor.

***

O da temmuz ayında Fransa’da yapılacak Olimpiyatlar. Oyunlar esnasında insanoğlu bir nebze, hayatın rekabet içinde de olsa bir kardeşlik oyunundan öte bir hakikati temsil etmediğini idrak edecek, kısa bir süreliğine de olsa.

Sonra da hayat aynen eskisi gibi devam edecek.

Hırstan ve güç arayışından arınılmadığı sürece bu kaos sonsuza değin ebedi bir döngü içinde hep insanla birlikte olacak…

2024’ün, öğrenilmiş çaresizlikleri kıracağını ve sonra da bir nebze de olsa, sağlıklı ilerleyeceğini umalım ve dileyelim…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün