İsrail turu izlenimleri…

Mois GABAY Köşe Yazısı
11 Mayıs 2022 Çarşamba

Farklı ortamlarda konu dönüp dolaşıp İsrail – Filistin çatışmasına geldiğinde ve fikrim sorulduğunda her zaman karşı tarafa yönelttiğim ilk soru “Hiç İsrail’e seyahat ettiniz mi?” olur… Yaşadığımız toplumda İsrail algısı özellikle son 20 sene içinde o kadar belirgin bir şekilde kimilerince değiştirilmiştir ki, İsrail’e varır varmaz ülkede 2 milyona yakın Arap İsrail vatandaşının yaşadığını öğrenmek bile bazen fikirleri değiştirmeye yetebilir.

Geçtiğimiz Şeker Bayramı’nda Sacred7 Travel organizasyonu ile bir ilki gerçekleştirerek Semavi Dinlerin İzinde Kudüs ve İsrail turuyla iki ayrı rehber, iki ayrı göz olarak değerli meslektaşım Dr. Elif Çamlıkaya ile birlikte 35 misafirimize bu kez İsrail’i tanıttık. Ön yargılarla örülü bir rotada, farklı hassasiyetleri unutmadan, tüm inançlara ve fikirlere eşit mesafede, saygıyla semavi dinlerin merkezine gidebilmek, hele hele bunu “Yahudi” bir rehberin anlatımları ile de yapabilmek hem benim hem de program ortağım sevgili Elif için hiç kolay değildi.

Roma döneminin önemli antik kentlerinden Ceaserea’dan başlayan gezimiz, Bahai Tapınağı ile ünlü Hayfa şehrine, oradan da Hristiyanlık öğretilerinde anlatılan olaylarla önem arz eden Nazareth ve Taberiye’ye doğru devam etti. Masada’nın büyüleyici atmosferi içinde “Masada bir daha asla düşmeyecek!” ulusal sloganının anlamını idrak ederken, Filistin ulusal yönetimindeki Bethlehem’de Kutsal Doğum Kilisesini de ziyaret ettik. Üç tam günü kutsal şehir Kudüs’te tüm semavi dinlere ait kutsal noktaları tek tek tanıyarak geçirdik. Kotel (Batı Duvarı) ve Tünellerini ziyaret ederek, Kutsal’ın kutsalına en yakın noktada dileklerimizi Evren’in yaratıcısına iletmek üzere duvara yerleştirdik. Grubumuz değerli meslektaşım Dr.Elif Çamlıkaya eşliğinde Kuran-ı Kerim’de yazıldığı üzere Hz.Muhammed’in miraca yükseldiği yer olan Kubbet’üs Sahra ve Mescid- El Aksa ziyaretleri ile Kudüs gezisini tamamladı.

İsrail’i ziyaret ettiğimiz günlerde hem Yom Azikaron (Anma günü) hem de bir gün sonra Yom Atsmaut (Bağımsızlık Günü)’nü de art arda İsrail’de görme fırsatını bulduk. Sokakları dolduran vatandaşların bir gün evvelki duygulu şarkılarının yerini bir gün sonra bayraklar eşliğinde alabildiğine bir coşku almıştı. Bütün gece süren kutlamalarda dindarı, seküleri tüm İsrail halkını bir arada eğlenirken görmek de grubumuz için ilginçti. 

 Yad Vashem Holokost Müzesi’nde insanlık tarihinin en benzersiz acısını, soykırımın tarihsel gelişimini çoğumuz yaşlı gözlerle adım adım izlerken, Uluslararası Dürüstler için yapılmış hatıra ormanında Rodos Başkonsolosu Selahattin Ülkümen’in ismini görüp gururlandık.  

Yaşadığımız onlarca unutulmaz anı eşliğinde altı günü Tel Aviv ve Yafa sahilinde keyifli bir mola ile tamamladık. Dönüş yolunda Yitsak Rabin meydanından geçerken otobüsümüzde 1995 yılında katledildiğinde cebinden kanlı bir kâğıtta sözleri çıkan “Shir La Shalom- Barışın Şarkısı” çalmaktaydı. Barış, tüm misafirlerimizin ortak dileğiydi acının bir gün bile eksik olmadığı bu coğrafyada… Tatilimizin son gününde, İsrail bağımsızlık günü kutlamaları vesilesiyle tüm İsrail halkının genci yaşlısı sokaklarda olduğu bir anda eli baltalı iki teröristin Elad şehrinde bir parkta sivillere saldırdığını ve üç sivilin hayatlarını kaybettiğini öğrendik.  

Havalimanına vardığımızda ülkeye ziyarete ilk defa gelen hiçbir misafirimiz için İsrail medyada duyduğu, sokakta anlatılanlar ile aynı ülke değildi. Hele ki neredeyse tüm grubun kolay güvenlik kontrolünden kabul edilip, bir misafirimizle benim yoğun kontrol kapısından geçirilmem bile kimi uygulamaların ayrım gözetilmeden yapıldığını göstermesi açısından ilginçti…

Sacred7 eşliğinde İsrail’i semavi dinlerin izinde tanıtan turlarımızın devamı gelecek. Sizlere de “öteki”yi doğru anlayabilmek için mutlaka farklı açılardan İsrail’i görmenizi öneririm.

***

Hitler’in dedesi Yahudi miydi safsatası…

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bir İtalyan televizyonuna verdiği röportaj sırasında sarf ettiği “Hitler de Yahudi kanı taşıyordu. Tarihteki en büyük antisemitistler de zaten Yahudi idi” şeklindeki sözleri maalesef birçok Yahudi’nin çok iyi bildiği “yeni tip antisemitizm” örneğidir.

Şaşılacak olan ise ulusal medyamızın saygın kabul edilebilecek birçok gazetesinin bu haberden yola çıkıp günlerdir bu safsatayı satırlarına taşımasıdır. Holokost eğitiminin son derece eksik olduğu ülkemizde bu tip haberler ile zihinleri bulandırmak sadece Holokost’un inkarcılığına yönelik bir çaba olmaz aynı zamanda da antisemitizme hizmet eder. Dileriz bu haberi yayan medya organları da hatalarından kısa sürede dönerler…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün