Yanbol yeniden kapılarını açtı

Yeniden faaliyete geçen Yanbol Sinagogu, 22 Ekim´de Hahambaşı Rav David Sivi´nin de katıldığı bir törenle kapılarını açtı.

Elda SASUN Toplum
29 Ekim 2025 Çarşamba

Törende, minha duasının ardından Balat Ahrida Sinagogu Yönetim Kurulu Başkanı Moris Levi, hoş geldiniz konuşmasında yenilenmiş Yanbol ve yeni Hahambaşı’na, ilk sinagog ziyaretine uygun olarak Fotoğraf Sanatçısı İzzet Keribar’ın bir fotoğrafını sundu. Levi, Yanbol Sinagogu’nun tarihçesinden bahsederek şöyle dedi:
“Bu muhteşem yapı, Yanbol şehrinden gelen Yahudiler tarafından kurulmuştur. 1396’da Yanbol’u fetheden Osmanlı, Yahudi tebaasından o denli memnun olmuş ki Fatih Sultan Mehmet 1453 yılında İstanbul’u aldığında, Yanbol Yahudi Cemaatine Balat’a yerleşmeleri için bir davet göndermiştir. Yanbol Yahudileri bu sinagogu yaklaşık 570 yıl önce yapmışlar. Mimar Hayim Beraha her zamanki titizliğiyle ihtiyaçların elden geçirilmesini üstlendi. Bu süreçte 70 yıldır açılmayan bir odayı fark ettik. Bu odada bulunan eski sandıklarda, Balat’ın kapanmış sinagoglarından buraya gelmiş çok sayıda obje bulundu. Bu objeler, dışarıda gördüğümüz sergi salonunda yer alıyor.”

Levi, çalışmaların her alanında onlara el uzatan tüm dostlara ve sinagogun açılışına emek veren herkese teşekkür etti: “Girişte Seyfi İşman’ın, seuda salonunun hemen karşısında Jackie Arditty imzalı tablo ve Şeyla Niyego’nun eserleri yer alıyor. Hazan Albert Güzelbahar ise 53 yıldır Ahrida Sinagogu’nu ayakta tutuyor. Halen eski makamlarla ezgileri ustalıkla kullanarak, Balat sinagoglarına devam eden yahidler için her duayı bir şölen haline getiriyor.”

Moris Levi, özellikle Anna Fresko’nun katkılarını övdü:

“Sıra geldi bu çok değerli asil hanımefendiyi -ben sinagogumuza öyle diyorum- süslemeye…

O zaman fark ettik ki bu konuda gerçekten aciziz. Bir pis su giderinin nerelerden geçeceğini bilen çok arkadaşımız var ama sinagogu ne renge boyayacağımızı bilmiyoruz. İşte o zaman Anna Fresko hanımefendi imdadımıza yetişti ve bu sinagogu sizlerin ve herkesin hayranlıkla bakacağı şekline kararlılıkla ve ince bir zevkle getirdi.”

Daha sonra söz alan Hahambaşı Rav Sivi de, Yanbol’da bulunmaktan çok mutlu olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Yanbol Sinagogumuzun epeyce uzun süren suskunluktan sonra yenilenerek şimdilerde ibadete ve ziyarete açılışını kutlamak mı desem, yoksa bu vesileyle İstanbul Sefarad Yahudiliği kültürünün en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Balat semtinin o güzel mazisini anmak mı desem... Şimdi burada sizlerle birlikte olmak ve sizlere seslenebiliyor olmaktan çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim. Hoş geldiniz, hoşluklar getirdiniz, bizleri hoşnut ettiniz. Biraz önce Başkan Sayın Moris Levi, şu an içinde bulunduğumuz; geleneksel Sefarad stilinde inşa edilip tezyin edilmiş, yenilenirken de aslına sadık kalınmaya özen gösterildiği çok belli olan bu güzel sinagogumuzun tarihi ve bugünlere gelişi konusunda bizlere tatmin edici bilgiler verdi.

Ben konuyu bir başka biçimde ele almak istiyorum. Siz de biliyorsunuz, biz Yahudiler tarih ve mekân bilinci çok yüksek olan bir toplum olarak biliniriz. Bayramlarımızla önemli gün ve oruçlarımızın hemen hepsi, dinsel takvimimizde belli bir tarihi olayın yıldönümü olarak yer alır. Gerçekten de kutsal metinlerimizi bu bakımdan incelerseniz, hemen her anlatıda zaman ve mekân kavramlarının belirtilmesine çok özen gösterildiğini derhal fark edersiniz. Bana göre zaman ve mekân, Yahudi zihniyetinin neredeyse temel öğesidir. Balat semti ve Yanbol Sinagogu denince şunları düşünmeden edemedim. Balat ve Yanbol, Balat ve Ahrida, Balat ve Salonikio, Balat ve İştipol, Balat ve Kasturiya ve Balat’la adını eşleştirmeyi şu anda hatırlayamadığım niceleri. Bunların hemen hepsi, 15. ve 16. asırlarda Balkanlar’dan göç edip gelen Sefarad Yahudi topluluklarının bu semtte kurdukları; ama kurarken geldikleri yurtlarının anısını hiçbir şekilde akıllarından çıkaramadıkları sinagoglar. Balkanlar’dan göçen bunca halkı İstanbul’un bir başka semtine değil de Haliç kıyısındaki Balat’a çeken sebep için ben buna, Balat Yahudilerinin oluşturduğu güçlü bir Türk-Yahudi kültürü diyeceğim. Mevcut sinagoglarıyla, yeşivalarıyla, mikveleriyle, bilge hahamlarıyla, hatta mahalli Bet Din’leriyle, Talmud-Tora’larıyla; şohetleri, kaşer kesim ve kasaplarıyla, moelleri, ebeleri ve hatta çöpçatanlarıyla; çeşitli toplumsal dayanışma kurumları, gençlik dernekleri ve daha birçok kuruluşlarıyla tam teşekküllü bir Balat semti. Belli ki burada yabancılık hissetmeyeceklerdi. Değerli dostlar, niyetim Balat’ın mazisine haklı da olsa övgüler dizmek değildi. Ama bunları düşünmeden edemedim. İçinde bulunduğumuz bu kutsal mekânı, gördüğümüz gibi aslına uygun olarak gerçekten olabileceğinin en güzel şekliyle yenileyip düzenleyenlerden başlayarak; burayı yeniden ibadete ve ziyarete açanlara, bu konuda çaba harcayanlara, sorumlulara, sanatçılara, mimarlara ve tüm çalışanlara en içten teşekkürlerimi sunuyor, kendilerini tebrik ediyor ve dualarımla kutluyorum.”

İkramlarla renklenen tören, tüm katılımcılara duygusal ve nostaljik bir akşam yaşattı.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün