Hello Girls ve tarihin sessiz kadın askerleri: “Alo, buradayız!”

Bahar AKPINAR Perspektif
18 Haziran 2025 Çarşamba

1917 yılında Amerikan ordusu Avrupa’daki cepheye ilerlerken, beklenmedik bir sorunla karşılaştı: haberleşme. Fransız ordusuyla birlikte harekât yürüten Amerikan birliklerinin koordinasyonu için, hızlı, disiplinli ve her iki dili çok iyi bilen operatörlere ihtiyaç vardı. General John Pershing, çözüm için kadınlara yöneldi. O dönemde telefon santralinde çalışmak zaten kadınlara özgü bir iş olarak görülüyordu. Böylece Amerikan tarihinin ilk üniformalı kadın askerleri sahneye çıktı: “Hello Girls.”

223 kadından oluşan bu birlik, haberleşme üzerine askeri eğitim aldı, yemin etti ve üniformalarını giyerek Atlantik’i aşıp Fransa’ya gitti. Operatörlük deneyimi, Fransızca bilgisi ve dayanıklılık bu görevin ön koşullarıydı. Genç kadınlar, bombardıman altındaki ileri karargâhlarda telefon hatlarını çekti, emirleri iletti ve kod çözdü.

Grace Banker, bu birliğin başında yer alıyordu. 1892 doğumlu Banker, Fransızca ve tarih eğitimi aldıktan sonra AT&T’de çalışmış, ardından bu görev için gönüllü olmuştu. 1918’de Meuse-Argonne Taarruzu sırasında, ekibiyle birlikte cephe hattına çok yakın bir karargâhta iletişimi sağladı. Bu başarısı sayesinde 1919’da ‘Distinguished Service Medal’ ile onurlandırıldı.

Hello Girls’ün katkıları sadece cepheyle sınırlı değildi. Bir kısmı, savaş sonrası barış görüşmeleri için Fransa’da kaldı. Paris’teki Elysée Sarayı’nda, Versailles’a giden kararların arkasında onların bağladığı görüşmeler vardı. Örneğin Louise Le Breton, altı ay boyunca General Pershing’in merkez karargâhında çalışarak, doğrudan generallerin emirlerini birliklere aktardı.

Hello Girls, sıklıkla topçu menzili içinde çalıştılar. Siperdeki birliklerin merkezle olan irtibatı onların parmaklarındaydı. Hızları, odaklanmaları ve dil becerileri sayesinde erkek operatörlerden ortalama yüzde 50 daha hızlı çalıştıkları kayda geçti. Amerikan ordusunun güvenliği, çoğu zaman onların sessizce açtığı bir hatla sağlandı.

Ancak bu sessizlik, savaş sona erdiğinde çok daha ağır bir hâl aldı. Hello Girls’ten Merle Egan, Fransa’da görev yaptıktan sonra ülkesine döndüğünde büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Üniforması üzerindeydi, yemin etmişti, askeri emir-komuta zincirine bağlıydı. Ama devlet, onu ve arkadaşlarını asker saymadı. “Bizi orduya aldılar, üniforma verdiler, yemin ettirdiler,” diyordu Egan yıllar sonra, “Ama döndüğümüzde bizi kimse hatırlamıyordu.”

Hello Girls’ün hikâyesi yalnızca kadın emeğinin görülmemesi açısından değil, Yahudi kimliğinin görünmezliği açısından da önem taşıyor. Zira dönemin Amerika’sında Yahudi kadınlar genellikle çok dilli, kentli ve eğitimliydi. Hello Girls arasında etnik kimlikleri belgelenmemiş olsa da, listedeki Esther Feuerstein, Clara Rosenfeld, Sadie Greenberg, Ruth Goldsmith, Ida Cohen, Bessie Silverman, Leah Horowitz gibi isimler, Yahudi kadınların da bu sessiz kahramanlar arasında olduğunu düşündürüyor. Dinî kimlikler resmi kayıtlara geçmediği için, bu kadınların varlığı da zamanla silindi.

Savaş bittiğinde bu kadınlara teşekkür edilmedi. Üniformalarını kendileri satın almışlardı. Ne madalya aldılar ne de emeklilik hakları oldu. Yıllar içinde bazıları başvurular yapsa da ordu onları tanımadı. 1970’lerde Merle Egan bu kez kalemiyle mücadele başlattı. Kongre’nin kapısını çaldı, belgeler topladı, mektuplar yazdı. Onun girişimleri sonucunda, 1979’da hayatta kalan 31 kadına nihayet “asker” statüsü verildi. Gerisi sessizliğe karıştı.

2024 yılında Amerikan Kongresi bu geç kalmış hakkı teslim etti: Hello Girls’ün tamamı için ‘Congressional Gold Medal’ önerildi. Yasanın gerekçesi açık: “Tarihî olarak eşit değil, üstün bir katkı verdiler” deniyordu. Ama Hello Girls üyeleri öldükten sonra verilen bu onur, ancak tarihin kenarına düşülmüş bir dipnot olabildi.

Hello Girls’ün hikâyesi yalnızca bir savaş anısı değil; görmezden gelinmiş bir emeğin, geç gelen tanınmanın ve tarihe kaydedilmemiş kimliklerin izidir. Onlar görevlerini sessizce yaptılar, yok sayıldılar, unutuldular. Ama aradan geçen yüzyıla rağmen, hâlâ açık kalan bir hat var: hakikat. Barış hep bizimle olsun.

 

Etiketler:

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün