Bir Kız Çocuğunun Gözünden

Duymayan Kalmasın
7 Haziran 2021 Pazartesi

Lorena Franco

Toplumumuzda kadın ve erkeğe biçilen rol, 21. yüzyılda hala erkeğin birçok kadından birçok alanda üstün tutulmasına, kadının birçok alanda aşağılanmasına ve hepsinin sonucunda insanda önyargı oluşmasına sebep oluyor.

Son 11 yıl içerisinde 3.185 kadın cinayeti işlenmiş bir ülkede, Türkiye’de yaşayan bir kız çocuğu olarak bu konuya parmak basmak için yeterli sebeplerim olduğuna inanıyorum. Ancak nereden nasıl başlasam bilemedim, çünkü özellikle ülkemizde çok hassas konular bunlar. Hele hele, bu kadar büyük adama(!) karşı bir düşünce savunmak da ciddi cesaret gerektiriyor açıkçası, ancak ben sadece düşüncelerimi ifade edeceğim. Diyeceğim şudur, feminist olmayan bir insan cinsiyetçidir. ‘Tam tersi olmasın sakın’ diye şaşıran ve toplumun dolduruşuna gelmiş okuyucular varsa, sizlere tavsiyem geniş çaplı olmasa da sadece feminizmin tanımıyla ilgili bir araştırma yapmanız yönündedir. Çünkü efendim, toplumumuzun muazzam deyişlerinin aksine feminizm kadın-erkek eşitliğini savunan bir düşüncedir ve bu düşünceyi savunan her insana da feminist denir. Dikkat edin, her insan dedim kadın demedim. Çünkü toplumumuzun dediklerinin aksine erkek bir adam da tıpkı bir kadın gibi feminist olabilir ve bu o kişiyi hanımcı yapmaz.

Feminizm için "kadınları üstün gören düşünce" türevi yorumlar duymuş olabilirsiniz. Öyle olsaydı bile, bunu söyleyen beyler sizlere sesleniyorum! Evinde karısını döven, tecavüz eden, boşanmak isteyince öldüren ve kadınlara bir objeden farksız davranan siz sevgili beyler! Konu feminizm olunca mı kadın erkek eşitliğini savunan barışçıl insanlara dönüştünüz? Lafta hepimiz barışçıl insanlarız ancak feminizme zıt düşmek sizi bırakın barışçıl olmayı  insan bile yapmaz. Kaldı ki feminizm kadın üstünlüğünü savunmaz, erkek üstünlüğüne karşı gelir. Bu iki tanım aynı gözükse bile farklıdır. Feminist insanların amacı tarih boyunca erkeklerin yanında ezilmiş olan kadınlara pozitif ayrımcılık sağlayarak onları tarih boyunca el üstünde tutulmuş erkeklerle eşit bir konuma getirmek ve toplumsal cinsiyet sosyolojisini yıkmaktır. Bir kadın da çalışıp para kazanabilir, kariyer yapabilir çünkü bir erkeğin ağzına bakmak istemeyebilir. Özgür olmak isteyebilir ki bu onun hakkıdır. Marangoz olmak istiyorsa olabilir çünkü marangozluk sadece bir meslektir ve bir cinsiyeti yoktur.

Duygular için de aynısı geçerlidir. ‘’Erkek adam ağlamaz’’ diyen ve ağlayan bir erkek görünce onu güçsüz görenler, bu lafım size. Ağlayan ya da korkan bir erkek güçsüz değildir, insandır ve herkes gibi onun da duyguları vardır. Bunun cinsiyetle değil, insanların karakterleriyle alakası var ve karşında ağladığı için alay ettiğin erkek senden daha karakterli, çünkü duyguları var.

Renkler ve kıyafetlere ne demeli peki? Bu kadar basit şeylerin bile toplumumuzda bir cinsiyeti olmasını anlayamıyorum. Bebek kız olacaksa odasını pembe dekore etmeli, erkek olacaksa mavi. Kim diyor bunları? Sonra bir erkek maviyi değil pembeyi sevince alay konusu olsun dursun.

Etek peki, onlar neden kadın kıyafetleri ve mağazalarda sadece kadın reyonunda bulunuyorlar? İskoçya'da mesela özel günler ve kutlamalarda erkekler ‘kilt’ denilen uzun eteklerini giyiyorlar. Tarihe bakıldığında da askerlerin ve yöneticilerin etek giydiği görülmektedir. Kaldı ki etek bir erkeğin vücut yapısına bir pantolona oranla çok daha uygundur. Ancak bugün toplumun kafasında eteğin belli bir cinsiyeti vardır. Tıpkı ojeler, aksesuarlar, makyaj ve pembe rengi gibi. Bunlar feminen şeylerdir ve feminen olma hakkına sahip olan tek cinsiyet kadındır. Aynı şekilde, bir kadının futbolla ilgilenmesi tuhaf karşılanır çünkü takım elbiseler, saatler, arabalar ve mavi maskülen şeylerdir ve toplumumuzda bir kadının bunları sevme ihtimali oldukça düşüktür. Ama başta da dediğim gibi bunların aslında cinsiyetimizle hiçbir ilgisi yok. Bunlar insanların kişiliklerini inşa etmekte oldukça büyük yer tutan ilgi alanlarıdır çünkü bunları kişi kendisi seçebilir. Ancak cinsiyetini seçemez.

 Bazen düşünüyorum da bu zihniyete sahip insanlarla bir arada yaşamak gerçekten zor. Benim gibi düşünen insanların çoğunlukta olduğunu düşünerek diyorum ki fikirlerinizi ifade etmekten çekinmeyin. Biz konuşalım ki toplum bilinçlensin çünkü ben bütün çocuklar adına bu konuya ses getirmek, insanların önyargılarını yıkmak ve bir şeyler yapmak istiyorum. Çünkü dizimi kırıp evde oturmak istemiyorum.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün