Güneş kremi skandalları / Nasıl korunacağız?

Hazır yaz gelmişken, bu ay, 2020´nin aralık ayında Güney Kore´de patlak veren ve henüz yeni yeni sonuçlanmaya başlayan güneş kremi skandalından bahsedeceğiz.

Ceyda HAVLUCU Yaşam
26 Mayıs 2021 Çarşamba

Geçen ayki yazımda bahsetmiştim… Türkiye’de, nedeni bilmediğim bir şekilde, medyada çok fazla duyulmasa da dünyada oldukça ses getirdi. Öncelikle bu konuda bir uzmanlığımın olmadığını, sadece bir tüketici olduğumu ve sadece kişisel araştırmalarım sonucu bir derleme yaptığımı hatırlatmak isterim

Peki, bu olay nasıl ortaya çıktı?

Daha önce incidecoder.com web sitesini duydunuz mu, bilmiyorum. Cilt bakım ürünlerinin içerikleriyle ilgili bilgi veren, araştırma yapan, neredeyse cilt bakım ürünleri ansiklopedisi diyebileceğimiz çok güzel bir kaynak. Sitenin sahibi, çok popüler olan Güney Kore menşeli Purito markasına ait Centella Green Level Unscented Sun ürününü incelerken, içeriğinde sadece iki filtre kullanılmış olduğunu fark ediyor. 50 GKF (Güneş Koruma Faktörü) koruma vaat eden ürünler çok daha fazla filtre içerirken, bu ürünün sadece iki filtre içermesine anlam veremiyor ve ürünü test için Avrupa’da iki farklı bağımsız test laboratuvarına yolluyor. Peki, sonuç ne derseniz? Her iki laboratuvardan gelen sonuca göre ürün 19 GKF çıkıyor. Bunun üzerine marka hızlıca bir geri toplama kampanyası başlatıyor. Elinizde ürün mevcutsa Türkiye’de de markanın distribütörü aracılığıyla ürünü iade ederek ücretinizi iade alabilirsiniz.

Peki, paramızı iade aldık, iyi güzel… Ya bu ürün güneşten korunduğumuzu sanırken, güneş yanığı olmamıza, lekelenmemize, kırışmamıza, güneş alerjisi olmamıza neden olduysa? “Cildimizde oluşmuş hasarı, para iadesi kurtarır mı, yok mu bu firmanın bir açıklaması?” diyorsanız, bence haklısınız. Ancak burada da marka, ürünleri piyasaya sürmeden önce, teste gönderdiğini ve sonuçların çıktığı doğrultuda pazarlamasının yapıldığını söylüyor. Bu arada ürünün fason olarak başka bir fabrikada üretildiğini söylemekte fayda var. Çünkü aynı üreticinin, benzer yapı ve içerikte farklı markalara ait ürünlerini de aşağıda paylaşıyorum. Bu ürünlerden elinizde varsa ya da sezon için almayı düşünüyorsanız öncesinde kendi global sitelerindeki açıklamaları kontrol etmenizi öneririm.

Klaris: Dear Klaris Soft Airy UV Essence ve Mid Day Blue UV Shield (Klaris tarafından açıklama geldi, elinizde var ise Türkiye distribütörü üzerinden iade edebilirsiniz)

Dr. Jart: Solar Biome Ampoule

Round Lab: Birch Juice Moisturizing Sun Cream

Hyggee: Relief Sun Mouisture

Keep Cool: Soothe Bamboo Sun Essence

Be Plain: Clean Ocean Moisttur Sunscreen

IFSCC’nin (The International Federation of Societies of Cosmetic Chemists) Aralık 2020’de, Avustralya Kozmetik Kimyagerleri topluluğundan 20 yıldan uzun süredir güneş kremleri testleri üzerine çalışan John Staton ile yayınlanan webinar serisinde, aslında testlerin tüm dünyada ne kadar tutarsız olduğundan ve çok fazla değişkeni olduğundan bahsedildi. Testler farklı ten renklerinde insanlarla, kremli ve kremsiz cilde suni güneş ışınları tutularak gerçekleştiriliyor. Ancak test sırasında kullanılan örneklem güneş kreminin, üretim tarihinden, saklama koşuluna, sürüldüğü ten renginden, sürüldüğü cinsiyete, milliyete kadar pek çok farklı değişkene göre faklı sonuç verdiğini, hiçbir testte de aynı denekler kullanılsa dahi, canlı deri üzerinde birebir o anı tekrar yaşanamayacağı için aynı sonucunun alınmasının imkânsız olduğuna değiniyor. Yani kısaca, mağazadan iki kişi aynı güneş kremini alıp, aynı anda yan yana güneşlensek dahi, ikimizde de kremin koruma oranı değişecek anlamını taşıyor.

Şimdi belirttiklerim için, “Nasıl yani? Madem öyle bugüne kadar neden hiç böyle bir skandal duyulmadı?” dediniz muhtemelen. Çünkü ilk önce ben de öyle demiştim. Ancak internete şöyle mini bir araştırma yaptığımda, 2005’ten beri neredeyse her yıl, her ülkede, farklı markalarda bu tip sorunlar yaşandığını gördüm. Çok iyi bildiğimiz, tanıdığımız, hem uygun fiyatlı hem de ultra lüks markalarda dahi aynı sorun gündeme gelmiş. Bu sorunlar yaşanmış ama dünya çapında nedense bu kadar konuşulmamış ve haber olmamış. Valla nedenini bana sorarsanız, tamamen durumun pazarlanma ve medyaya servis edilme şekli. Sorun bana kalırsa kesinlikle çok büyük. Sonuçta güneşin zararları malum. Hatta o kadar ki, bildiğiniz üzere güneş kremi Amerika’da FDA tarafından ilaç kategorisinde kabul ediliyor. Dönelim konumuza; neden bu seferki skandal global çapta büyüdü ve tüm dünyada ürünlerin toplatılma noktasına geldi? K-Beauty yani Kore kozmetiğinin son yıllarda hızlı yükselişi malum. Hem ultra lüks markalara oranla, ulaşılabilir lüks kozmetik anlayışını sunarken, hem de batılı markaların popüler ürünlerine muadil, içerikleri çok daha temiz ve doğal. Kore ürünlerini kullandıysanız bildiğiniz üzere yapıları çok daha incedir, daha kolay sürülür ve ciltteki etkisi daha rahattır. Bunun temel nedeni Korelilerin cilt bakım rutinlerinin çok fazla ürün içerdiğinden, üst üste sürülen ürünlerin cilt tarafından ağırlık yapmadan, emilebilmesinin sağlanması. Sonuç olarak temel neden ne olursa olsun, tüm bu özellikleri Kore kozmetiğinin son yıllarda popülerleşmesini açıklıyor ve bu da fahiş fiyatlı, bazı devleri rahatsız etmiş olacak ki, yüzlerce marka her yıl aynı sorunlar karşılaşırken konu Kore markası Puritto olunca mesele buralara kadar geldi.

Peki, testler bu kadar güvenilmezse biz güneşten nasıl korunacağız?

  1. Öncellikle, ‘zaten bunların koruması düşük çıkıyor diye güneş kremi kullanmaktan vazgeçmeyeceğiz. Az koruma bile hiç korumdan iyidir. Bu olaydan sonra, pek çok firma dünyanın farklı ülkelerindeki laboratuvarlarda testlerini yaptırarak, sonuçları kendi sitelerinde yayınlanmaya başladı. Ufak bir ön araştırma işe yarayabilir.
  2. Artık üretim tarihinin, depolama koşularının da etkisi olduğunu biliyoruz. Ürün satın alırken mutlaka son kullanma tarihine bakmak, direk üreticiden ya distribütörün kendisinden de almak iyi bir çözüm olabilir. Ancak bu da yeterli değil; aynı şekilde bizim de ürünü aldıktan sonra uygun şekilde muhafaza etmemiz gerekiyor. Plajda, güneşin altındaki şezlonga krem şişesini bırakıp denize gitmek yok yani bundan sonra.
  3. İki parmak - iki saat kuralını atlamayacağız. Nedir iki parmak kuralı? Güneş kreminin tam koruyuculuğu sağlayabilmesi için cm2 başına iki mg sürülmesi gerekiyor. Tabi ki bu oranı tartamayız, ancak görselde de yer aldığı gibi orta ve işaret parmağımıza iki çizgi çizerek ortalama olarak yüz, boyun ve ensemize sürmemiz gereken toplam miktara ulaşmış oluyoruz. Tabi, bunu mutlaka her iki saate bir yenilememiz gerekiyor.
  4. John Staton’ın yine yukarda belirttiğim Webinar’da belirttiği üzere mineral filtrelerde yanık oranları daha yüksek. Eğer özel olarak sağlıksal bir durum, alerji, hamilelik gibi bir durumumuz yoksa mineral yani fiziksel filtreli koruyucular yerine kimyasal filtreli koruyucuları seçiyoruz.
  5. Güneş kremine, yenilmez kalkan muamelesi yapmıyoruz, zorunlu olmadıkça öğle saatleri güneşe çıkmıyoruz, çıkıyorsak da mümkün olduğunca tenimizi kıyafet, şapka ve gözlükle koruyoruz.

Her yıl güneş ışınları daha zararlı hale gelirken, lütfen ama lütfen güneşten korunmayı ve krem sürmeyi gereksiz görmeyin. Tenimiz en güzel giysimiz klişesi ile bitireceğim yazımı ama estetik endüstrisine ihtiyaç duymamıza gerek kalmadan önce kendimizi koruyabileceğimizi de unutmayın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün