Bankaların yılbaşında müşterilerine hesap cüzdanlarına orantılı olarak yolladıkları kristaller tarihe karıştı. Artık ne hediye, ne de hesap defteri kaldı. Zaten o kristalleri nereye koyacağımız ya da kime hediye edileceği ayrı bir sıkıntıydı.
Geçenlerde komşu bakkalda, sonra bir-iki yerde daha, her bir cümlenin ayrı renkte yazılmış olduğu, kalınca kartondan bir levha gördüm. Kısa süre için şaka yapıldığını zannettim. Oysa gerçeğin kendisiydi. İçinde bulunduğumuz durum ortadaydı. Yazılan satırlar şöyleydi: “Yarın gelirim; sonra uğrarım; haftaya veririm; biriyle gönderirim; maaşı alınca getiririm; dönüşte veririm; bozuğum yok; dövizim var; yan yattı, çamura battı gibi NEDENLER firmamızda geçersizdir.” Esnaf ekonominin kalbini herkesten iyi biliyor.
Haftalık veresiye defterleri tıpkı banka cüzdanları gibi yok olup bitti.
↔↔↔
Dünyanın birçok ülkesinde Noel ve yılbaşı yakın tarihlere rastladığından caddeler ışıl ışıl, vitrinler, kırmızı ve yeşilin kullanıldığı dekorlar, Noel pazarları arasında tezgâhı tüten kat kat giyinmiş kestaneciler, çıngırağıyla çocukları etrafında toplayan Noel Babalarla küçük mutluluklar yaşanıyor.
Gönül ister ki bu dönemlerde insanlar birlik olsun, ışıklar huzur ve neşe getirsin. Günümüz koşullarında mutluluktan nasibini almamış, ideallerin bilinçli olarak ters tarafa yönlendirildiği provokatörler de fırsat kolluyor.
Her zaman sokaklarda kalabalık ortamlardan uzak durmaya özen gösterdim. En küçük kıvılcım anında büyür, kargaşa kaosa dönüşür. Ortadoğu’nun terör olayları hızla Batı’ya yöneliyor. Avrupa ülkeleri rüzgârın ters yön değiştirip sıranın kendilerine geldiğinin farkında. Terörün dini yok, zehri var. Dilerim bu yıl da geleneksel olarak ekranlara yansıyan havai fişek gösterileri arasında hangi ülkenin, hangi saat diliminde, yeni yıla nasıl girdiklerini keyifle izleriz.
↔↔↔
Her markete girişimde bakışlarım karşı raflarda renkli ambalajlarda, boy boy kutularda, çeşit çeşit ‘cornflake’lerin (mısır gevreği) yerleştirildiği bölüme takılır. Sabah kahvaltısını hızlı ve doyurucu olarak tükettiğimden farklı bir ürün çıktı mı diyerek yaklaşırım. Ve her seferinde aynı yanılgıya düşerim. Raflar kedi, köpek mamalarının sıralandığı kısımdır…
“Köpek sahibinin yüzüne benzer” dendiğinde tuhafıma gitmişti. Bir süre dikkat edince doğruluk payı olduğunu fark ettim.
Barınaklardan alınan ‘kırma’ hayvanların yanı sıra belli sürelerde ‘moda’ olan köpekler ayrı bir sınıflandırmaya sahipler.
İki yıl boyunca yakın çevremde bol bol ‘King Charles Spaniel’lere rastladım. Cin bakışlı gözleriyle çok sevimliydiler. Ardından Kaniş ailesinden kahverengi sevimli ‘Poodle’lar görmeye başladık.
Modaya göre hayvan seçmeyi anlamadığım gibi, köpeği köpek olmaktan çıkaran renkli kıyafetler ve ona uygun ayakkabı/patikler giydirmek garibime gidiyor. Uzmanlık konum olmadığı için bazı ayrıntıları bilmeyebilirim… Yine de bu şirinlerin ileride psikolojik sorunları olması muhtemel.
Değişik isimleri severim. Ancak geçen gün alışveriş yaparken denk geldiğim, yanında iki kahverengi Poodle’ı olan genç bir kadının köpeklerine ‘Turşu, Nane’ diye seslendiğini duyunca, “İsimlerde bu kadar değişim olur mu?” diye içimden geçirdim.
Sağlıkla kalın.