J'accuse

İgal MEVORAH Köşe Yazısı
12 Kasım 2025 Çarşamba

Herkese merhabalar, öncelikle bu yazıyı kaleme aldığım gün 10 Kasım. Gazetemiz çarşambadan çarşambaya çıkan haftalık bir gazete olduğundan ötürü Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü gazetece gününde anamasak da, onu anmanın günü olmaz diyerekten, kendisini saygıyla anmak isterim.

Bu yazıyı kaleme alabiliyorsam, bu gazeteyi çıkartabiliyorsak, Sefarad bir vatandaş olarak daha çocukken gazeteci olma hayalimi özgürce gerçekleştirebiliyorsam bu kısacık ömrüne kocaman bir cumhuriyet sığdıran Atatürk sayesindedir. Yattığın yer incinmesin, nur içinde uyu büyük Atatürk.

Bu kadar büyük bir insanı andıktan sonra bahis konusunu kaleme almaktan utanıyor olsam da ne yazık ki geldiğimiz nokta tam da bu. Eski yazılarımda da her zaman söylemiştim, futbolumuz da ülkemiz kadar futbol. Tıpkı sanatımız, müziğimiz ve sporumuz gibi. Tam da bu örneğimi doğrulayan olaylar tam da 10 Kasım Pazartesi akşamı yaşandı.

Bildiğiniz gibi iki hafta önce, TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu bahis oynayan hakemler olduğunu ve bu konunun sadece hakemlerle sınırlı olmadığını, futbolcuların da oynadığını anlatmıştı. Tam da 10 Kasım Pazartesi akşamı en az bir kere de olsa futbolculuk hayatlarında bahis oynamış olan futbolcuların listesi açıklandı.

Buraya o isimleri yazmayacağım, zira burada fanatiklik de yapmayacağım. Fenerbahçe veya Galatasaray’da, nerede oynadıklarından bağımsız bir yazı bu. Zira, oynanan bahis kulüpleri bağlamaz, futbolcunun kendi suçudur ve PFDK’nın 47. maddesinden disipline sevk edilirsiniz. Şike ile bahis tamamen farklı şeyler olduğu gibi, şike kulübü, bahis kişiyi bağlar. Zaten Eyüpspor Başkanı’na verilen karardan da anlayabiliriz bunu. Eyüp’ün başkanına hapis cezası verildi fakat Eyüpspor için herhangi bir karar verilmedi; yukarda da dediğim gibi bahis kişiyi bağlar.

Biz konumuza dönelim o halde... Bu olay, takımlardan bağımsız, futbol camiamızın ne kadar çürümüş ne kadar kokuşmuş olduğunu anlatmakta bize. Beğenin ya da beğenmeyin, bu olayın üstüne giden TFF’yi tebrik etmek lazım. Tam da bu noktada geçmişe yönelik bir soru sormak istiyorum. Bu yönetimden önce “Neredeydiniz?” Hiç mi haberiniz yoktu? (imkansız!) Örtbas mı etmeye çalıştınız yoksa siz de mi bahis oynadınız? Bakın bu operasyon inanılmaz ama inanılmaz mühim bir mevzu. Alt liglerde bir takımda 15 (yazıyla on beş) futbolcunun ismi yayınlandı. Ki yıllardır sosyal medyada da bas bas bağırılan, videoları gösterilen, “bahis oynanıyor, bakın” denilen bir yerdi alt ligler.

Ey önceki dönemde futbolun içinde olanlar, gerçekten neredeydiniz? Görmediniz mi, sosyal medyada hiç kimseyi, kimseyi dinlemediniz mi? Murat Ağırel gazeteciliğini dibine kadar gösterirken, hiçbiriniz ciddiye almadınız, almak istemediniz. Siz de suçlusunuz. Emile Zola’nın dediği gibi, J’accuse (suçluyorum!). Bu ülkenin kaosuna, günlük iki saat trafiğine, karamsarlığına futbol tutkusu sayesinde katlanabilen insanların zevkini, eve arkadaşlarını çağırıp maç günü yapıp yemekler yapan, buna seve seve masraf yapan insanların hakkını yediniz, yedirdiniz! Sessiz kaldığınız gün kadar, sessiz kaldığınız sene kadar suçlusunuz. Bunlar ne kadar ortaya çıkar, ilerleyen günlerde ne olur inanın bunu kestirmek güç. Fakat dua ediyorum ki, her şey tüm çıplaklığıyla ortaya çıksın, savunmalar yapılsın ve hak edene hak ettiği ceza verilsin. Siz olmadan, her şey çok daha güzel olacak.

Futbol sadece bir spor değil, bir kesimin yaşama tutkusu. Siz bunu lekelediniz. Fakat o gün gelecek, siz futbolun f’sinde olmayacaksınız ve biz taraftarlar, biz futbol tutkunları gene tutkumuzun peşinden gideceğiz, gene birbirimizle alay edeceğiz, gene takımımızın ismini haykıracağız ama her şey tertemiz olacak. Er ya da geç, o gün gelecek. Siz suçlu olacaksınız, biz temiz!

Aramızdaki fark bu.

Şimdi soruyorsunuz, suçlu kimdir diye? Bilmiyorum. Bir tek şunu biliyorum, bu bahis olaylarına sessiz kalan herkes, en az oynayan kadar suçludur. Dolayısıyla, J’accuse!

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün