50 olmak…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
5 Kasım 2025 Çarşamba

On sene önce yazdığım “40 Olmak” adlı yazımı “Kırk yaşımı seviyorum, başladığı gibi keyifli gideceğine inanıyorum. Sağlıklı olursam, Allah kısmet ederse bir on yıl sonra da ‘50 olmak’ yazımla karşınızda olacağım.” diyerek sonlandırmıştım. Çok şanslıyım ki, “30 olmak” ve “40 olmak” yazılarımdan sonra sağlıkla, “50 olmak” yazısını da Şalom Gazetesi’nde yazabilmek kısmet oldu. 28 yaşımda bana bir şans veren Şalom Gazetesi’nde, 50 yaşında hala yazabilmek ve daha da önemlisi okunabilmek benim için mutluluk verici…

***

50 yaşıma girmek, 40’a girmekten biraz daha zor geldi. 40’lı yaşlar bir kadın için çok güzel; hala genç ve 30 yaşların daha başarılı ve farkındalığı çok daha güçlü bir versiyonu gibi…  40larımı çok sevdim, hayatın güzel yaşanmış bir dilimi diyebilirim. Tabii ki her mutlu başlayan film ve kitap gibi, benim de yaşam kitabımda bana özgü olmayan, kontrol dışımda gelişen öngörülebilen ve öngörülemeyip tokat gibi çarpan üzücü olaylar da oldu. Çok sevdiğim bir çocukluk arkadaşımın ani vefatı gibi, hayatımızdan iki sene çalan pandemi gibi, köpeğimin ölümü gibi… 40’lı yaşlar, özellikle de pandemi süreci, kontrolüm dışında olan olayları kabullenmeyi ve daha iyi idare edebilmeyi öğretti. Başlarında gençliğimin son senelerini çaldığını düşündüğüm pandemide, her gün isyan etsem de bana özel olmayan, bütün dünyanın başına gelen bu olayı kendimce en iyi şekilde geçirmeye çalıştım. Obsesif derecede temizlemeleri bırakıp normale döndüm, açık havada yürüyüşlere başladım, bütün gün televizyon seyretmeyi bırakıp, elimin altındaki teknolojiden faydalanarak merak ettiğim konularda bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Pandemi yazılarımı da çok etkiledi. Evden çıkmadan, seyahat etmeden, yıllarca bir konser, sinema, tiyatroya gidemeden yaratıcı ve keyifli yazılar yazmak zorlayıcı idi.

***

50 yaşla ilgili henüz bir orta yaş depresyonuna girmedim. Yaşımı soran herkese, her zaman tüm dürüstlüğümle söyledim. Yaşınız için kaçacak olanla ilk dakikada yolları ayırmak en güzeli. Yaşımı göstermediğim söylense de, 40 yaşına girermiş kadar genç bir görünümüm artık yok. 50 yaşında bir insana sağlıklı olduğu zaman dahi, telefona gelen antipatik bildirimler gibi sık sık ufak uyarılar geliyor. Gözlerin artık eskisi gibi görmemesi, metabolizmanın yavaşlayıp kilo almaya yatkınlaşması, sinirlenince tansiyonu çıkması gibi…  Hedef yaşımın en iyi versiyonu olmak. 50’ye girmeden hayatımdan çıkan toksik arkadaşlıklar ve yerlerine giren güzel insanlar oldu. 

***

Haklı olmaktan çok mutlu olmaya ve en önemlisi de huzurlu olmaya adadığım yeni yaş diliminde, arkadaş ortamlarında politika ve futbol konuşmalarını engelleme ve bu konularda hiç konuşmama kararı da aldım. Yine de 40 ile 50 yaşlarım arasında taraftarına bir sürü şampiyonluk sevinci yaşatan takımım Galatasaray’a teşekkür etmeden geçemeyeceğim. 

***

Hayatıma giren sezonluk ve ömürlük insanların hepsine, benim bugün olduğum kendimin daha iyi versiyonu olmama yardım ettikleri için minnettarım. Orta yaşlı görünme riskini göze alarak, çocukluğumuzdan beri yaşlıların söylediği, yaşım ilerledikçe çok sevdiğim bir cümle ile kapatacağım; “Tanrı iyi insanlarla karşılaştırsın.”…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün