Evet sevgili okur, dokuz ay boyunca yazılarıma gündem maddesini eksik etmeyecek, her ne kadar illalah ettirse de özletecek ve bu ülkede yaşayan bir sporseverin asla ama asla onsuz yapamayacağı organizasyon başladı: Süper Lig ! İnanın bu kadar karışık gündemde insan 13.30’da oynanan Gaziantep-Kayseri maçına dahi hasret kalıyor.
O halde yaz tatili bittiyse, artık sahne bizim!
Bu paylaşacağım dördüncü veya beşinci Süper Lig panorama yazım olacak. Sanırım biri hariç her tahminim tuttu. Bakalım bu sene neler olacak? Başlıyoruz!
Elbette Süper Lig’e başlarken her zaman bir önceki şampiyonla başlarım.
Galatasaray Osimhen ve Sane transferleriyle kesinlikle kendi çıtasını ve lig çıtasını yukarıya çekti ve en yakın rakibiyle bile makası acayip derecede açtı. Hala Avrupa için gerekli bek ve kaleci takviyesi yapılmasa da, Süper Lig için gayet yeterli bir kadrosu var.
İlk maçta her ne kadar Gaziantep’i rahat geçseler de bence o bir test maçı değildi. Zira Galatasaray aktif dinlenmede maçı kazandı dersek yanlış olmaz. Antep ekibi çok kötü ve buna ek olarak Galatasaray ligle inanılmaz bir makas açmış durumda. Bana kalırsa oturmuş hoca düzeni ve kadro kalitesiyle -birazdan anlatacağımız Fenerbahçe’nin de durumunu eklersek- Galatasaray nisanda şampiyonluk turu atar gibi geliyor. Yanına yaklaşabilecek bir kadro olduğunu düşünmüyorum.
12 yıllık şampiyonluk hasretine son vermek isteyen ve benim de taraftarı olduğum çilekeş takımımız Fenerbahçe ise, henüz Süper Lig maçına çıkmadı. TFF’nin aldığı karara göre (bana göre inanılmaz saçma) Avrupa ön elemesi oynayan takımlar isterlerse lig maçlarını oynamama haklarına sahip. Fenerbahçe de bu hakkını kullanarak 1. hafta Alanyaspor maçını erteledi. Fakat zaten halihazırda kadrosu eksik olan ve geçen seneden oyunu bir gram ileri gitmemiş, tecrübesiz Feyenoord’u bile yenemeyen Fenerbahçe için Alanya maçı çok iyi pratik olabilirdi…
Fenerbahçe şu an için transfer eksiği yaşıyor. Öncelikle birinci sınıf bir kaleci şartoğlu şart. İrfancan veya Livakovic ile bir sene daha geçiremez Fenerbahçe. Savunma tandemini Skriniar’la tamamlayan Fenerbahçe, orta saha ve kanat transferini acilen ama çok acilen yapması lazım. Mourinho’nun oyun sisteminde özellikle orta saha takım boyu çok uzadığından ötürü boş kalıyor ve buraya güçlü oyuncular gelmesi gerekiyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse Fenerbahçe’nin geçen seneden farklı bir sezon geçireceğini düşünmüyorum.
Tabii eylülde Ali Koç seçimi kaybeder ve Saran kazanırsa bütün senaryo baştan yazılabilir.
Fenerbahçe için tahminim: Yine ikincilik.
Beşiktaş ise son üç-dört yılın en toparlanmış kadrosuyla sezona hazır. Orkun ve Ndidi transferleri orta sahasını ciddi anlamda güçlendirse de, Beşiktaş’ın geçtiğimiz senelerde yaptığı yanlış yatırımlar onları bu sene de yakabilir. Zira stoper tandemi çok ağır kalıyor ve sakarlar.
Beşiktaş toparlayacaktır; ben bu sene zirveye de yaklaşacağını düşünüyorum fakat içinde bulunduğu maddi dar boğazı da hesaba katarsak tahmini sonucum üçüncülük olacak.
Sürprize açık takımlar:
Bu sene Göztepe’nin ilk 4’te yer alacağını ve büyükleri çok zorlayacağını düşünüyorum. Çok iyi kadrosuna çok iyi ilaveler yaptılar. Sürprize açıklar.
Samsun ise geçen seneki yerinden çok da uzakta olmayacaktır.
Konya, Kayseri ve Antalya ligde kalacaklardır ve umarım bu ligin gediklileri olacaklardır.
Düşme adayı olarak ise Gaziantep’in düşeceğini düşünüyorum. Eyüpspor’un da takımdaki kimyasızlığı onlara zor zamanlar yaşatabilir.
Son olarak…
Yazıyı kapatmadan iki kelam da rezalet ötesi zeminlere değinmek istiyorum.
Geçen haftaki Antep-Galatasaray maçı resmen bir patates tarlasında oynandı. Ve Antep ekibi sadece zemin yüzünden Mbakata sezonu kapattı. Sorarım Antep yönetimine, değdi mi? Bu zemine değdi mi?
Sane bile ilk yarı zeminin kötülüğünden amatör futbolcu seviyesinde oynayabildi.
Yazıktır, günahtır. Buraya büyük isimler geliyor, büyük oyuncular.
Gerçekten zemini değiştirmeyen takımların küme düşürülmesi gerektiğine inanıyorum.
2025-2026 sezonu hepimize hayırlı olsun…
Futbolla kalın, mutlulukla kalın!
