Vaethanan – Şabat Nahamu – Tu BeAv Yargılamaya sebep aramak

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
6 Ağustos 2025 Çarşamba

Vaethanan peraşasında Moşe Rabenu ‘maamad ar Sinay’ olarak nitelendirdiğimiz Sinay Dağında On Emir verilişini tekrar anar. Burada verilen On Emir içinde uygulanması en zor olanlardan biri en sonda yer alan ‘Lo Tahmod’ emridir. Bu emir yakınımızın hiçbir şeyine ‘göz dikmeyeceksin’ uyarısını ihtiva eder. Başkalarının sahip olduğu şeyleri arzulamamızı ve onları elde etmek amacıyla gösterilen çabaya karşı bir mitsva olarak karşımıza çıkar. Kısacası bu emir günümüzün en önemli sorunlarından biri olan ‘kıskançlık’ meselesine değinmektedir. Günümüzün bilgileri ve yaşam tarzı ışığında bu olaya biraz daha yakından bakmaya çalışalım.

İçinde bulunduğumuz dünyada sosyal medya paylaşımları sayesinde resim gören veya resim paylaşan bir nesil daha önce hiç ortaya çıkmış olmayabilir. Bu resimlerin önemli bir çoğunluğu ya sahte resimlerdir ya da abartılı bir olayı göstermeyi amaçlamaktadır. Rabiler bunu ‘yapay çim’ dediğimiz maddeye benzetirler. Sözgelimi bir bıçak imal edildiği gibi mükemmel ve belli boyutta olan bir maddedir. Ancak doğal çim ne aynı boyuttadır ne de mükemmel bir yeşil renktedir.

Günümüzün insanları aynı verdiğimiz örnek olan suni çim gibidir. Mükemmellik imajı yansıtırlar. Herkesin onları mükemmel bir hayata sahip olarak görmesini isterler. Hepimiz, bir dereceye kadar, hem sosyal medyada hem de gerçek hayattaki etkileşimlerimizde hayatlarımızı fotoşoplarız. Evliliğimizin, çocuklarımızın, evimizin ve ruh sağlığımızın mükemmel olduğunu ilan eder gibiyiz. Ama gerçeği, hayatlarımızın mükemmel olmadığını, sorunlarımızın ve mücadelelerimizin olduğunu, işlerin tam olarak istediğimiz gibi olmadığını gayet iyi biliriz. Yaptığımız sadece bir gösteriden ibarettir.

Doğal olarak bizler bunu kullanarak bir gösteri yapıyorsak benzer şekilde kıskandığımız kişiler de aynı gösteriyi yapmış olabilirler. Onlar da yaşamlarını tıpkı bizim gibi mükemmel gösterirler ancak ama gerçek tıpkı bizimki gibi hayatları o kadar mükemmel olmadığıdır. 

Bu durum insanları yargılarken de karşımıza çıkmaktadır. İnsanların belirli bir şekilde davrandığını izlerken sanki tüm hikâyeyi biliyormuşuz gibi onlar hakkında birtakım sonuçlara varırız.

Rabinin biri, bir konuşma yaparken konuşmanın başlarında üç kişinin kalkıp ortamı terk ettiğini görür. Rabi o anda zihninde oluşan bir şeyi paylaşır. Rabi o konuşmayı yaklaşık birkaç hafta önce sanal ortamda paylaşmıştır. Kalkıp giden kişilerin bu konuşmayı daha önceden bildikleri için gittiklerini varsayar. 

Birden bu düşüncelerinin çok da gerçeği yansıtmayabileceğini düşünür. Rabi hakkında hiçbir şey bilmediği üç kişi hakkında koca bir hikâye uydurmuştur. Bu kişilerin kim olduğu, orada ne yaptıkları ve neden ayrıldıkları hakkında hiçbir fikri yoktur ama zihninde onlar hakkında bir hikâye yaratmıştır.

İşte bizler bunu çok sıklıkla yapar bir hale geldik. Bir kişinin hayatına bakarken ‘buzdağının görünen kısmını’ görüp ‘buzdağı’ hakkında her şeyi bildiğimize, yani kişi hakkında her şeyi bildiğimize, neden yaptığını yaptığına karar veririz. Sonra onu eleştirebileceğimizi ve ona tepeden bakabileceğimizi hissediyoruz. Aslında gördüğümüz ‘buzdağının görünen kısmı’ bile değildir. Çünkü görünen o görüntü de sahtedir. Bu yüzden de nedendir bilinmez diğer insanları yargılayabileceğimizi düşünmekten vazgeçmeyiz. Rabiler bu konuda bizi ilgilendirmeyen konular hakkında hüküm vermemizin saçma olduğunu defalarca öğretirler.

Gerçekte hepimizin yaşadığı farklı hayatlar vardır. Ne bizim hayatımızın gerçeğini bilmeleri mümkündür ne de bizim onların gerçek hayatlarını tahmin etmemiz olasıdır. Bu yüzden kıskançlık duymak hele hele yargılamak için ortada bir sebep yoktur.   

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün