Benjamin Franklin, 1783 yılında, "İyi bir savaş ya da kötü bir barış hiç olmadı" demişti.
Bu söz, savaşların insanlığa yıkım getirdiğini,buna karşın barışın anlamlı bir çözüm olduğunu hatırlatır. Ne yazık ki, insanlık tarihi boyunca savaşlar farklı nedenlerle tekrar tekrar ortaya çıktı. Ekonomik çıkarlar, toprak hırsı, doğal kaynaklar üzerindeki rekabet, jeopolitik endişeler ve hatta bireysel olaylar, yüzyıllar boyunca savaşların temel nedenleri arasında yer aldı.
Bu savaşlardan bazıları, çatışmayı tetikleyen ilginç ve beklenmedik olaylar nedeniyle özellikle dikkat çeker.
Örneğin, 1325 yılında bir gece, Modena'dan askerler Bologna'ya gizlice girerek belediye kuyusundan bir meşe kovayı çaldı ve bu olay bir savaşın fitilini ateşledi. Aslında, bu savaş İtalyan şehir devletleri arasında 300 yıldır süregelen gerginliklerin doruk noktasıydı. Sonunda, Modenalı askerler bu meşe kovayı savaş ganimeti olarak yanlarında götürdü.
1731 yılında, Florida kıyılarında Galli kaptan Robert Jenkins’in kulağı, bir çatışma sırasında İspanyol sahil güvenlik gemisinin kaptanı tarafından kesildi. Rivayete göre, Jenkins kesik kulağını saklamış ve yıllar sonra İngiliz parlamentosuna sunmuş. Bu sırada İngiltere, İspanya'nın güçlü olduğu Karayipler ve Güney Amerika'daki etkisini genişletmeye çalışıyordu. Jenkins’in kesik kulağı olayı, gerilimi tırmandırdı ve 1739 yılında iki ülke arasında savaş patlak verdi.
1830'ların başlarında, Meksika başkentinin yakınlarında yaşayan bir Fransız pasta ustası, bazı Meksikalı subaylarının dükkanına zarar verdiğini ve yağmaladığını iddia ederek Meksika otoritelerinden tazminat talep etti. Ancak, istediği karşılığı alamayınca Fransa kralına başvurdu. Fransa, bu durumu fırsat bilerek Meksika'dan 600 bin peso tazminat talep etti. Meksika’nın bu talebi reddetmesi üzerine iki ülke arasında savaş çıktı. Sonunda bir barış antlaşması imzalandı; ne var ki pastacı, tazminatını alamadı.
1925 yılında her şey, bir köpeğin Yunanistan ile Bulgaristan arasındaki sınırı geçmesiyle başladı. Köpeğin sahibi olan bir Yunan askeri, köpeğinin peşinden gidince Bulgar askerler tarafından vuruldu. Bu olay, iki ülke arasında zaten var olan Makedonya ve Batı Trakya gerginliğini daha da tırmandırdı. Ardından Yunanistan, Bulgaristan'ın sınır kasabalarını işgal etti. Milletler Cemiyeti devreye girerek taraflar arasında bir anlaşma imzalandı.
İnsanlık tarihindeki bilinen en eski savaştan bu yana 13 bin yıl geçmiş. Geçen onca zamana ve medeniyetin ilerlemesine rağmen savaşların şiddeti azalmamış, aksine ne yazık ki giderek artmış.
Bugün itibarıyla dünya genelinde yaklaşık 110 uluslararası savaş ve iç savaş devam etmekte.19 ve 20 yüzyıllarda karşılaşılan büyük ölçekli küresel çatışmaların yerini, yıkıcı ve uzun süren vekalet savaşları aldı. Bu savaşlardan bazıları, milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkileyen trajedilere dönüşmüş durumda.
Örneğin, 2011 yılından bu yana devam eden Suriye İç Savaşı’nda 600 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Yedi milyon kişi ülkesini terketti ve bir o kadar insan da ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldı.
2015 yılında başlayan Yemen İç Savaşı’nda ise bugüne kadar, ölenlerin yüzde 77’si çocuk olmak üzere toplam 377 bin kişi yaşamını yitirdi ve yaklaşık beş milyon kişi yerinden edildi.
2021 yılındaki askeri darbenin ardından Myanmar’da, yaklaşık 10 bin kişi hayatını kaybetti, üç milyon kişi ise yerinden edildi.
2022 yılında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nda toplam 500 bin ile 1 milyon arasında ölü ve yaralı olduğu tahmin ediliyor. Ukrayna özelinde ise 3,7 milyon kişi ülke içinde yerinden edilirken 6,5 milyon kişi ülkesini terk etti.
2023 yılında başlayan İsrail-Hamas savaşında, 50 binden fazla kişi hayatını kaybetti. İki milyon kişi yerinden edildi. Aynı yıl başlayan Sudan İç Savaşı’nda şu ana kadar 60 bin kişi yaşamını yitirdi. On milyon insan ülke içinde yerinden edilirken, üç milyondan fazla kişi mülteci durumuna düştü.
Savaşlar, insanlık tarihinin tekrar eden bir özelliği olsa da aynı tarih bize uzun barış dönemlerinin mümkün olduğunu da gösteriyor. Roma İmparatorluğu döneminde iki yüzyıl, Çin Han Hanedanlığı döneminde dört yüzyıl ve Napolyon sonrası Avrupa’da 100 yıl süren barış, insanlığın savaşmadan yaşayabildiğinin ispatıdır.
Nelson Mandela’nın şu sözleri savaşlara neden olan ülke liderleri için adeta bir ders niteliğindedir: “Yıkmak ve yok etmek çok kolaydır. Gerçek kahramanlar, barışı sağlayan ve inşa edenlerdir.”