Yılın finali…

Sami AJİ Köşe Yazısı
14 Haziran 2023 Çarşamba

Seyredemeyenler için yazıyorum...

Birkaç gün evvel müthiş, hatta kıran kırana, geçen bir mücadeleye şahit olduk.

Zaten böyle geçeceği de belli idi.

Bakumi Kabilesinin Şeyhi Beşir el Fellah’ın sahibi olduğu yeşiller ile Hayber Kalesini Emiri Musa ben Abraham’ın beslediği maviler takımları arasındaki atlı araba yarışması, aylardan beri Konstantinopolis’ten tutun bir taraftan Marsilya’ya öbür taraftan İskenderiye hatta Yeruşalem’e kadar, halkların gündemindeydi…

Zaten dış ülkelerden gelecek misafirler için de manastırlardan tutun meydanlarda kurulmuş çadırlarda bile yer bulmak imkânsızdı…

Diğer taraftan agoralarda mağazalar bilhassa giyim eşyalarında üretimi artırmaya gayret ederek teşhir tezgâhlarını da genişletmişlerdi… Özellikle ipekliler çok dikkat çekiyordu.

Gıda maddeleri satan veya ikram eden mekânlarımızı da hepiniz gördünüz sanırım. Anthorotino ve Kefallitzin peynirlerimiz büyük ilgi gördüğü gibi sabah kahvaltısı veren yerlerde sphoroungata’yı1 tatmak için millet kuyruğa girdi… Deniz mahsullerimize ve balıklarımıza hayran kalanlardan bahsetmek bile gereksiz…

Yeşillerin ‘biga’larına2 koşulacak atların Arabistan’dan, mavilerinkilerin ise Kapadokya’dan3 nasıl bir merasimle geldiklerini duydunuz.

Kaldıkları yerlerde onları ziyaret edip yakından görmek isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu.

Hipodroma dönersek… Her zamanki gibi görkemli idi. Spina da4 tüm abide ve heykelleriyle pırıl pırıl parlıyordu. Hele quadraga5 sanki alana fırlamak için sabırsızlanıyor gibiydiler.

Müsabakanın başlamasından uzun müddet evvel seyirciler tribünleri doldurmaya başladı. Bizimkiler çoğunluktaydı. Ancak ta Pers ülkesinden gelenleri bile gördük. Arap beldelerinden gelenlerin çokluğu da dikkatten kaçmadı.

Yarıştan az süre önce, trompet sesleri içinde, yüce İmparatorumuz tüm ailesiyle birlikte kendine tahsis edilen balkonda yerini aldı. Ayrıca büyük bir alicenaplık göstererek iki takımın sahiplerini de hemen arkasına oturttu.  

Davul ve trompetler eşliğinde önce yarışı denetleyecek rahipler alana çıkmaya başladılar. Yerlerini aldılar. Hemen sonra müthiş bir tezahürat altında meşhur sürücüler görünmeye başlandı.

İki araba yan yana ve ağır ağır stada girdiler. Yeşillerin sürücüsü beklendiği gibi Konstanius Julius’un oğlu, Faustanius idi. Yeşil renkli auregariumu büyük zevkle dikilmişti. Başındaki cassadion ise babasına aitti6.

 

Asıl şaşırtıcı olan rakibi Poryphyrius’ü7 arabada görmek oldu. Yine bildiğiniz gibi Poryphyrius, daha Dionysos festivallerinden hemen önce yeşillerden ayrılıp, çok büyük hediyeler karşılığında (50 at aldığı söyleniyor) mavilere geçmişti. Ancak bir sonraki yarışmalara katılacaktı. Kararını değiştirmiş demek ki…

Selamlama faslı bittikten sonra başlangıç çizgisine geldiler. İmparatordan işareti alan rahip derhal elindeki mendili yere düşürdü ve yarış başladı.

İlk turlarda her iki taraf adeta birbirlerini kontrol eder gibiydiler. Altıncı tur henüz bitmişti ki Faustanius ani bir kırbaç darbesiyle adeta atlarına yeni bir enerji verdi. Hızla öne fırladı.

Poryphyrius bu atağa hemen cevap vermedi. Epey yakından olmakla birlikte, rakibini takip etmeye başladı… İlk bakışta sanki yarışı bırakacak gibi görünüyordu. Son tur çok yaklaşılmıştı ki Faustanius yeni bir kırbaç darbesiyle atlarına daha fazla hız kazandırdı. Ara açılır gibi oldu. Halk coşmuştu… “Faustanius, Faustanius” diye bağırıp ortalığı çınlatıyordu.

Ancak son dönemeçte, belki de gençliğin heyecanıyla, arabasını Spina’nın kenarına dokundurdu ve bir ara sarsıldı. Kontrolü kısa bir süre kaybetti.  İşte o anda Poryphyrius tecrübesini konuşturdu. Fırsatı kaçırmadı. Derhal süratlenerek başa geçti. Faustanius’un son gayretleri işe yaramadı.

Şampiyon Mavi takımdı.

Taraftarları askerlerin mızrakla tehditlerine aldırmadan stadın içine fırladı. Poryphyrius omuzların üstüne alındı ve büyük bir tezahürat eşliğinde İmparator balkonunun altına getirildi… İmparator yüksek bir sesle onu tebrik etti ve Spina üzerinde artık bir heykelini dikilmesi hususunda talimat vereceğini de kaydetti.

Evet, böylece bir sezonu daha kapatmış olduk…

Aldığım son haberlere göre bu faaliyet sayesinde İmparatorluğumuzun kasasına şimdiye kadar görülmemiş bir miktarda altın girişi olmuş diyerek haberimi bitiriyorum…  

Samuel ben Ajios

21 Sivan 4293                           

 

---

Bu yazıyı hazırlarken Ceren Altunbeğ Turgut’un yazdığı ‘Maviler ve Yeşiller: Bizans Atlı Araba Yarışları Çerçevesinde Taraftar Grupları’ adlı makalesinden çok yaralandım…

1 Sphorungata: Bir nevi omlet çeşidi

2 Biga: İki tekerlekli araba. Bizans’ta en ünlü iki takım Maviler ve Yeşiller’di.

3 Kapadokya: Güzel atlar ülkesi demek

4 Spina: Hipodromun ortasında bir hat üzerine sıralanmış abide ve heykellerden oluşan bölüm

5 Quadrigua: Hipodromun deniz tarafında bulunan ünlü bronz dört atlı heykel. Bodrum’dan İstanbul’a getirilmiş ve 1207 yılında Haçlılar tarafından Venedik’e kaçırılmış olup halen San Marco Kilisesinde teşhir edilmektedir.

6 Auregarium: Yarışçıların giydikleri dize kadar uzanan eteğe verilen ad. Casadiaon ise taktıkları miğfer

7 Faustanius ve Poryphirius: Tarihe geçmiş ünlü yarışçılar arasında yer alırlar. İsimleri Bizans arşivlerinde geçmekte

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün