Empati

Rıfat KARAKÖY Köşe Yazısı
29 Mart 2023 Çarşamba

Yıl 2013: Yunanistan’da AEK takımının futbolcusu Yorgo Katidis attığı gol sonrası taraftara Nazi selamı verdi. Yunan Futbol Federasyonu Katidis’e milli takımlardan ömür boyu men cezası verdi.

Yıl 2013: 2014 Dünya Kupası Avrupa Elemelerinde Hırvatistan ile İzlanda arasında oynanan maçta Hırvat futbolcu Josip Simunic Nazi selamı verdi. Simunic’e on maç men cezası verildi.

Yıl 2017: İngiltere ile Almanya arasında oynanan özel maçta iki İngiliz taraftar Nazi selamı verdi. İngiliz Futbol Federasyonu bu taraftarlara ömür boyu statlardan men cezası verdi.

Yıl 2022: 15 yaşındaki Rus karting sporcusu Artem Severiukhin kazandığı bir yarış sonrası milli marşlar çalınırken Nazi selamı verdi. Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA), durumun kabul edilemez olduğunu belirtip Severiukhin’in sürücü lisansını iptal etti. Sporcunun bağlı olduğu takım olan Ward Racing ise kendisi ile olan sözleşmesini fesih etti.

Yıl 2022: Avustralya Kupası Sydney United ile Macarthur arasında oynanan final maçında bir taraftar Nazi selamı verdi. Taraftar futbol müsabakalarından ömür boyu men cezası aldı.

Bu örnekler maalesef uzayıp gidiyor… Aralarında Nazi selamı verenleri çoğaltmak da mümkün, renginden ötürü küçümsenenleri bulmak da mümkün, Müslüman olduğu için takımda istenmeyeni de var, sünnetsiz olduğu için soyunma odasında takım arkadaşları tarafından aşağılananları da...

Geçtiğimiz haftalarda Ulus Özel Musevi Lisesi ile Üsküdar Amerikan Lisesi arasında oynanan futbol maçında yine hortladı ‘ırkçılık’. Ortalık birbirine girdi. Ortalığın birbirine girmesi güzel haberdi, çünkü eskiden bu tarz durumlarda Musevi Cemaati azınlık olma psikolojisi ile susmayı tercih ediyordu. Durumun abartıldığını düşünenler de vardı. “Özür dilendi işte uzatılacak bir şey yok” tadında yorumları çok okudum. “Çocuk işte, yapmışlar bir hata” tadında yorumları da aynı şekilde...

Yukarıda adını saydığım örneklerde de çocuk sayılabilecek yaşlardaki sporcuların ne cezalar aldığını göstermeye çalıştım. “Çocuk işte yapmışlar bir hata” konusuna gelince hepimiz hata yapabiliriz ancak hatalarımız başkalarının alanlarını tehdit ettiği noktalarda da yaptırımlarına maruz kalırız. Her şeyden önce o hareketi yapan çocukların bu selamın ne anlama geldiğini bilmediklerine inanmıyorum. Google’a sadece “Nazi selamı” ve “futbol” kelimelerini yazsalar karşılarına çıkacak haberlerden bile o hareketi yapmamaları gerektiğini anlarlardı ki bu çocuklar lise çağında yani muhakeme yeteneği olan bireyler.

İkinci konu ise ülkemizde ırkçılığın tanımının nerede başladığı ve nerede bittiğinin bilinmediği bir kez daha ortaya çıktı. İnsanların kendi hatalarını kabul etmesi zor bir konudur. İnsanların oluşturduğu kolektif bir yapı olan milliyetin ise kendi hatalarını kabul etmesi daha zor bir konudur. Türk Milleti olarak her zaman “Biz ırkçı değiliz” deriz. Ancak Afrikalı bir sporcuya ‘yamyam’ yakıştırması yapmanın da ırkçılık olmadığını düşünürüz. Uzakdoğulu bir sporcuya ‘çekik’ demenin de aynı şekilde ırkçılık olduğunu düşünmeyen milyonlarca insan gösterebilirim... Yani burada yapılan ırkçılığın farkındalığı çok düşük. Bu da ancak iyi bir eğitimle düzeltilebilir.

Üçüncü konu yine ülkemizde bu tür ırkçılık suçlarının yaptırımlarının ne olduğuyla alakalı büyük bir boşluk olduğu ortaya çıktı. Mesela Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda “Bunu yapan şu cezayı alır” gibi bir yaptırımı olsaydı ve bu kanun herkese aynı şekilde uygulanabilir olsaydı... Üsküdar Amerikan Lisesi ne yapması gerektiği konusunda bu kadar düşünmek durumunda kalmayacaktı. Bu konu liseler arası olduğu için Milli Eğitim Bakanlığı özelinde yazdım. Ancak genel olarak bu konunun cezasının ne olduğu ve uygulanabilirliği üzerinde maalesef büyük bir boşluk olduğunu görmüş olduk.

Dördüncü ve son konuyu da yazının başlığına bağlamak istiyorum. Empati… Olayı terse çevirelim; Ulus Özel Musevi Lisesi ile Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencileri arasında oynanan futbol maçında Musevi Liseli öğrenciler attıkları bir golden sonra Müslüman Uygur Türkleri’ne zulüm uygulayan Çin Hükümeti’ne selam gönderen gol sevinçleriyle gündeme geldi. Olay bu şekilde yaşanmış olsaydı. “Çocuk işte, yapmışlar bir hata” ya da “Özür dilendi işte uzatılacak bir durum yok” mu olurdu? Yoksa yukarıda örneklerini verdiğim sporcular; Yorgo Katidis, Josic Simunic, Artem Severiukhin gibi Musevi Lisesi sporcuların en ağır cezaları almasını mı isterdiniz? Biraz daha ileri gideyim. Konuyu hafife alanlara bir soru daha sorayım. Orada ırkçı saldırıya maruz kalan çocukların kendi çocuğunuz olduğunu hiç düşündünüz mü? O saldırıya maruz kaldığında neler hissedebileceğini? Hareketi yapan çocuksa, onun etkilerini yaşayan karşısındaki kişiler de çocuk... Empati... Çok değil birazcık empati... Bunu yapabildiğimiz gün bu ırkçılık hastalığını yendiğimiz gün olacak. Doktorlara, profesörlere gitmeye gerek yok bu işin tek bir ilacı var. Birazcık bile olsa empati...

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün