Bir İstanbul beyefendisine veda

Elda SASUN Köşe Yazısı
4 Ocak 2023 Çarşamba

Geçtiğimiz son yıllarda, daha modern olma adına gidilen yolun, tüm dünyada uluslararası etkileri oldu. Değişim rüzgarının hızla ilerlediği bu yolda, birçok değerler ve lisanımızdan bile bazı terimler kaybolmaya başladı. Bu değerler arasında, bilhassa şehrimizde alışagelmiş bir İstanbul beyefendisi veya hanımefendisi kavramı da giderek azalıyor. Sokağa her çıktığımda hayret ve üzüntüyle kültürümüzün kıymetli bir parçası olan ve gittikçe kaybolan birbirimize karşılıklı saygı, incelik, anlayış kavramına şahit oluyorum. Hızlı yaşayan ve sabırsız insanların çoğunluk oluşturduğu her şey adeta uyumsuz bir kaosa dönüşmüş gibi…

30 Aralık günü, kanımca hakiki bir İstanbul beyefendisi aramızdan ayrıldı: İtalyan Cemaati Başkanı Rifat Rafael Behar.

Kendisi ile İtalyan Sinagogunda gerçekleşen birçok etkinlikte bir araya gelmiştim. Şalom Gazetesi için kaleme aldığım etkinliklerde, beni her zaman aynı kibarlık ve mütevazı duruşuyla karşılayan bir kişiydi Rifat Behar. Yaşamına değinirken yıllarca emek verdiği İtalya-Türkiye ilişkilerine değinmemek tabii ki mümkün değildir. Şövalye ödülüne layık görüldüğünde şu sözlerle duygularını paylaşmıştı:

“İtalya Yıldızı Şövalyelik Nişanı’nın verileceğini öğrendiğimde, hayatımda yaşadığım olaylar gözlerimin önünden adeta bir film şeridi gibi geçmeye başladı. İtalya ile ilişkilerim, İtalyan ilkokulunda ve sonra İtalyan Lisesinde devam eden eğitim dönemim... İş hayatımda uzun yıllar İtalya’yla çok geniş ilişkilerim olmuştur. 1995’ten itibaren İtalyan Musevi Cemaatinde yönetim kurullarında bulundum ve 2015’ten itibaren başkanlığını yapmaktayım.

İtalyan Cemaatinde görev aldıktan sonra İtalya ile dostluk ve iş birliği ilişkilerin geliştirilmesine ve bağlarımızın canlı tutulmasına gayret gösterdik. İtalyan Kültür Enstitüsü ve İtalyan Başkonsolosu ile ilişkilerimizi geliştirdik; konserler, konferanslar, Holokost anma günleri düzenledik. İtalyan Mutfağı tanıtımı haftasında İtalyan Sinagogunda Sefarad Mutfağının tanıtımı yapıldı. Yahudi Mirası kültürünün Avrupa ve Türkiye'de tanıtmayı amaçlayan etkinliklerin yapıldığı günümüzde bu ödüle layık görülmem beni ve ailemi sonsuz onurlandırmıştır. Bizler bugünlere kadar İtalya ile bağımızı ve eşsiz kültür mirasını yaşatmayı başardık.”

Rifat Behar’ı düşünürken, İstanbul beyefendisi kavramını kendisine layık gördüğüm gibi bu kavramı araştırdığımda şu sözlerle karşılaştım:

“İstanbul efendisi, numune bir kişiliği simgeler. Eski deyimle, bir üslup, bir yaşam tarzının temsilcisidir. Eski sözlükler, İstanbul efendisini, ‘kibar, iyi eğitimli, alçakgönüllü, onurlu, iyiliksever ve bunun yanında kültürlü, dili güzel kullanır, en zor durumlardan zekasıyla çıkmayı başaran kişi diye açıklamış. Taklit edilerek, zorlanarak, edinilecek bir nitelik değildir. Gerçek İstanbul efendisine saygı duymaktan kaçınamazsınız.”

Bu niteliklerin hepsi kendisinde vardı. Vefatından neredeyse bir hafta önce, hastane odasında onunla birlikte Hanuka mumlarını yakmak için ziyarete gittiğimizde, hasta haline rağmen, o kibar ve saygın edasını korumuştu.

Arkasında toplumunda yıllardır eğittiği, onu yürekten seven pek çok kişi bırakan sevgili Rıfat Behar; gökkuşağının aydınlattığı tüm renklerin ve nuru içinde huzurla uyu.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün