Gorbi´yi iyi bilirdik

İvo MOLİNAS Köşe Yazısı Sesli Dinle
7 Eylül 2022 Çarşamba

20. yüzyılda tarihin seyrini değiştiren Mihail Sergeyeviç Gorbaçov 91 yaşında hayatı terk etti.

Eski Sovyetler Birliği’nin 1991’de yıkılmasından önce son devlet başkanı olan Gorbaçov 20. yüzyılın, sonuçları itibariyle en önemli ve kendi bile öngöremediği büyük siyasi ve toplumsal dönüşümün mimarı olarak tarihe geçti.

II.Dünya Savaşı’ndan sonra iki kutuplu dünyanın Soğuk Savaş yılları her iki kutbu da silahlanmaya itecek, bu yolda devasa bütçeler ayrılacaktı. Kapitalist dünya yaratabildiği kaynaklar sayesinde bu bütçe deliğini kapatabilirken, köhnemiş ekonomik yapısı, hantallaşmış ve yozlaşmış yönetim sistemi Sovyetler Birliği’ni, çatısı altında toplanan Doğu, Baltık ve Kafkasya’daki devletleri ile birlikte uçurumun kenarına getirmişti.

Bu hengamede bazı gerçekleri görmekte olan Komünist Parti’nin reformcu kanadı kendi içlerinden birini, Gorbaçov’u başkanlığa getirirken ondan değişimin motorunu çalıştırmasını isteyecekti.

Öyle de yapar Gorbaçov. 1980'lerde Sovyet Cumhuriyetlerinin ekonomileri yerlerde sürünmeye başlayınca telaffuz edilmeye başlanan Perestroika-Yeniden Yapılanma ile ekonomik ve siyasi sistemi yeniden yapılandıracak reform hareketleri için düğmeye basar. Gorbaçov, nam-ı diğer Gorbi, bunun yanında ifade özgürlüğü bağlamında da büyük değişim getiren Glasnost-Açıklık politikasını da devreye sokar.

Komünist Parti ile ona hizmet veren KGB’nin Sovyet halklarını, yönetimin son derece dışında tutan siyasetlerinin değişimi hedeflenmiş, özellikle Çernobil nükleer santral faciası sonrası yaşanan infialin ardından Sovyet toplumunda devlete ve parti yöneticilerine karşı yok olan güvenin tekrar kurulmasına aracı olmak da istenmişti. Gorbaçov’a göre açıklık, toplumun her düzeyinin katılabileceği, herkese söz hakkı tanınacak bir tartışma ortamıyla mümkün olabilirdi.

Nitekim öyle de oldu.

SSCB’de özgürlükler bağlamında neredeyse 60 yıldır her şeyi kontrol eden sistem dağılmaya yüz tutacak, tabular yıkılacak, insanlar özgürce konuşmaya başlayacak, gazeteler gerçek haber yapmaya başlayacak, özgür sanat tekrar gelişecek, kiliseler dolacaktı. Muhalifler, özellikle Andrei Sakharov, çalışma kamplarından ve iç sürgünden döneceklerdi.

Gorbaçov Soğuk Savaşı tamamen bitirmek için ABD Başkanları Ronald Reagan ve George Bush ile de defalarca görüşerek barış için çalışacak, dünyayı muhtemel yeni büyük bir savaştan korumuş olacaktı.

Lakin Komünist Parti’nin muhafazakâr ve Stalinci takımı bu gelişmeleri durdurmak için ellerinden geleni artlarına koymazlar. 1990’ın başında Gorbaçov’un ekonomik şok tedavisi bu azgın kayaya çarparak başarısız olur. 1991’in ağustosunda aynı odaklar darbe yapmaya kalkışarak Gorbaçov’u iktidardan indirmeye çalışır ama sonradan Rusya’nın başkanı olacak Boris Yeltsin tarafından engellenir.

Gorbaçov tükenir ve 1991’in sonunda “Görevimi kaygı içinde ama umutla bırakıyorum. Herkese iyi şanslar diliyorum” diyerek istifasını verir.

Başlattığı devrim SSCB’nin uydu devlet ve cumhuriyetlerini iskambil kağıtları gibi dağıtır. Tamamına yakını birkaç yıl içinde özgürlüklerini ilan eder. On milyonlarca insan SSCB’den kurtuluşlarını kutlar.

En önemlisi, iki kutuplu dünyanın ortasını temsil eden Berlin Duvarı yıkılır. Artık isteyen, kurşunlanma riski taşımadan Batı’ya geçer, özgürlüğüne kavuşur.

Ve SSCB yıkılır. Karl Marx’ın ideal devleti, vatandaşlarına bedava eğitim, sağlık ve kısmen barınak sağlarken, hayatlarının tamamını kontrol eden, dışarıyla bağlantılarına izin vermeyen, ifade özgürlüğünün neredeyse faşist ülkelerdeki kadar sorunlu olduğu devasa, hantal bir polis devletine dönüşünce, doğa kanunları devreye girer ve sistem yerle bir olur. Bu süreci başlatan belki Gorbaçov’du ama yozlaşmış, çürümüş, vatandaşına özgürlük alanı sağlamayan bir devlet sisteminin gideceği yer önünde sonunda uçurum olacaktı zaten.

 

***

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla kurulan yeni devlet Rusya Federasyonu kontrollü bir kapitalist sisteme geçer ama özelleştirmelerin çoğu bugün dünyanın en zenginleri arasında bulunan oligarkların olunca, sebepsiz zenginlikler çoğalır.

Yeni yöneticilerin desteğiyle ayrıcalıklı bir sınıf yaratılınca ekonomi pek gün yüzü görmez. Devasa doğalgaz kaynaklarının gelirleri halka bir şekilde yansımayınca yeni ama yapısı bozuk kurulmuş kapitalist sistemin faturasını kimi halk kesimlerinin komünizm rejiminin çökmesine neden olan Gorbaçov’a kesmesi tam bir günah keçisi hikayesi yaratır.

Sözde sol düşünceye sahip olanların ve kapitalizmden sıtkı sıyıranların, her şeye rağmen bu rejime alternatif olarak gördükleri sosyalizmin icracısı SSCB’nin yıkılmasını da Gorbaçov’a mal etmeleri hala gerçeklerden kopuk yaşadıklarının emsalsiz bir göstergesi olsa gerek.

Bugün sosyalizmle hiçbir alakası olmayan ve oligarklarla birlikte ülkeyi yöneten Putin ve yönetimini, Ukrayna işgaline rağmen desteklemelerinin ardında yatan da aynı motivasyon olmalı. Batı’ya karşı olmak. Ama sosyalist düşüncede olanların kapitalizmin farklı bir biçimini icra edenlere karşı aldıkları bu destekçi konum kendi içlerindeki çelişkiyi de ortaya çıkarıyor.

Zira aslolan Batı’ya karşı olmaktır nedense…

***

Tek çocuğu olan kızını, siyasetçilerin çocukları için ayrılmış okul yerine yerel bir devlet okuluna  gönderecek kadar sosyalist düşünceye inanmış biriydi aslında Gorbaçov. İçkiyle arası iyi değil, sadece çakır keyif olmak için alırdı alkolü. Biyografisini yazanlara göre, Sovyet yönetimindeki birçok çağdaşının aksine, kadın düşkünü değildi ve kadınlara saygılı davranmasıyla tanınıyordu.

İstifa etmeden dokuz ay önce, ekonomik başarısızlık karşısında yenilgiyi kabul etmesine rağmen şöyle diyecekti:

“Komünist olduğumu ve komünist fikre bağlı olduğumu söylemekten utanmıyorum ve bununla ayrılacağım, öbür dünya için.”

Gorbaçov güler yüzlü ve birey odaklı bir sosyalizmi hayata geçirmeye çalıştı ama ülkesinde bunu başaramadı. Bugün Putin rejiminin onun başlattığı reformları ters yüz ederek ülkesini nereye götürdüğü ise meçhulün alanına giriyor.

Lakin Gorbaçov’un en büyük mirası Doğu Avrupa, Baltık ve Kafkasya’da yüz milyonlarca vatandaşa açtığı özgürlük yolu

***

Devlet töreninin yapılmadığı ve Putin’in katılmadığı kalabalık cenaze töreninde, 75 yaşındaki yaşlı bir Rus kadın, “Bugün kısıtlı olan özgürlüğümüz ile barışı ve müziği başkanken bize verdiği için ona teşekkür etmeye geldim” dedi.

Gorbaçov’un açtığı özgürlük yolu 30 yıl sonra eski Sovyet toprağında yok olmak üzere.

Nehrin suyunun ters yöne akması ne tuhaf olmalı…

Gorbi sadece sokaktaki vatandaşın özgür ve refah içinde yaşaması için düğmeye basmıştı. Ve bu cesareti ile ‘iyi’ bir insan olarak bilinecek.

Gerçeklikten uzakta ve ideolojilerin esiri olanların onu itibarsızlaştırmaya çalışmalarına rağmen özgürlük adına hep iyi bilinecek makul dünya bölgelerinde, Mihail Sergeyeviç Gorbaçov

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün