Paskalya ateşkesi

Selin BARLAS Köşe Yazısı
27 Nisan 2022 Çarşamba

Geçtiğimiz hafta sonu, 24 Nisan, Ortodoks Hristiyanların Paskalyasıydı. Baharın gelişi, umutların filizlendiği, çiçeklerin açtığı, rengarenk yumurtaların sofraları süslediği, hayatın ve yaşamın taçlandığı bir zaman sayılır…

‘Sayılır’ işte…

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Rusya ve Ukrayna’ya ‘paskalya ateşkesi’ yapılması çağrısında bulundu…

Saldırılar sürdü…

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, Moskova’yı ateşkes önerisini reddetmekle ve katliamları sürdürmekle tüm dünya önünde sorumlu tuttuğunu açıkladı.

Rusya’nın işgali, küresel ekonomik bir belirsizliğe sebep olurken, NATO ittifakının güçlenmesini ve işgal esnasında işlenen savaş suçlarının araştırılmasını da tetikledi.

‘Bayram ateşkesi’ önerisini yok sayan Rusya, Moskova ve Kiev’in kilise içi münasebetlerini de sabote etti.

Rusya ve Ukrayna’da nüfus ağırlıklı olarak Ortodoks.

Putin ve Moskova’daki en büyük müttefiki Patrik Kirill, işgal başladığından beri savaş propagandasını beraber yürütüyor. Moskova Patriği Kirill, Ukrayna topraklarının Rusya’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu ve Kiev’in ise ruhanî merkez sayıldığını defalarca açıkladı.

Putin’in baş propagandacısı Kirill kimdir?

75 yaşındaki Patrik Kirill, işgalin başladığı 24 Şubat’tan bu yana Putin’e savaş desteği veren ‘ruhanî lider’ olarak biliniyor. Çocukların öldürüldüğü, kadınların tecavüze uğradığı, işkencelerin, bombaların yerle bir ettiği bir ülkeyi göre göre savaşı destekleyen bir din adamı…

Kirill’in ‘savaş aşkı’ dünyadaki tüm Ortodoks cemaatleri ve liderlerin tehevvürüne sebebiyet verdi.

Dünyadaki en kalabalık Ortodoks nüfusa (100 milyon mensuba) sahip Rusya’da Paskalya ateşkesinin kabul edilmemesi gözleri yalnızca Putin’e değil Kirill’e de çevirdi… İlk başta halk tarafından yenilikçi olduğu için ve selefi Aleksiy’in anti-komünist ve anti-ateist baskılarından sonra halk tarafından ‘modernist Kirill’ kucaklandı.

Ancak sanıldığı gibi bir ajandası yoktu…

Kirill, göreve gelir gelmez Kremlin’e yakın durarak siyasî hamlesini yaptı. Kilisenin siyasetin hatta savaşın içinde kendini bulması bu duruşla başladı. Putin’in işgalini ‘ulvî’ bir mücadele olarak gösterme çabasına Kirill kilise adına destek verdi.

24 Şubat’tan evvel Ukrayna işgalinin geleceği Moskova’daki toplantılardan ve açıklamalardan dolayı bekleniyordu. Putin’in kabinesinin ardından, işgalden tam bir gün evvel Kirill, Putin’i muktedir bir lider olarak tanımladı. Bununla da kalmadı… Savaşa katılmayı, mecburî askerlikten ziyade “komşularına olan sevgi ve sadakatten teşekkül etmiş bir dinî vazife” olarak nitelendirdi.

Savaş başladığından beri vaazlarında ve demeçlerinde savaşı meşru kılma gayesi, batı karşıtı söylemlerinin yanı sıra Kirill Ukrayna işgalinden beri savaş kelimesini kullanmayarak bu yıkımı ‘mücadele’ olarak nitelendirerek buram buram kan kokan propagandasına devam etti.

Ukrayna’daki Ortodoks Kilisesi ikiye ayrılır… Birinin bağımsız sayılmasıyla beraber diğeri Moskova’nın yetki alanında sayılır. Yüzyıllar boyunca Ukrayna ve Rusya, Moskova Patrikliğine bağlıydı. Ancak Sovyetlerin çökmesiyle beraber Ukrayna bağımsız bir kilise için çok mücadele etti.1990 yılında ise özerkliğini elde etti.

Kırım’ın ilhakından bu yana, Rusya’nın saldırıları ve Ukrayna’nın doğusunda başlayan savaş Ukrayna halkının Moskova Patrikliğinin yetkisine ve etkisine tepkilerini tırmandırdı…

Moskova Patriğinin ve kilisesinin savaş desteği Kiev tarafından kınandı. Ukrayna Ortodoks Kilisesinin lideri Metropolit Onufriy işgalin birinci gününde “facianın sonlandırılmasını ve komşu ülkenin ‘kardeşlerini’ katletmelerinin bir an önce durdurulmasının” gerekliliğini vurguladı.

Onufriy 2015’te BBC’ye verdiği bir demeçte “Ukrayna’nın Avrupa Birliğine katılma hevesinin bir trajedi” olarak yorumlamıştı…

Ukrayna Ortodoks Kilisesi kendini Moskova’dan uzaklaştırıp bağımsızlığını aldığında istisnaî statüsü (primus inter pares: eşitler arası birinci) olan İstanbul Patriği Bartolomeos tarafından tanındı. Rusya bunu hafif tabirle olumsuz karşıladı.

Halen Kiev’de bağımsız olan ve 260 milyon Ortodoks’un ruhanî merkezi İstanbul Patrikhanesinin tanıdığı kilisenin yanı sıra Moskova’ya bağlı fakat özerk kilisenin varlığını unutmamak lâzım.

Rusya’nın Ukrayna’yı ele geçirmesi halinde bağımsız kilisenin varlığı son bulacak. Ancak bu yalnızca kilisenin varlığını yok etmekle kalmayacak… Milyonların Putin’e, Moskova’daki kiliseye sırtını dönmesi denklemi bütünüyle değiştirir.

Ukrayna’nın bağımsız kilisesinin Metropoliti Epifanus Putin için “Şeytanı içinde barındıran Rusya’nın lideri kutsal kitaplarda yazıldığı gibi kibirli, kötülüğe bağlı, vicdansız ve dini kullanan sahte bir mümin” dedi. Bununla kalmadı “İkinci Dünya Savaşını çıkaran Hitler’in bugün vücut bulmuş hali” diyerek Ukrayna halkını Rus işgaline karşı koymaları ve ‘kötülüğü yenme’ çağrısında bulundu.

Bizim topraklarımızı da etkileyen bir mevzu olan Ortodoks dünyasındaki sürmekte olan bu savaş İstanbul Ekümenik Patriği Bartolomeos’u çok mühim bir konuma koyuyor…

Dünyanın en eski kurumlarından biri olan İstanbul Patrikhanesi ve 260 milyon Ortodoks’un kalbinin attığı Fener’de ta işgalin birinci günü yaptığı savaş karşıtı açıklamalarıyla barış çağrısında bulundu. Washington Post’a göre Moskova’nın ve Patrik Kirill’in savaş yanlısı politikalarının daima karşısında duran Ekümenik Patrik Bartolomeos, “Ukrayna bağımsız kilisesini tanımasının yerinde bir seçim olduğunu, Rusya’nın meşru idare edilen bir ülkeye açtığı savaş ile yeni bir soğuk savaş tehlikesini beraberinde getirdi. Rusya ve Batı arasındaki mesafe büyümektedir bu da yeni bir soğuk savaşın oluşmakta olduğu anlamına gelir” açıklamasında bulundu.

Mart sonu Patrik Bartolomeos’un Polonya ziyaretinde bir kez daha işgali ve savaşı kınadı…

Associated Press’e yapılan bir brifingde Patrik, Ukrayna halkına insanî yardımın sürdürüleceğini ve yanlarında olduklarını tekrar etti.

‘Paskalya ateşkesi’ belki hayat bulmadı…

Ama destekler ve çabalar barış ümitlerini ayakta tutuyor…

Gözler şimdi Washington’a çevrili…

Mart’ta Ukrayna’ya 13,6 milyar dolarlık yardım paketi kongre tarafından onaylanmıştı. Geçtiğimiz hafta sonu Amerikan dışişleri bakanı Antony Blinken ve savunma bakanı Llyod Austin, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ile görüştü. Wall Street Journal’a göre ABD’li yetkililer 322 milyon dolarlık ek yardım paketi yanı sıra silah ve mühimmat desteği yapılacağını açıkladı.

Amerika Kiev’de kapalı olan büyükelçiliğini açma kararını aldı.

İki Cumhuriyetçi Senatör Tim Walberg ve Victoria Spartz ise Ukrayna’ya gözlemci olarak kafileye katılırken, Ukraynalı yetkililerin Putin’in gözlerini Moldova’ya diktiği endişesi aktarıldı.

***

Bahar geldi…

Nevruz, Pesah, Paskalya, Şeker bayramı derken barışı bekler bulduk…

Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi;

“Bu sabah mutluluğa aç pencereni

Bir güzel arın dünki kederinden

Bahar geldi bahar geldi güneşin doğduğu yerden

Çocuğum uzat ellerini.”

Ellerimizi uzattık…

Bekliyoruz…

Baharla beraber barış gelsin artık…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün