Scarlett Johansson'ın yönettiği filmde gerçek bir Holokost Kurtulanı rol alıyor

Toplama kampında doğan Rita Zohar, Scarlett Johansson´ın yönetmenlik koltuğuna ilk kez oturduğu ´Eleanor the Great´ filminin kendisine tarihini ´sözlü olarak ifade etme´ fırsatı verdiğini belirtti.

Selin KANDİYOTİ Kültür
1 Ekim 2025 Çarşamba

Rita Zohar, Scarlett Johansson’ın yeni filmi ‘Eleanor the Great’in ana karakterlerinden biri olan Holokost kurtulanı Bessie Stern’ü canlandırırken yalnızca oyunculuk yapmayarak Holokost’tan sağ kurtulan biri olarak, kayıp ve direnç tecrübelerini rolüne hayat vermek için kullandı.

‘Eleanor the Great’, Eleanor Morgenstein karakterinin, en yakın arkadaşı Bessie’nin ölümünün ardından New York’ta bağ kurma arayışını konu alıyor. Kendini yalnız hisseden Morgenstein, Holokost kurtulanları için bir destek grubuna katılıyor. Gruptakilerin hikayesini paylaşması için baskı yapması üzerine Morgenstein, Bessie’nin hikayesini kendi hikayesiymiş gibi anlatıyor. Bu noktada hikayedeki Bessie’yi Rita Zohar oynamaya başlıyor.

Senaryo yazarı Tory Kamen, “Eleanor’ın Bessie’nin hikayesini anlattığını asla görmememiz benim için önemliydi. Bu hikâyenin sadece Bessie’nin ağzından anlatılması gerekiyordu,” diyor ve Bessie’yi oynayan Rita Zohar’ın kendisinin de Holokost’tan kurtulan biri olduğunu ve olağanüstü bir performans sergilediğini ekliyor.

Filmde daha sonra, Morgenstein’in hikayesi, genç bir gazetecilik öğrencisi tarafından fark ediliyor ve Morgenstein’in dürüst olmayan tutumunun ortaya çıkması tehdidi oluşuyor.

2017’de PBS’nin ‘Finding Your Roots’ programında, ailesinin Varşova Gettosu’nda yok olduğunu öğrendiğinde gözyaşlarına boğulan Johansson için bu film özel bir anlam taşıyor. Toronto Film Festivali’nde kırmızı halıda konuşan Johansson, “Aile tarihim büyük ölçüde kaybolmuştu ve ancak yıllar sonra aile mirasımla bağ kurabildim. Bu yüzden bu hikâye bende derin bir yankı uyandırdı. Kurtulanların hikayeleri kayboluyor. Shoah gibi bu hikayeleri gelecek nesiller için belgelemeye adanmış organizasyonlar var ve onların çalışmaları çok önemli. Umarım bu film, insanları akrabalarına sorular sormaya ve hikâyelerini canlı tutmaya teşvik eder” dedi.

Johansson, filmde gerçek Holokost kurtulanlarının yer almasını sağlamak için Shoah Vakfı ve Manhattan’daki bir reform sinagogu ile iş birliği yaptı. Sonunda 1944’te Ukrayna’daki bir toplama kampında doğan ve bebekken bir pencerenin altındaki iki duvar arasındaki boşlukta saklanan Zohar role seçildi. Zohar, “Ruslar kampı özgürleştirdiğinde, 4,5 aylıktım ve bu muhtemelen hayatımı kurtardı, çünkü daha fazla dayanamazdım,” dedi.

Ailesinin çoğu katledilirken, Zohar annesi ve büyükannesiyle birlikte hayatta kaldı. Savaş sonrası, Zohar’ın kalan ailesi Romanya’ya göç etti ve 1950’lerde Zohar ile annesi İsrail’e taşındı. Zohar, “İsrail’e vardığımızda, sanki ilk kez güneşi keşfetmiş gibiydik,” dedi. “Bu bizim güneşimizdi, bizim ülkemizdi ve o dönemde tüm ülke öyle bir aradaydı ki, hepimiz çok coşkuluyduk” ifadelerini kullandı.

14 yaşında Zohar, annesiyle birlikte İsrail’in Yidiş tiyatrosunda dünya çapında turnelere başladı, ardından 1980’lerde Hollywood’da ‘Amadeus’ gibi büyük filmlerde rol aldı. Daha sonra İsrail’e geri dönerek ‘Laura Adler’in Son Aşkı’ ve ‘Bayan Moskowitz ve Kediler’ gibi eleştirmenlerden övgü alan filmlerde oynadı.

Eleanor the Great’in sahte Holokost anlatısına gelen eleştirilere karşılık Zohar şöyle diyor: “Eleanor’un yalan söylediğinden bahsediyorlar, ama ben buna biraz farklı bakıyorum, çünkü Pesah’ı veya diğer Yahudi bayramlarını kutladığımızda ve köle olduğumuzdan bahsettiğimizde, bunu her zaman sanki oradaymışız gibi söylüyoruz.”

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün