ALGI OLUŞTURMA VE MANİPÜLASYON - II Farklı algı mı, operasyon mu?

Moris CRESPİN Perspektif
30 Temmuz 2025 Çarşamba

Algının basit tanımı dış ortamdaki verilerin zihinde anlam bulması şeklindedir ama bu sade tanım doğru olmakla birlikte, manipüle edilebilirliği ve doğurduğu sonuçları göz önünde tutarak yetersiz bulunabilir. Algı, olgu ile tam örtüşüyorsa bu idealidir ama bazı durumlarda, karşımızda bir olgudan ziyade farklı değerlendirilebilecek bir konu bulunur. Bu da bizi, algının kişiden kişiye değişebildiğini ve ayrıca farkında olmasak da bize ait olduğuna inandığımız algının aslında ‘bize verilmiş’ olabileceğini düşündürür.

Hep söylenir, beş duyu organımızla çevremizi algılarız ama vardığımız sonuç veya ulaştığımız gerçeklik farklı olabilir diye. Gerçekten de, kendi değerlerimiz, hayata bakışımız ve hislerimiz çerçevesinde farklı gerçekliklere ulaşırız. ‘En rasyonel’ olanımız dahi, farkında olarak veya olmadan algılamasında hislerinin etkisi altında kalır. Bu da insan olmanın bir özelliği olsa gerek. Adil ve objektif olarak bildiğimiz bir arkadaşımızın, kendi tuttuğu takım oyuncusunun rakibe sert girmesine ‘erkek oyunu bu’ deyip, rakip oyuncunun aynı hareketine ‘bariz faul bu, illa kemiğinin mi kırılması gerekiyor’ demesi misali. Bu da bize, yalnız kulaklarımızla değil, ‘yüreğimizle’ de duyduğumuz, yalnız gözlerimizle değil, ‘inançlarımız ve değerlerimizden oluşan gönül gözümüzle’ de gördüğümüzü gösterir.

Algılarımızdaki böylesi doğal farklılaşmanın yanında, bir amaç doğrultusunda gerçekler çarpıtılabilir ve hedef kitlede istenilen algı yaratılabilir. Algı oluşturma ve manipülasyon, güç odaklarının, grupların veya devletlerin sistematik bir şekilde hedef kitlenin bir konuyu ne şekilde görmesini istemesi ile ilgilidir. Burada bilinçli olarak gerçeği çarpıtma, bir kısmını veya tamamını gizleme, örtme söz konusudur. Böylelikle, bir kimse veya topluluğun duygu, düşünce ve davranışları değiştirilir, adeta yeniden yapılandırılır. Bu eylemi ele almadan önce, farklı algılama olgusunu irdelemekte yarar var, çünkü hem algılarımız farklı olabilir, hem de bazı konular, doğru/yanlış, iyi/kötü gibi tam zıt kutuplarda aktarılmaya müsaittir. Örneğin, bir horozun doğal ortamında çakıllar arasında solucan araması, istenirse büyüleyici doğamızdaki hayat mücadelesi, istenirse, solucanın gözünden, bir canlının, yalnızca gagası kendi boyu kadar olan dev bir yaratık tarafından gagalanarak parçalanması şeklinde aktarılabilir.

Cevap bulmamız gereken, neyin bilgilendirme veya kamuoyu oluşturma, neyin ise algı yaratma amaçlı görülmesi gerektiğidir. Eğer saf bir gerçeklikten söz ediyorsak, yani güneşin dünyayı ısıtması gibi, hemen hemen herkes için doğru aynı ise, algının olguyla tam örtüşmesi gerekir ve algı, olgudan uzaklaştırıldığı kadar manipüle edilmektedir. Fakat birçok durumda işler bu kadar kolay olmaz. Netflix’teki film ve dizilerde farklı etnisiteden kimselerin polis teşkilatından, sağlık sistemine birçok kurumda birlikte ve aynı düzeyde yer alması, görev üstlenmesi çoğumuzun dikkatini çekmekte. Sanki özellikle Hintli, Uzak Doğulu, Zenci kimseleri ‘Beyazlar’la yan yana koymaktalar. Yine aynı mecrada özellikle vurgulandığı düşünülen bir başka konu ise eşcinsel/biseksüel ilişkiler. Sanki her dizinin bir köşesine bu durumu sıkıştırmaktalar. Bu aktarımlar, sizce toplumda farkındalık yaratma mı, yoksa ardında farklı motivasyonların olduğu bir algı operasyonu mudur? Cevaplarımız farklı olabilir. (Türk toplumu özelinde, ilkinin daha çok olumlandığı ve ‘farkındalık yaratma’ statüsünde görüldüğü, ikincisinin ise ilkine kıyasla bir tarafta yığılma olmayacağını düşünmekteyim).

Hollywood’un Kızılderilileri dünyaya ne şekilde tanıttığı veya bizden örnek verecek olursak, Yeşilçam filmlerinde, Malkoçoğlu’nun savaştığı Hristiyanların hep aşırı kötü karakterli olmalarını nasıl değerlendirmeliyiz?  Eylemleri, farklı görüşlere açık ise, verilmeye çalışılan algının altındaki amaç ve motivasyona göre, ‘kamuoyu oluşturma’ (olumlu) veya ‘algı yaratma’ (genelde olumsuz) şekillerinde kategorize ettiğimize inanıyorum. Sinema dünyasından verilen iki örnek, milli birlik bilinci ve gurur duyulacak bir tarih oluşturma gibi motivasyonlarla olumlu, farklı toplumları aşağılama ve düşmanlaştırma şeklinde okuyarak olumsuz değerlendirilebilir. Bununla birlikte, yalnızca olumlu/olumsuz bulma perspektifinden gitmek yerine, üst paragraftaki algı oluşturulması ve manipülasyonla ilgili tanımın da bize ışık tutması gerektiğine inanmaktayım.

Çok dikkat edilmesi gereken bir konu da farklı görüş bildirmek ile algı oluşturmanın kolaylıkla karıştırılması ile ilgilidir. Konu, siyaset açısından bakıldığında daha da hassas bir niteliğe bürünür. Toplumun farklı kesimleri ve farklı siyasi partileri birbirlerinin görüş bildirimlerini, yorumunu kolaylıkla ‘algı operasyonu’ şeklinde yaftalayabilmekte. Bu yaklaşım maalesef çok sorunlu çünkü çoğu durumda hem haksız, hem de nazik ve kırılgan niteliği olan demokratik yapıların ciddi anlamda zedelenmesine sebep olabilmekte. Özellikle devlet gücünü elinde bulunduran bazı iktidarlar, rakip olarak gördüğü tarafın görüşlerini ‘algı yaratma’ şeklinde okuyup, bu büyük gücü, rakibini baskı altına almak için kullanmakta. Oysa yukarıda değinildiği üzere, insanlar konumlarına, tecrübelerine, bakış açılarına, korku, endişe gibi hislerine göre olayları algılarlar. Zaten demokrasi de, farklı fikir ve görüşler ile birlikte farklı algıların da tartışılması ve mücadelesi değil midir?  

Yazı dizisinin önceki bölümü:

ALGI OLUŞTURMA ve MANİPÜLASYON - I Yalanın meşruluğu, Platon ve Machiavelli | Şalom Gazetesi

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün