Hazar Türk Devleti, dünya tarihinde bıraktıkları izle, aynı coğrafyadaki diğer birçok devletten ayrılırlar…
Müberra Gülöksüz
Tarihteki çok sayıda Türk devletinden çok azı tarihsel bir rol oynamış, tarih sahnesinden silinseler bile izleri günümüze kadar gelmiş ve devam edeceklerdir. Örneğin Avrupa’ya giden Hunlar, ‘Kavimler Göçü’ne sebep olarak kıtanın bugünkü etnik görünümünü oluşturmuştur, aynı şekilde Avarlar yanlarında taşıdıkları Slav kitleler ile Balkanlar’da Bizans’ı yenerek yarımadanın Slavlaşmasına öncü olmuşlardır. Hazar Türk Devletinini ilgi çeken özellikleri ise farklıdır.
Hazar Türklerinin İslam’a set olma görevi devlet katında Yahudiliği kabul etmelerinden sonra başlar. Bunun anlamı ilk dönem Hazar Türklerinin yarısı Yahudi olmuş ve diğer yarısını da Yahudi olmak için zorlamamışlardır. Burada laik bir yönetimin tohumları atılmış olup dünyaya filiz veren ilk örneği olmuştur.
Batı’da ilk Hazar tarihinin yazılışı, Arap Filoloğu Dunlop’un ‘History of The Jewish Khazars’ kitabı ve Rus tarih araştırmacısı Artomov’un ‘İstoria Khazar’ kitabıdır. Hazar olgusunun üç kökü vardır: Hanedanı ve yönetici tabakayı Göktürk seçkinleri, Hazar Kağanlığının dayandığı esas etnik topluluk olan Hazar-Suvar-Barsiller ve yönetici sınıfı inanç noktasında etkileyerek Yahudiliği sevdiren ve benimseten Yahudiler…
Hazar devleti aslında Göktürk devletidir. Osmanlı memurlarının Türkiye’yi kurdukları gibi Göktürk seçkinleri de Hazar’ı kuruyorlar. Buna rağmen Hazar etnik bir birimin adı olarak tarihte yer alıyor ve Göktürkler’den ayrı ve başka bir Türk topluluğu olarak devam ediyorlar.
Hazar Kağanı Yusuf, İsrailiyat anlayışıyla derlenen şecere kaynaklarından kendi halkı hakkında bilgi verir. Bu kaynaklarda yazılanlar ve söylenenler ise:
“Sen mektubunda hangi halkan, hangi boy ve kabilelerden geldiğimizi soruyorsun. Bizler Togarma’nın oğlunun oğullarından Yafes’in oğullarından geliyoruz. Bizim Atalarımızın şecere kitaplarında (Hazarların kâğıdı bildikleri ve kullandıkları) Togarma’nın on oğlu olduğunu bulduk, onların adları şöyledir.
1- Agiyor/ Aviyor,
2- Tiras/ Turis,
3- Avar/ Avaz
4- Ugin/ Uğur,
5- Biz/ 1,
6- T-r-na
7- Hazar,
8- Z-nur/Yanur,
9- b-l-g-d/ B-bl-r,
10- Savir/Savar.
Biz Hazar’ın oğullarından geliyoruz bu oğulların yedincisidir. Buna benzer başka şecereler de bulunur. Mücmel’üt-Tevarih kitabına göre Yafes’in ilk oğlunun adı Çin, ikincisinin Türk, üçüncüsünün Hazar, dördüncüsünün Saklap (Slav), beşincisinin Rus, altıncısının Misek (Ye’cüc ve Me’cüc’ün babası) ve yedincisinin Kemari (Bulgar ve Burtasların babası) idi.
Gerdiz’ye göre Oğuz, Karluk ve Hazar gibi Türk toplulukları Yafes’in soyundan iniyorlardı.
İbn’ül Esir’e göreTürkler, Bulgarlar ve Hazarlar Yasef’in oğlu Tireş’in soyundan inerler.
Aynı şekilde Hazarlardan kalan diğer bir kaynak isimsiz ‘Kenize Mektubunda’ erken dönemlere yapılan atıfta bir Hazar halkından bahsedilir. 630 yıllarındaki görünüm Kağan Yusuf’un mektubunun aksine bir Yahudi tarafından kaleme alınan bu metinde Yahudiler, Hazar bölgesine ilk göçtüklerinde ortada bir devlet ve hükümdarın görülmediği bildirilir ama bir halktan bahsedilir. Bu belgede şöyle yazar;
Ermenistan’dan ve Babalar (ımız)onların önünden kaçtı… (çünkü) putperestlerin boyunduruğuna dayanamıyorlardı. Ve Hazar (halkı) onları kabul etti (zira) Hazar (halkı) önceden Tevratsız idiler. Nasıl ki (onların komşusu Ermenistan’da) Tevratsız ve Tanah’sız kalmıştı. Ve memleket sakinleri ile evlendiler (ve onlarla karıştılar). Onların amellerini öğrendiler ve onlarla birlikte (sürekli savaşmaya gittiler). (Ve) onlar (bir) halk oldular.”
Sadece sünnet akdine riayet ediyorlardı ve biraz Sabbata riayet ediyorlardı. Hazar memleketinde (o zamanlar) hükümdar yoktu. Sadece savaşta zafer kazananları ordunun komutanı olarak atarlardı.
Hazarlardan önce aynı coğrafyada yaşayan Suvarların tarihten başarısız savaşlar sonucu silinmesinden sonra ortaya çıkan Hazar dönemi 6. yüzyıl ortalarında başlar. Bu iki halk arasındaki ilişkiler araştırıldığında aynı soydan yani Yasef soyunun ortak olduğu saptanır. 555 yılında yazıldığı bilinen Süryani Hatip Zekeriya’nın (Zakharios) kitabına yapılan bir eklemede kuzeydeki 13 göçebe halk sıralanırken hem SBR hem de KSR halklarının adı geçer. Kağan Yusuf’un mektubunda ki gibi, Hazarlar ve Suvarlar ayrı ama denk iki Türk boyu olarak sunulur.
Hazar devletinin yöneticileri Göktürk asıllı olmak ile, ordu mensuplarının büyük çoğunluğu Hazarlar olduğu bilinmektedir. Daha önce bahsettiğimiz Kenize mektubundaki alıntının önemi büyüktür. Mısır’da bir sinagogun mahsenindeki arşivde bulunmuş olan bu mektup, 950 yıl civarında Hazar’daki bir üst düzey görevli tarafından, başka bir ülkedeki bir üst Yahudiye yazılmıştır. Bu mektubun içeriğini ikinci bölümde daha detaylı anlatacağız.
KAYNAK:
-Chavannes, Çin Kaynaklarına göre Batı Türkleri
-Kokovstov,Yevresko-Khazarskaya perepiska, kısa nüsha s.74
-Golden, Türk Halkarı s.183 , Hazar Çalışmaları
-Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi
-Zachariah, The Syriac Chronicle Known as That of Zachariah of Mitylene s.328
-Karatay, Hazarların Musevileşmesine dair belge s.4-5
----
Ben Müberra Gülöksüz
Nakkaş, Ressam
2003 yılında başladığım geleneksel türk el zenaat ve dünya ülkelerinin ve sanat tarihinin de içine aldığı geleneksel dünya el sanatları üzerine araştırmalar ve çalışmalar başlattım.
Gelenekler Türk el sanatları üzerine uzun soluklu akademik eğitimler aldım ve verdim.
Üç boyutlu nakış ile kırkyama zanaatını geliştirip sanat tarihinde yerini alan kumaşla tasviri oluşturdum.
Özellikle doğu ülkelerine yapmış olduğum uzun soluklu seyahatler de Türk göçleri ve Türk el sanatları üzerine akademik ve halk zenaati üzerine çalışmalarda bulundum.
-Marmara Üniversitesi geleneksel el sanatları
-Amsterdam University of the Arts Hollanda
-The University of Art and Desing Linz Avusturya
üniversitelerinde kısa dönem geleneksel Türk el sanatları üzerine konferanslar ve dersler verdim.
Sanat tarihine giriş beni Türk tarihine sürükledi ve eski Türk devletleri üzerine akademik çalışmalar yaptım.
Dünya ülkelerinin el sanatlarını o ülkelerde fiziksel olarak öğrendim.
Türk geleneksel el sanatını İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nde hocalık yapacak öğretmenlere dersler vererek gelişimlerini sağladım.
Bu konularda Türk Tv, Hollanda, Belçika haber kanalları olan HBO1’de Hollanda ve Belçika Telegraph gazetelerinde röportajlar verdim.
Nakış, kırkyama, keçeleme, hallaçlık, seramik, kilim dokuma, ebru, minyatür, hattatlık, yorgancılık, taş baskı, iğne oyası kültürü ve daha bir çok zenaat konusunda bilir kişi ve hocalık yaptım.
Marmara Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi ortak jüri kararı ile nakkaş ve sanatçı ünvanını aldım.
2015 yılında başladığım resime Mustafa Özel Hoca ile devam ederek ressam olarak sanat yaşamıma devam ediyorum. Türkiye’de karma ve kişisel sergilerde bulundum.
-Buhara National Museum 2014
-Hollanda Amsterdam Cobra Museum Gallery 2016
-Amsterdam Yunus Emre Institute 2016
-Belgium Art Gallery 2017
-International Textile Exhibition 2017
-Belgium Brussels Yunus Emre Institute 2014
-Mai Sanat Gallery 2023
-Barış Manço Kültür Merkezi 2023