50. senede yeni sahnede yeni umutlarla…

Gençlerin gözünden GKD´nin 50 yılını anlatan ve yeni GKD sahnesinde oynanacak ilk gençlik gösterisi ´Hazak ve Ematz´ için geri sayım başladı.

Toplum
7 Mayıs 2025 Çarşamba

Gösteriyi hazırlayan gençlerin heyecanını paylaşmak için perde arkasına uzandık ve gençleri provada yakaladık. Sorulara içtenlikle verilen cevaplar o kadar umut doluydu ki, emek, yaratıcılık ve büyük bir aidiyet duygusu vardı her cümlede.

İlk, gösterinin yönetmeni ve yazarı Rafi Levi ile başladık.

GKD’nin 50 yılı gibi güçlü bir tarihi sahneye aktarmak nasıl bir sorumluluk? Bu süreçte ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Derneğin üzerinde o kadar çok kişinin emeği var ki herkesi hakkettiği şekilde onurlandırmak inanın çok zor. En büyük zorluk tarihteki hangi olayları sahneye koyacağımızı belirlemek oldu. Bu süreçte kendimizce kriterler koyduk ve olabildiğince adil davranmaya çalıştık.

Gösteriyi sahneye koyarken seni en çok heyecanlandıran şey ne oldu?

Şahsen tanıdığım, tanımadığım birçok kişinin hatırasını sahnede canlandırabilme fikri. Oyunda andığımız isimlerin bazıları artık aramızda değil, bazıları kendini, bazıları ise bir aile büyüğünü oynuyor. Tüm bunların bir araya gelmesi fikri beni çok heyecanlandırıyor.

Gençlerin gözünden derneğin 50 yılını anlatmak neden önemliydi?

Hep söylendiği gibi Göztepe Kültür Derneği bir gençlik derneği. Her adımımızda derneğin tüm kaynaklarıyla arkamızda olduğunu hissediyoruz. Aslında bu oyun gençliği bugünlere getiren, derneğe emek vermiş kişilere gençler tarafından bir teşekkür gibi. Oyunda gençliğin kurulmasından önceki olayları da anlatıyoruz, fakat her ziyaret ettiğimiz zaman diliminde o sırada yaşanan olayların gençliğin yolunu nasıl açtığını inceliyoruz. Bu yüzden gençler olarak bakış açımızı ortaya koymamızın değerli olduğunu düşünüyorum.

Bu gösteri için tek kelimeyle bir tanım yapsanız ne olurdu? 

Anılar veya aile. Birbirinden ayıramayacağım iki temamız.

Böyle geniş yaş aralığına sahip bir ekiple çalışmak nasıldı?

Çok zorlayıcı, hatta bence imkansıza yakındı. Bir yaş grubunun ihtiyaçları diğerininkinin tam tersi olabiliyor maalesef. Veya bir yaş grubunun ihtiyaç duyduğu direktif şekli başka bir yaş grubuna ters gelebiliyor. Bu durumları yönetmek çok zorlayıcı ama beni de geliştiriyor. Tüm zorluklara rağmen böyle bir projede tüm yaş gruplarının bir arada yer alması doğru olurdu.

Bu aşamada dans sorumlusu Vanessa Eli katılıyor röportajımıza.

50 yıllık bir geçmişi gençlerin gözünden anlatmak fikri nasıl oluştu? 

RL: Bu senenin derneğimizin 50. senesi olduğunu biliyorduk. Oyunumuzu da dernekte yapma kararı aldığımızda aslında süreç kendi kendine gelişmiş oldu. Bence anlatılmaya değer bir hikâye ve anlatmak için daha doğru bir zaman olmadığını düşünüyorum.

VE: Derneğimizin 50. yılını güzel bir gösteriyle beraber kutlayıp 50 senemizin gençler için özel anılarını ve ilklerini tekrardan hatırlayıp yaşatmak istedik.

Bu gösteri için kişisel GKD anılarınızdan faydalandınız mı?

RL: Evet ama çok sınırlı. Zaten olgun bir şekilde tecrübe edip değerlendirebildiğim yıllar en fazla derneğin son on yılını kapsıyor. Geride kalan 40 yıl için önceden duyduğum anekdotları değerlendirdim, eksik kalan yerler için araştırmalar yaparak bir hikâye oluşturdum.

VE: Daha çok büyüklerimizin anılarına ve GKD için ilklere yer versek de tabii ki kişisel anılarımızı da kullandık.

Gösterinin izleyicide nasıl bir etki bırakmasını hedefliyorsunuz?

RL: Umarım gösterimizi izleyen her kişi kendisinin de bir parçası olduğu bir etkinliği veya bir olayı sahnede izleme fırsatı bulur. Eğer oyunun sonunda seyirciler eski dostlarını arayıp “Bak bizim ‘X’ etkinliğini sahneye koymuşlar, hatırlıyor musun o yılları” diyorlarsa gösteri amacına ulaşmıştır benim için. 

VE: Yüreklerinde kocaman bir mutluluk…

Gösteriyi yazarken sizi en çok heyecanlandıran şey ne oldu? 

RL: Hikâyenin oluşum sürecinde hâkim olmadığım yılları, o yılları yaşayan insanlardan dinlemek harika bir tecrübeydi. Hatta derneğin ilk yıllarında yönetim kurulunda görev almış biriyle yaptığım sohbet beni o kadar etkiledi ki bir sahneyi tamamen değiştirdim.

VE: 50 sene içinde yapılmış dansların şimdi tekrar yapılıyor olması ve bizim için önemli insanları canlandırıyor olmak çok heyecanlandırıyor.

İlhamı nereden aldınız? GKD’nin hangi yönü size yol gösterdi? 

RL: Derneğimizde gençliğin çok önemli bir mirası olduğunu biliyoruz. Bunu önceki nesil bize aktardı, biz de sonraki nesle aktarmaya çalışıyoruz. Gençliğin 30 yıllık hikayesi benim için en büyük yol göstericiydi. Zaten kendi içine kırılma anlarının nerede ve nasıl olduğu çok belli bir hikâye. Bana sadece o anları anlamlı bir şekilde birleştirmek kaldı.

Derneğin hangi değerlerini özellikle vurgulamak istediniz?

RL: Oyunun çok net bir ana fikri var. GKD’nin kapıları her zaman herkese açıktı ve açık kalmaya devam edecek. Oyundaki iki ana karakter de bunun bir yansıması. Kimi insanın dernekle ailesinden gelen bir bağı oluyor kimi ise tesadüfen kendisini içinde buluyor. Ve ben de geçen bu 50 yılda kendini nasıl derneğin içinde bulduğunun bir önemi olmadığını, derneğin herkesin yuvası olduğunu anlatmaya çalıştım.

Bu oyunda gençlere ve geleceğe neyi emanet etmek istiyorsunuz?

RL: 50 yıllık mirası. Böyle miraslar büyüdükçe tümüyle hatırlanması zorlaşıyor. Ben de araştırmamı yaparken bilmediğim bazı şeyler öğrendim. Eğer bundan on yıl sonra biri derneğin tarihiyle ilgili bir araştırma yaparken bu oyundaki bir sahneyi referans alırsa başarılı olmuşuz demektir.

Sizce 50 yıl sonra bu oyun nasıl hatırlanacak?

RL: Umarım iyi hatırlanır ve 100. yıl gösterisini yapan ekip bizim de içinde olduğumuz bir sahneyle bizi anımsar.

Gençlik Başkanı Talya Ergüllü ile devam ediyoruz…

Derneğin 50. yılında gençlerin böyle bir gösteri hazırlamasına öncülük etmek nasıl bir duygu?

Çok güzel bir duygu çünkü bu dernek bir gençlik derneği ve bunun devam edebilmesi için sonraki nesillere bir şeyler bırakmak istedik. Çok güzel bir geçmişimiz var ve geleceğimiz olacak. Derneğimizin 50. yılında böyle bir gösteri çıkarmak benim başkanlık dönemime denk geldiği için çok mutluyum.

Bu proje sürecinde gençliğin motivasyonu nasıl sağlandı?

Çok uzun zamandan sonra böylesine anlamlı ve önemli bir gösteriyi kendi evimizde, kendi sahnemizde yapmak sadece gençliğin değil hepimizin motivasyonunu sağladı.

Kendi gözünüzden GKD gençliği nasıl bir ruh taşıyor?

Kesinlikle eşi benzeri olmayan bir ruh. Bu ailenin bir parçası olduğum için çok gururlu ve mutluyum. Her ne olursa olsun her zaman bu ailenin bir parçası olmaya devam edeceğim.

Gösteride yer alacak dansları seçerken nasıl bir yol izlediniz?

VE: Öncelikle derneğimizin 50 yılını anlattığımız için seneler öncesinde yapılan önemli dansları koymak istedik. Aynı zamanda her yaş grubumuza dansların olmasını arzuladık ve bunun için çok uzun süreler çalışıp yeni danslar çıkardık.

Ve son olarak bu yoğun tempoda yakalayabildiğimiz gençlerimize mikrofon uzatıyoruz.

Bu gösteride yer almak senin için ne ifade ediyor?

İzak Mulinas: İnanılmaz bir mutluluk. Özellikle başrol olmak bana harika duygular yaşatıyor.

İgal Halet: Çok güzel çünkü derneğin 50. senesini konu alan bir gösteride rol alıp dans ediyorum.

Barış Bahar: Birlik beraberlik içinde ortaya çıkarılacak güzel bir eserin parçalarından biri olmayı ifade ediyor.

Karla Güner: GKD’de herkesin kendi yaşanmışlıkları, kendi sevdiği ve özel anıları var. İnsanların hayatlarına dokunan bu geçmişi; dans, tiyatro ve en önemlisi sevdiklerimizle yaşamak veya tekrardan yaşatmak benim için başlangıçları ve hayalleri ifade ediyor.

Karla Eli: Çok mutlu ve heyecanlıyım. Sabırsızlanıyorum.

Orli Çiprut: Çok heyecanlı, mutlu ve sabırsızım. Bir grup içinde birlik olarak çalışabildiğim için de ayrıca mutluyum.

Gösteri boyunca öğrendiğin en özel şey neydi?

İM: Derneğin seneleriyle beraber bütün başkanlarını öğrenmek.

İH: Şemeş Karmiel’in dernekte kurulduğunu öğrendim.

KG: GKD’nin benim için bir ev olduğunu biliyordum ama 50 yıldır bir sürü kişinin evi olduğunu öğrenmek çok özeldi.

KE: Bir ekip olarak çalışmanın zor ve keyifli yanları.

OÇ: Bir grup olmayı; aynı zamanda grup olarak çalışmanın ne kadar zor olduğunu öğrendim.

GKD senin için ne demek, bunu sahnede anlatmak nasıl bir deneyim?

İM: GKD benim için kendimi ait hissettiğim ikinci ev gibi. Bunu sahnede başkalarına anlatabilmek de büyük mutluluk veriyor.

İH: GKD benim ikinci evim; sahnede de zaten benzer bir repliğim var.

BB: GKD benim için dostlar ve tanıdıklarla bir araya toplanmak demek. Bunu sahnede bir emek sonucunda anlatmak duygularımın dışa vurumunu sağlıyor.

Aksel Yıldız: GKD ailemin bir parçası ve bunu sahnede her seferinde yüzlerce kişinin önünde anlatmak ve insanları geçmişe götürüp hayatlarından bazı parçaları onlara tekrar göstermek gerçekten çok gurur verici.

KE: GKD bu sene benim için ikinci bir ev oldu. Gösteride yer aldığım dans ve rolde de bu açıkça belli oluyor sanırım.

OÇ: GKD benim için arkadaşlarımla keyifli zaman geçirdiğim bir ev gibi oldu. Sahnede dans ederken de burada olmaktan ne kadar keyif aldığım belli oluyor bence.

Gelecekte bu gösteriyi nasıl hatırlayacağını düşünüyorsun?

İM: Hayatımın en önemli ve özel anlarından biri olarak hatırlayacağım.

İH: Geçmişi öğrendiğimiz kadar geleceğimize de ışık tutacak bir gösteri olarak hatırlayacağım.

BB: Hayatımın en zevkli tecrübelerinden biri olarak hatırlayacağımı düşünüyorum.

AY: Bu gösteriyi gelenek haline getirip belki, 100. yılda da aynı coşku ve heyecanla bir daha sahnelemek.

KE: Çok güzel anılar biriktirdik. Düşündükçe gülümseyeceğim.

OÇ: Çok güzel ve keyifli anılar biriktirdik, hep hatırlayıp mutlu olacağım.

Gösteriden sonra izleyicilerin ne söylemesini isterdin? 

İM: Harika bir gösteriydi. Umarım dernek daha fazla böyle şeyler yapar.

İH: Büyük bir emekle hazırlandığının fark edilmesini isterdim

BB: Gösterinin güzelliğini bir de onlardan duymak isterdim.

KG: Herkesin gençlik sloganımız olan ‘HazakV’Ematz’a katılmasını; en güçlü sesleriyle biz gençlere eşlik etmelerini isterdim.

OÇ: GKD gibi bir derneğin içinde insanların ne kadar keyif aldığını bilmek ve görmek çok mutlu edici.

Prova süreçleri nasıldı? Neler öğrendiniz? Yaşadığın komik bir an var mı?

İM: Çok güldük, eğlendik. Birbirimizden bir sürü şey öğrendik ve öğrettik. Yaşadığımız birçok komik an oldu. Bence en komiği benim ‘Gila’ karakterinin adını bir türlü doğru telaffuz edememem.

VE: Çok eğlenceli ve öğreticiydi. Derneğimizin tarihini eğlenerek danslar yaparak öğrenmek çok güzel bir deneyimdi.

İH: Çok zorlayıcı ama aynı zamanda da çok güzeldi.

BB: Biraz yorucu ama bu yorgunluk mutluluğu da beraberinde getiriyor. Yanında mutlu olduğun insanlarla emek verince her an komik olabiliyor.

AY: Gerçekten çok keyifliydi, birçok şey öğrendik. Mesela tam bir aile olmayı, bir bütün halinde dans etmeyi ve ilerlemeyi öğrendik

KE: Dans ederken eşimle beraber yere yuvarlanmamız baya komikti.

OÇ: Çok güzel ve eğlenceli geçti. Ne kadar yorulsak da sonunda başardığımız için çok mutluyum.

Hazırlık sürecinde kendinizi hiç “Ben artık bu hikâyenin bir parçasıyım” derken yakaladınız mı?

İM: Karakteri oynaya oynaya ve okuya okuya sanki kendimi karakterin yerine koyuyorum.

İH: Bunu birkaç kez hissettim, özellikle kendi sahnemde.

Uzun bir aradan sonra derneğin kendi sahnesinde olmak neler hissettiriyor?

RL: Bence oyunun en değerli tarafı da bu. Konusuna karar verdiğimiz günden beri dernekte oynanması konusunda ısrarcı oldum. Derneğimizde sahneye konmuş birçok gösteriye ve dernek binamızın 50 yılına saygı duruşu niteliğindeki bu oyunu başka herhangi bir yerde oynasaydık bu mirasa ayıp etmiş olurduk. Dernek sahnemize dönmek için çok heyecanlıyız.

İH: İlk başta sahneye sığmayacağımızı düşünmüştüm ama sahne büyüyünce ve bizim enerjimizle birleşince bence çok güzel olacak.

KE: Büyük sahnelerde birçok projede yer aldıktan sonra burada olmak önce endişelendirdi fakat birlikte bu kadar aktif rol almak da bir o kadar mutlu etti.

Sahnede 50 yıllık anıları izlerken “Keşke bunu ben yaşasaydım” dediğiniz oldu mu?

RL: İlk madrihler masasının bir üyesi olmak isterdim. Bu kadar kalıcı bir şey oluşmasına katkıda bulunur muydum bilmiyorum ama o temel atılırken orada bulunmak, gelecekte ne olacağına dair hiçbir fikrim olmadan emek vermek bana ilginç ve hayranlık duyulası geliyor.

İH: Derneğin gençlik kurucularından olmak isterdim.

KE: İlk gençlik gösterisi olan Hacı’da yer almak çok isterdim.

BB: Keşke ilk tam gösteri dönemini yaşayabilmiş olsaydım.

Bir gün herkes bu gösteriyi unutsa bile sizin hafızanızda kalacak bir sahne var mı?

KE: Savaş dansını hiçbir zaman unutmayacağım. Umarım tekrardan böyle korkunç bir olay yaşanmaz.

İH: Hacı dansı sahnesi benim için çok özel. O sahneyi unutmayacağımı düşünüyorum.

AY: Bütün sahneler bizler için unutulmaz ve hep hafızamızda kalacaklar ama bir GKD genci olarak gösteriyi bitirdikten sonra çektiğimiz ‘Hazak v Ematz’ asla unutamayacağım bir şey çünkü gerçekten bir şeyleri başarmış oluyoruz.

Gençlerle bu röportajı yaparken içimde büyüyen his şu oldu; bu gösteriyi izlemek, sadece bir etkinliğe katılmak değil. Bu gösteri; bir topluluğun birlikte büyümesinin, gençlerin geçmişle bağ kurarak geleceğe umutla bakmasının ve “Biz buradayız” demesinin sahnedeki halidir.

İçeriğiyle, enerjisiyle, emeğiyle bu gösteriyi kaçırmamanızı gerçekten çok isterim. GKD’nin yeni sahnesinde perde açıldığında, salonda sizlerin de olması bu güzel ekibe verilecek en büyük destek olacak. Hazırsanız, gençlerle birlikte tarihe tanıklık etmeye davetlisiniz.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün