“Holokost hatırasının canlı tutulmasında gençlerin önemli büyük”

Yom Aşoa´da 6 milyon Holokost kurbanı ve Varşova Gettosu ayaklanmasıyla Nazilere ve onları bekleyen korkunç sona karşı çıkan kahramanlar anıldı.

Toplum
7 Mayıs 2024 Salı

1,5 milyonu çocuk, 6 milyon Holokost kurbanı, 6 Mayıs Pazartesi akşamı, Neve Şalom Sinagogunda düzenlenen Yom Aşoa töreni ile bir kez daha anıldı.

Gençlerin katılımının dikkat çektiği tören akşamında, katılımcıları Neve Şalom Sinagogu girişinde, ‘Holokost’ta Sanat’ Sergisi karşıladı. Yad Vaşem Müzesi iş birliği ile yapılan sergide II. Dünya Savaşı döneminden kalan sanat eserleri ile birlikte Soykırım kurbanlarının sembolik eşyalarını bir araya getirdi.

Sinagog girişinde katılımcılara, küçük ahşap Davut’un Yıldızı şeklindeki iğneler verildi. Üzerlerinde, Türkçe, İngilizce ve İbranice olarak direnişi akla getiren kelimeler yazılı olan yıldızlar, tören boyunca katılımcıların yakalarındaydı.

Törende Cefri Beyo kısa bir açılış konuşması yaptı. Konuşmasında Anne Frank’ın hatırasına değinerek, tek bir eserin Soykırım’ın bilinmesinde ne kadar etkili olduğu hatırlattı ve Holokost’un hatırasının yaşatılmasının önemine vurgu yaparak şöyle devam etti:

“Holokost ve kurbanlarının hatırasının canlı tutulması sağlamada gençlerin önemli bir rolü bulunmakta. Gençler Holokost’u inceleyerek, eserleri özümseyerek, anıtları ziyaret ederek, etkinliklere katılarak, nefrete ve bağnazlığa karşı çıkarak, böyle bir olayı tekrar yaşanmasını engellemelidir.”

Beyo “Ancak içinizden 60 saniye saymak bile uzun gelirken, 6 milyon sayısının büyüklüğünü hayal edebiliyor musunuz?” sözleriyle Soykırım’ın büyüklüğünü bir kez daha idrak etmemizi sağladı.

Törende hayatını kaybeden 6 milyon anısına altı mum yakıldı. İlk mumu, Hahambaşı Rav İsak Haleva, Ulus Özel Musevi Lisesi öğrencileri Ela Stamati ve Sarp Kohen ile yaktı. Diğer mumlar da, cemaat, kurum, kuruluşların başkan ya da temsilcileri ile yine farklı derneklerden gençlerle birlikte yakıldı.

Törende Ulus Özel Musevi Lisesi öğrencileri de çok anlamlı ve etkili bir sunum yaptı. Önyargılardan bahsederek başlayan sunumda gençler, özellikle II. Dünya Savaşı sırasında Yahudiler hakkında düşünülen “direnmediler”, “koyun gibi ölüme gittiler” şeklindeki önyargıları kırdılar. Gençler, savaş sırasında, farklı ülke ve şehirlerde, kimileri çalışma kampların, kimileri gettolarda, kimileri ise ormanın derinliklerinde yaşayan karakterleri canlandırarak Yahudilerin nasıl direndiklerini aktardılar. Direnmenin sadece silahla ve kurşunla olmayacağını, kiminin yaptığı işi yavaşlatarak, kiminin yaşanan olayları arşivleyerek, kiminin ise çocukları eğitmekten hiç vazgeçmeyerek, diğer bir deyişle yaşamdan vazgeçmeyerek direndiklerini dinleyicilere aktardılar.

Tören, tüm katılımcıların yakalarındaki Davud’un Yıldızı şeklinde olan ve üzerlerinde direnişe dair ifadelerin bulunduğu iğneleri, yine UÖML öğrencileri tarafından yapılan Soykırım Duvarı’na yapıştırmalarıyla sona erdi.

Okunan Kadiş duasıyla, II. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybedenler bir kez daha hatıralarıyla anıldı.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün