Auschwitz Ölüm Kampı Komutanı Rudolf Höss ve eşinin yaşam öyküsünü konu alan Jonathan Glazer imzalı ´The Zone of Interest´ filmi, Cannes Film Festivalinin en prestijli ikinci ödülü olan Grand Prix ödülünün sahibi oldu.
The Zone of Interest, Höss ve ailesinin, Polonya'da Naziler tarafından inşa edilen toplama kamplarının ve imha merkezlerinin en büyüğü olan, 1,1 milyondan fazla insanın öldürüldüğü, Auschwitz Ölüm Kampının hemen ötesindeki hayatlarına odaklanıyor.
Glazer, tamamı Auschwitz'de çekilen filmle insanların sahip olduğu şiddet kapasitesini göstermek istediğini belirtiyor.
“Cehaletin, geçmişi günümüze bağlayan bir hastalık olarak yansıması”
Variety'nin "insan karanlığını ışığa tutan ve onu mercek altında inceleyen bir film" diye bahsettiği, Vanity Fair'in "olağanüstü montajlanmış bir mucize, sürükleyici, korkunç ve zamanı için son derece gerekli" olarak nitelendirdiği film büyük beğeni topladı. Film eleştirilerinin, oyuncuların, yönetmenlerin, fragmanların ve sinema haberlerinin yer aldığı Rotten Tomatoes internet sitesi eleştirmenleri "Korkunç suçlara ortak olan insanların sıradan varoluşunu tarafsız bir şekilde inceleyen The Zone of Interest, bizi affedilemez bir vahşetin ardındaki sıradanlığa soğuk bir bakış atmaya zorluyor" sözleriye filmi yorumladı.
Film bu hafta Cannes Film Festivali'nde Fipresci Ödülü ve Cannes Film Müziği Ödülü'nü aldı.
Fipresci Ödülünü veren Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu jürisi, ödülün Glazer'ın filmine "biçimsel radikalliği, ses ve müziklerin karmaşıklığı ve duvarın arkasındaki görünmez vahşet ile sözde cennetin zıtlığını, dehşeti olağan bir şeymiş gibi sunarak ve [günlük] diyaloglar kullanarak, cehaletin geçmişi günümüzle birbirine bağlayan bir hastalık olarak yansıması" nedeniyle verildiğini belirtti.
Filmin cumartesi günü ödül almasının ardından Auschwitz-Birkenau Anıtı ve Müzesinin Direktörü Dr. Piotr M. A. Cywiński, "Anma Yemeği'ne önceden herhangi bir varsayım, veya önyargı olmadan geldiği için Jonathan Glazer'a teşekkür etmek istiyorum. Bunca zaman büyük bir hassasiyet ve anlayışla konuşabildiği ve dinleyebildiği için kendisine teşekkür ediyorum. Yaptığı her şey için. Bu film birçok insanı düşündürecek. Ve işte bütün mesele bu" dedi.
