Sanat iyileştirir!

Büyük bir doğal afet ve ülkece kayıplar, acılarla dolu bir felaket yaşadık. Üzgün ve çaresiz hissettiğimiz bu günlerde, Aura Psikoterapi ve Sanatla Tedavi Eğitim Merkezi kurucusu Yrd. Doç. Dr. Nevin Eracar ve ressam-heykeltıraş-sanat terapisti Nilgün Sabar ile sanat, sanatçının bilinçaltı, sanat terapisi ve sanatın iyileştirici gücü hakkında konuştuk. Ayrıca afet bölgesinde, çocuk, yetişkin veya yaşlı olsun, travma yaşayan tüm insanlara, ruhsal açıdan nasıl yardım edilebileceği konusuna da değindik.

Miryam ŞULAM Söyleşi
22 Şubat 2023 Çarşamba

Yrd. Doç. Dr. Nevin Eracar, sanatla terapinin yaygınlaşmasında öncü bir psikoterapist, aynı zamanda psikodrama terapisti ve eğitimcisi. 1996’da Otistikler Derneğini kurmuş, psikanaliz eğitim araştırma geliştirme derneği üyesi. Eracar’ın kurmuş olduğu Aura Psikoterapi Merkezinde de hem psikodrama hem de sanatla terapi ve yaratıcılık eğitimleri veriliyor. Sanatçı Nilgün Sabar, sanat terapisi eğitimlerine katılmış ve bu vesileyle de yolları kesişmiş.

Sabar, sanatın mağara duvar resimlerinde bir av büyüsü olarak başlamasından itibaren gerçekten ruhumuzu ve hayatımızı şekillendirebilecek kadar kuvvetli bir şifa olduğunu düşünüyor. Eracar ise bunun bilimsel olarak da gerçek olduğunu, sağ beynimizle hayal ettiğimiz şeyi sol beynimizin listeye aldığını ve sanatla istediğimiz şeyi spontane şekilde gerçekleştirirken bu yanıyla da sanat ve sanatsal dışavurumun bize hayatta ne istediğimizi söyleyen ciddi bir eylem olduğunu söylüyor.

Sanatçı eser üretirken nasıl bir ruh halindedir ve sanatla iyileşmek mümkün mü?

Nilgün Sabar: Benim için yaratma aşaması bir doğum gibidir. İlham aldığım kişi ya da olayla ilgili güçlü bir analiz, dönüştürme ve kendi içimdeki parçayı iyileştirme isteğiyle ortaya çıkan, bana şifa veren bir ifade etme sürecidir. Sanat eseri yaratmakla ortaya çıkan dönüşme, dönüştürme insana kendini anlatması, anlamlandırması açısından fırsat sunar; aynı zamanda rahatlatıcıdır da. Ancak, konusunda uzman bir psikoterapistle çıkan ürünü anlamlandırmak olayın başka bir boyutudur ve gerçek iyileşme burada olur.

‘Sanatla Terapi’ metotları kullanarak çalışıyorsunuz; bu süreç nasıl işliyor?

NS: Sanatla terapi çalışmalarında sanatçı ve terapistin görevleri farklıdır. Burada sanatçının üstlendiği kısım tanıklık yaparak müdahale etmediği bir durumdur. Yorum yapmadan anlatılanları dinleme gibi koruyucu, onarıcı bir işlevi vardır. Çıkan ürünler, bir terapistle çalışılarak anlamlandırılır ve söze dökülürse burada bir Sanat Terapisi var denilebilir. Bu iş birliği çok değerlidir çünkü analiz sürecini hızlandıran bir uyarıcı, tetikleyicidir sanat. Terapi seanslarında çok uzun zamanda çıkabilecek yoğunluktaki malzeme, bazen bir resimle veya bir öykü, bir şiirle kolayca dile gelir. Ben, Aura Psikoterapi ve Sanatla Tedavi ve Eğitim Merkezinde ‘Sanatla Terapi’ eğitimini aldığım metotlarla, bir uzman eşliğinde veya kendi başıma grup ve birey terapilerinin sanat bölümüne dâhil oluyorum.

Türkiye’de gelişimi ve yaygınlaşmasında öncü bir psikoterapist, eğitimci ve akademisyen olarak sizin bu alanla tanışıklığınız nasıl oldu?

Nevin Eracar: Bu alanla tanışmam biraz çare arayışından oldu. Meslek yaşamımın 13. yılında otizmle tanıştım. Sözel ifadenin olmadığı bir zihin yapısıydı bu; ve anlamaya çalışarak ifadenin tek yolunun konuşmak olmadığını gördüm. Gözlemlerim bu çocukların müzik ve ritimle kendilerini ifade edebildiği yönündeydi. Müzik, ruhsal-sosyal ilişkiye dair bir umut taşıyordu. Bu ilişkiye ait serüven giderek kapsamlı ve sistematik bir eğitimin de yolunu açmış oldu. Günümüzde bu eğitim, Sanatla Terapi ve Yaratıcılık Derneği sorumluluğunda devam ediyor.

Sanatla Terapi nedir, eğitimine kimler katılabilir?

NE: Psikoterapi amaçlı işlerde sanatın hem dışavurumcu hem de onarıcı gücünden yararlandığımız uygulamaları ‘Sanatla Terapi’ veya ‘Sanat Terapisi’ kapsamında düşünebiliriz. Terapi uygulayabilmek için sanat alanlarının birine veya birkaçına yakın ve ilgili olmak gerekir. Eğitim, ruh sağlığı alanlarında lisans sahibi olmuş profesyonellere ve sanat alanında lisans sahibi sanatçı sanat eğitmenlerine veriliyor.

İçinden geçtiğimiz günlerde deprem gibi felaketlerde sosyal destek için sanat kullanılıyor mu? Sanatla Terapi burada nasıl bir işlev görür?

NE: Evet kullanılır, çünkü travma gerçekten de insanın iç dünyasında ulaştığı veya ulaşamadığı pek çok geçmiş travmayı tetikliyor ve birçok insan böyle bir afetle karşılaştıktan sonra hayatlarına devam edemez hâle geliyorlar. Bir kısmı yeniden adapte olabiliyor ama bu deprem duygusal ve sosyal anlamda öyle ağır bir fatura çıkarttı ki, böyle bir durumda yaşıyor olmak bile büyük bir suçluluk duygusu uyandıracaktır. Bu bazı insanlar için önemli bir dönemeçtir; toparlanamayacaklardır… Bu yüzden psiko-sosyal destek verilmesi çok önemli. Depremden hemen sonra değil çünkü öncelikli olan hayatta kalmak. Ama iki-üç hafta sonra eski hayatlarını yaşayamıyor olmanın kaygı, kargaşa ve çöküklüğü ortaya çıkınca bu insanları korumak ve yaslarını tutmalarına, acılarını yaşamalarına fırsat vermek, güldürmek, unutturmak değil kendilerini ifade etme fırsatı sağlamak onlar için çok önemli bir rol oynayacaktır.

Sanatla Terapi yaşanan acıyı ifade etmede nasıl yardımcı oluyor?

NE: Yaşanan şeyler o kadar ağırdır ki, söze dökülmesi çok zordur. Hayata devam etmek için unutmuş gibi yapacaklar ama unutamayacaklar. İşte tam bu noktada sanat hınzır, utangaç bir dışavurumcu rolüyle ve fark ettirmeden, acıyı deneyimlemiş kişinin yaşadığı travmasının izlerini açığa çıkaracak ve ifade etmeyi kolaylaştıracak.

Deprem bölgesinde başlatmayı hedeflediğiniz bir çalışma var mı?

NE: Türkiye Komünist Partisi liderliğinde kırk kişilik bir ekip yarattık. Dört hafta sürecek yoğun bir eğitim uyguluyoruz. İçlerinde bir psikolojik danışman veya pedagog, psikolog ve sanatçı olan üç kişilik ekiplerle dönüşümlü olarak alanda çalışma yapılacak. Bu çalışmanın bir organizasyon çatısı altında dönüşümlü guruplarla yapılmasının, uzun soluklu ve çalışan ekipte tükenme sendromu oluşmadan yapılması açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

NS: Biz sanatçılar, afet mağdurları için kurulmuş sanat kolektifine eserler bağışladık ancak sanat terapisi anlamında da sahada çalışma yapabilecek uzmanlardan oluşturulmuş bir grupla insanlara yardım edebilmek ve acılarına destek olmak çok anlamlı olacaktır. Yaslarını yaşamalarına fırsat verecek çalışmalar yapan oluşumda var olmak istiyorum. Bu oluşumun, dayanışmayla ve sorumluluk alarak, onlarla bir olarak, sonrasında bir nebze olsun bizlerin de duyduğu üzüntü ve acıyı samimiyetle ifade etmemizin bir yolu olduğuna inanıyorum.

SANAT TERAPİSİ

Bir terapi yöntemi olarak sanat insanların yüzyıllar boyunca ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkları iyileştirme amacıyla yararlandıkları, hâlâ kullanılan bir tedavi yöntemidir. Tarih öncesi ilkel topluluklardan günümüze farklı kültürlerde yaratıcı bir eylemde bulunmanın insanın daha iyi hissetmesine katkı sağladığı kabul edilmiştir. Resim, hikâye, dans, drama ve müzik, şifa ritüelleri olarak yaşamların içinde yer almıştır. Eski Yunan’da tıp ve sanat ayrılmaz bir bütün olarak kabul edilmiş. İyileşmenin fiziksel olduğu kadar ruhsal da olduğu ve bunun sanatla mümkün olduğuna inanılmış. Zambia’da geleneksel ayinlerin bir kısmı tedavi amaçlıdır. Bu ayinlerde davul gibi geleneksel müzik aletleri çalınır. Müziğin ritmi ve melodisi ile dansa eşlik eden hastanın duyduğu heyecan, fiziksel hareketliliği ve kalp ritminin değişmesi ile kalp basıncını yani tansiyonunu düzenleyerek sinir sisteminde fark yarattığı, hastaya belirgin bir rahatlama yaşattığı görülmüştür. İspanya’da bulunan 64.800 yıllık mağara resimleri, modern insanların Afrika’dan Avrupa’ya göç etmesinden yaklaşık 20.000 yıl öncesine dayanıyor. Aslında sanatın en temelde insanların içinden gelen doğal bir uygulama biçimi olduğunu da söyleyebiliriz. Freud’un 1900’lerde kurduğu psikanalize dayanan teorik altyapısı ve yöntemleri vardır. Sanat terapisi sırasında, en temel fikir ve amaç duyguların şekil ve renklerle aktarımıdır. Son yıllarda ülkemizde de sistematik ve kontrollü çalışmaların yapılması ile sanatın iyileştirici etkilerini, faydalarını ve iyileşme sürecine olan anlamlı katkıları ortaya konmuş ve yaygınlaşmaya başladı.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün