Yıkım büyük, şimdi yardım zamanı

Toplum
15 Şubat 2023 Çarşamba

30 binden fazla can kaybı verdiğimiz 6 Şubat depreminin neden olduğu yıkımın ne kadar büyük olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Depremin ardından tüm Türkiye tek vücut olurken, depremden etkilenenler için hem maddi hem de manevi destek devam ediyor.

Türk Yahudi Toplumu genci-yaşlısı, tüm birimleriyle depremzedeler için gücünü birleştirdi. Depremin hemen ertesinde organize olan, başta gençler olmak üzere, toplumun birçok kesimi, depremzedeler için gerekli olan malzemeleri toplayıp, yetkililer aracılığıyla bölgeye ulaştırdı. Yeni ihtiyaçlara yönelik kampanyalar devam ediyor.

Türk Yahudi Toplumu genci-yaşlısı, tüm birimleriyle depremzedeler için gücünü birleştirdi

Röne Kaspi

6 Şubat sabahı Türkiye deprem haberi ile uyandı. Gün içinde deprem bölgesinden gelen haberler, görüntülerle olayın ne denli büyük bir felaket olduğu görülmeye başlandı.

Pazartesi akşam saatlerinde Türk Yahudi Toplumu gençleri, okul, dernek, kurum yöneticileri çeşitli sivil toplum örgütleriyle iletişime geçerek ihtiyaçlarla ilgili yardım çalışmalarına başladı. Birçok iletişim kanalı kullanılarak duyurular yapıldı. Kurumlarda, gıda, battaniye, kalın giyim, mont, bebek malzemeleri, çocuk giyimleri, ayakkabı, ilaç, uyku tulumu, ısıtıcı, WC gibi birçok malzeme toplandı. Toplum üst yönetimi belli merkezler belirleyerek yardımların buralarda toplanmasını sağladı. Gönüllüler de bu merkezlerde organize bir şekilde malzemeleri birlikte kolilemeye başladı.

Yüzlerce koli ihtiyaç sahiplerine gönderilmek üzere AFAD, AKUT ve Milli Eğitim birimlerine iletildi. Halen de ihtiyaca yönelik bilgiler doğrultusunda duyurular yapılıyor ve malzemeler toplanmaya devam ediyor.

TYT, büyük bir duyarlılıkla, umutlarını kaybetmeden gerek deprem bölgesine giden gençler gerek gönüllü çalışan toplum üyeleriyle aynı duyguları paylaşarak tek bir yürek oldular. Bu acıların bir daha yaşanmaması en büyük dileğimiz.

UÖML Interact Kulübü Öğrencileri depremin sabahı hızlıca bir yardım kampanyası başlattı. Kısa zamanda organize olarak yardım kolilerini toplanma merkezlerine yollamaya başladılar. Sürecin nasıl işlediğini kendilerinden dinledik:

Aviel Kohen: Deprem sabahı güne okul müdürümüzün telefonuyla başladım. Birlikte neler yapabileceğimizi konuştuk. Yoğun bir mesaj trafiğinden sonra kampanyamızı başlattık ve hızlıca yayılmasını sağladık. Kampanyamız çok kısa sürede büyük ilgi topladı. Destekçilerin yolladığı yardım malzemelerinin yanı sıra aramızda para topladık. Kulübümüzün bütçesiyle de hijyen malzemeleri, çocuk kıyafetleri ve hatta aşı satın aldık. Okulumuzda ve GKD’de hazırladığımız kolileri AKUT’a ulaştırdık. Ayrıca Göktürk Sinagogu, Kadıköy Belediyesi, Nef Stadyumu, Vodafone Park ve Lions Kilercibaşı Köşkünde de kolileri hazırlamaya destek olduk ve bağışlarımızı gerçekleştirdik. Aynı zamanda kulübümüzün bağlı olduğu Uluslararası Rotary ile de organize bir şekilde yardımlarımızı gerçekleştirdik.

Eliz Yakar: Sosyal medya hesaplarımızı aktif kullanarak bölgenin ihtiyacı olan malzemelerin listesini farklı platformlarda paylaştık. Kısa süre sonra okulumuza yardımlar gelmeye başladı. Hepimiz çok üzgündük ama soğukkanlılığımızı korumamız gerekiyordu. Kısa zamanda organize olduk. Gelen bağışları belli başlıklar altında hızla ayrıştırdık, koliledik ve ilgili birimlere teslim ettik.

Joy İris Levi: Okulumuzda depremzedelere destek için hedefe odaklı, organize bir ekip olarak çalıştık. Bu da bizlere büyük güç kattı. Ortak amacımız, oradaki insanlara hızlı bir şekilde yardımları ulaştırmaktı. Ekipteki herkes bunun için elinden geleni yapıyordu. Günün sonunda hedefimize ulaştık ve birlikte yapabileceğimiz işlerin gücünü gördük.

Natali Sayer: AFAD, AHBAP, AKUT, Türk Kızılay’ı ve Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile iletişime geçtik ve depremzedelerin ihtiyaçları konusunda bilgi aldık. Ülke olarak yaralarımızı birlikte saracağımızın umudunu taşıyoruz. Deprem bölgesindeki ihtiyaçlar doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Kampanyamıza destek olan herkese çok teşekkür ediyorum.

Özlem Namlı (UÖML Lise Rehber Koordinatörü): 6 Şubat sabahı uyandığımızda, yaşadığımız ülkenin önemli bir bölümünün büyük bir yıkıma uğradığını, binlerce insanın yaşam savaşı verdiğini öğrendik. Şaşkınlık ve dehşet içinde olayları takip edip ne yapabileceğimize odaklandık.

Acılara uzaktan tanıklık etmek hem orada bulunanlarla empati kurmayı hem de aynı yıkıma uğrama ihtimalinin gerçekliği ve dehşetini beraberinde getirir. Her afet, her travmatik yaşantı insanı birçok değişik biçim ve derecelerde etkiler. Bilişsel ve ruhsal yapılanmayı sarsar, korku, endişe, tekinsizlik ve öfke gibi işlenmesi zor duyguları açığa çıkarır. Tüm bunlar olağandışı bir duruma verilen normal tepkilerdir. Ve başkaları da bizim yaşadıklarımıza benzer şeyler yaşıyor. Yaşadığımız hafta boyunca birçoğumuz için belki de en zorlayıcı duygu ‘suçluluk’ oldu. “Su içmeye bile utanıyorum” benzeri cümleleri çokça duyduk, söyledik. ‘Sağ Kalmanın Suçluluğu/ Survivor's Guilt’ olarak tanımlanan bu durum savaş ve doğal afet gibi büyük yıkımlarda sıklıkla görülen mental ve ruhsal bir stres tepkisi.

Açığa çıkan tüm bu zorluklarla başa çıkmanın en önemli yolu, duyguları anlamlandırabilmek ve işleyebilmek. Bu yolda ‘iyi oluş’ halimizi destekleyeceğine inandığım önerilerimi paylaşmak isterim. Öncelikle yaşadığınız duygu ve durumlara isim koyabilmek, bedeninizde ve iç dünyanızda yarattığı etkileri tarif edebilmek, benzeri durumları başkalarının da yaşadığını ve bunun normal olduğunu bilmek, diğerleriyle bağ kurmak, yakınlarınızdan destek almak, yaşadıklarınızı ve duygularınızı paylaşmak iyi gelecektir. Çoğu zaman ‘kendine yardım’ın en etkin yolu başkalarına yardım etmekten geçer. Yapabileceğiniz yardımları yapmak için çaba sarf etmenizi öneririm. Yalnız kalmak istiyorsanız, böyle durumlarda bunun normal bir tepki olduğunu kabul edin ve duygularınızı yazıyla ifade etmeyi deneyin. Rutin hayata dönmek, günlük iş ve sorumluluklarınızı, hobilerinizi gerçekleştirmek düşüncelerinizin ve duygularınızın yönünü değiştirebilir. Sosyal medya ve haber kanallarından durmaksızın olumsuz haberleri takip etmeye çalışmayın. Bilgiye anlık ulaşma veya kaçırma endişesi diğer stres faktörleriyle birleştiğinde çok zorlayıcı olabilir. Çok zorlandığınızı hissediyorsanız yardım almaktan çekinmeyin.

Zeynep Adıgüzel (UÖMO Ortaokul Müdürü): Bu kadar büyük bir elem ve çaresizlik tablosu karşısında bizi ayakta tutan tek şey, bu deprem sonrasında bir kez daha ortaya çıkan toplumsal dayanışma oldu.                                  

Depremin hemen ardından, bazı bölgelere henüz arama kurtarma ekipleri bile ulaşmamışken, çoluk-çocuk, genç-yaşlı demeden toplumun tüm kesimleri depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla ülkenin dört bir tarafında dayanışmanın en güzel örneğini sergiledi. Toplumun her kesimi elinden gelen her yöntemle depremzedelerin yaralarını sarmak için seferber olmuş durumda. Bizler de okulumuzda İnteract Kulübü öğrencilerimizin çağrısıyla hemen bir yardım kampanyası başlattık. Velilerimizden, cemaat üyelerimizden, öğrenci ve öğretmenlerimizden gelen yardım malzemelerini gençlerimizle tasnifleyip, kolileyip yetkililere ulaştırdık. Depremde zarar gören insanlarımızın yaralarının sarılması ve yıkılan yerleşim yerlerinin yeniden ayağa kaldırılması, bu bölgede yaşamın yeniden ve tüm unsurlarıyla yeniden tesis edilebilmesi için daha çok uzun sürecek bir dayanışmaya ihtiyacımız var. Bu tür felaket ve kriz durumlarında sivil toplumun müdahalesi çok önemlidir. Ancak daha da önemlisi sınıflarımızda öğrencilerimizle bu sivil toplum bilinci için yaşamın gerekliliklerine temas eden bir sosyal dayanışma yaklaşımı inşa etmek. Bizler, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da öğrencilerimize dünyayı, çevresini değiştirme, iyileştirme ve düzeltme sorumluluğunu aşılamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.

***

Göztepe Kültür Derneği de yaptıkları yardım çalışmalarını şöyle özetliyor: “Deprem haberini duyduğumuzdan itibaren hepimizin aklında ne yapabiliriz sorusu vardı. TYT’nin yönlendirmeleri ile birlikte GKD yardım toplama alanı olarak belirlendi. Derneğimizde toplanan yardımların tasnifini ise gençler gerçekleştirdi. Sabahın erken saatlerinde başlayan hummalı çalışma sonunda hem enerjilerini hem de sevgilerini kattıkları koliler afet bölgesine doğru yola çıktı.”

Göktürk Şaar Aşamayim Sinagogu gönüllüleri ise “Ülkemizin başına gelen felaketten ötürü derin üzüntü içindeyiz” dedi ve depremzedelere ne şekilde yardımcı olmaya çalıştıklarını şu sözlerle dile getirdiler: “Depremin yaşandığı sabah Göktürk’te yaşayan yahidlerimize sinagogda yardım toplayacağımızın bilgisini geçtik. Hızla gelen yardımları gönüllü arkadaşlarımız sayesinde kategorize ederek koliledik. Akşam saatlerinde 60 koliyi yola çıkardıktan sonra ertesi gün için hazırlıklara başladık. Cuma gününe kadar, üç araçlık yardım toplayıp UÖMO tarafından gönderilen araçlara yükledik. Bu süreç zarfında organizasyonu düzenleyen cemaat üyelerimize, yardım getiren yahidlerimize, kolileme işleminde yardımcı gönüllülere ve UÖMO gençlerine çok teşekkür ederiz.”

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün