“Bağlılığımız yıkım ve felaket zamanlarında özellikle güçleniyor”

Türk Yahudi Toplumu yönetiminin çaba ve katkılarıyla, depremin yıktığı Antakya´ya, henüz resmi arama-kurtarma ekipleri girmeden giden, oradaki Yahudi toplumu üyelerine ulaşarak, büyük özveriyle İstanbul´a gelmelerini sağlayan ekipte yer alan Rav Mendy Chitrik, hayatında hiç unutmayacağını saatleri ve hislerini paylaştı.

Toplum
15 Şubat 2023 Çarşamba

Rav Mendy Chitrik

Uzun, bitmek bilmeyen ve üzücü bir hafta yaşadık. Acı, yıkım ve çaresizlik duygusu - ve bununla eş zamanlı olarak kahramanlık, hayatta kalma mücadelesi, kardeşlik ve insanlığın tezahürüne  tanık olduk.

Hahambaşı Rav İsak Haleva ve Eşbaşkan Erol Kohen’in yüreklendirici berahaları ile yola çıkan, Türk Yahudi Toplumunun özel ekibinin çaba ve gayretlerine dahil olarak pazartesi günü yıkım ve kaosun hakim olduğu Antakya'ya vardım. Orada gözlerimle gördüğüm felaketin ilelebet hafızamda kalacağını söyleyebilirim.

Sokaklara ölüm sessizliği hakimdi. Depremden kurtulanlar sokak köşelerinde oturuyor ve yaktıkları eğreti ateşlerle dondurucu soğukta ve yağmur altında biraz olsun ısınmaya çalışıyorlardı. Çaresizlik bu karanlığı anlatmaya yetmeyecek. Büyük bir kara delik karşısında sesi kısılmış bir acizlik demek daha doğru olacak.

Bununla eş zamanlı olarak kahramanlık, hayatta kalma mücadelesi, kardeşlik ve insanlığın tezahürüne tanık olduk. Birlik ve dayanışma, kararlılık, sorumluluk ve birbirimize verdiğimiz önem ve gösterdiğimiz özen duyguları da kalbimin bir köşesine şimdiden kazındı.

İstanbul’dan gelen grubun çoğu arama kurtarma profesyoneli değiller – biz oraya akrabalarımızı, kardeşlerimizi, yerel Yahudi toplumunun üyelerini bulmaya gelmiştik. Tüm aileler gibi birbirimize karşı bağlılığımız var, birçok konuda hemfikir olmasak bile. Ne üzücü ki birbirimize olan bu bağlılığımız yıkım ve felaket zamanlarında özellikle güçleniyor ama bizim çok büyük ailemizde genelde böyle oluyor…

Dönüşümüzde, akrabalarımızın güvenliğe kavuştuklarına emin olduktan sonra, dikkatimizi oradaki kültürel mirasımızı korumaya çevirdik ve kutsal Tora rulolarımızı güvence altına almaya karar verdik. Köklü, belki de dünyanın en eski Yahudi cemaatine sahip olan Antakya’dan Talmud’da “Büyük Şehir” olarak söz edilir. Orası bir zamanlar tüm Ortadoğu’nun siyasi, ticari ve kültürel merkeziydi. Talmud ve Midraş Antakya sokaklarında bilgelerin dolaştığından bahseder, bugün geçmişin tüm binaları toz halinde sokaklara dökülmüş durumdalar. Mucize eseri ayakta kalan sinagogun biraz yenilenmeye ihtiyacı olacak mutlaka, ama oradaki kültürel mirasımızı oluşturan Toraları, ait oldukları yere geri getirilene kadar, geçici olarak daha güvenli bir yere naklettik.

Antakya’dan Adana’ya hareket ettik. Orada, tüm dünyadan gelen kurtarma ekiplerinin toplanmalarına tanık olduk ve orada bir ders daha aldım. Biz gerçekten büyük bir aileyiz, ama çok çok büyük bir aileyiz. İnsanlık ailesi. Ruslar ve Ukraynalılar, İsrailliler ve Suudi Arabistanlılar ve Afrikalılar. Herhangi bir yerden ve her yerden – dünyadaki tüm profesyoneller enkaz altındaki aile üyelerinin hayatlarını kurtarmaya gelmişlerdi.

Ne üzücü ki birbirimize olan bu bağlılığımız yıkım ve felaket zamanlarında özellikle güçleniyor ama bizim çok büyük ailemizde genelde böyle oluyor…

Değerli Şaul ve Tuna Cenudioğlu’nu saygıyla anarken hepimize geçmiş olsun diyor ve sağlıklı uzun bir ömür diliyorum.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün