Eyvah! Yazdan kalan lekeler

Yaz bitimi, cildimizde oluşan lekelerle mücadele zamanı geldi. Bu mücadele için evde kullanabileceğimiz ürün ve içeriklere bir göz atmak istedim.

Ceyda HAVLUCU Yaşam
29 Eylül 2021 Çarşamba

Güneş etkisini kaybettiğine, tatil sezonu yavaştan kapandığına ve havalar emin adımla sonbahar mevsiminin geldiğini hatırlattığına göre, yazdan oluşan lekeler için ister kliniklerde ister daha ufak olarak evde krem ve serumlarımızla tedaviye başlayabiliriz. Şimdi hala, neden sonbahar geldiğine göre diyen olduysa, lekelerin yazın güneşle daha çok oluştuğunu ve leke giderici aktif maddelerin güneşte daha çok lekeye neden olabildiğini hatırlatmak isterim. Bu ay, evde lekelere karşı hangi içerikleri kullanabiliriz, biraz onlardan bahsedeceğim.

Işıl ışıl bir cilt için C vitamini

C vitamini: Cildi ışıl ışıl yapmasıyla en popüler ve bilindik içeriklerden biri. Cildin doğal yenilenme sürecini destekler, hasarlı hücrelerin onarılmasına yardım eder. Sadece güneş lekeleri, yaşlılık lekeleri, ton eşitsizlikleri, sivilce lekeleri, yara izleri ile değil aynı zamanda ince çizgiler, kuruluk ve pürüzlü cilt yüzeyi ile de savaşır.

C vitamini alırken dikkat edilmesi gerekenler:

Ürünün içerisinde, C vitaminin etkili olan yani saf formu olan L-ascorbic asit formunun bulunması.

- C vitamini çok kolay bozulabilen bir etken madde olduğundan, satın aldığınız ürün ambalajının hava ve ışık geçirmeyecek şekilde tasarlanmış olması.

- Cildinizin aside karşı hassasiyeti olabilir. Başlangıç için düşük konsantrasyonlu bir ürün daha iyi olabilir. İşe yaraması için minimum yüzde 8 konsantrasyonlu ürünlerden seçmeye dikkat edebilirsiniz.

Retinol: Laboratuvar ortamında anti-aging etkisi kanıtlanmış tek etken madde olduğunu biliyor muydunuz? Cildimizdeki her hücrenin bir yaşam ömrü var, işte retinol bu süreci hızlandırıp eskimiş hücreyi cildimizden yukarı taşıyarak dışarı atıyor, yeni genç hücrelerin üretimini tetikliyor. Bu sayede kırışıklarla savaşırken, cildi yenilediğinden lekelerden de kurtulmuş oluyorsunuz. Volia! Bir taşta iki kuş.

- Genelde 30 yaştan sonraki tüm yaşlarda kullanımı öneriliyor (cilt tipi uyduğu sürece).

- Güçlü bir etken madde olduğundan hassas ciltler dermatoloğuna sormayı, diğer cilt tipleri de öncede küçük bir yüzeyde hassasiyet testi yapmayı unutmuyor değil mi?

AHA (Alpha Hidroksi Asit): Reyonlarda karşınıza sıkça Gilokolik Asit ya da Laktik Asit versiyonuyla çıkıyor muhtemelen. Tanecikli peelingler hem mikro plastik atık oluşturdukları hem de cildi çizdikleri için popülerliğini kaybedince kimyasal peeling olarak güzellik sektöründe kendine sağlam bir yer buldu. Asıl amacı, ölü derileri gidermek, böylece komedon ve yağ bezesi gibi pürüzleri gidermek. Ölü deriler giderken, eğer cilt lekeleriniz eski değilse, yüzeydeki lekeleri de silip atmış oluyor.

Azelik asit: Aslında cildimizde doğal olarak üretilir. Ciltteki bakterileri öldürerek, yeni akne oluşumlarını engeller. Hücre yenilenmesini hızlandırır. Özellikle cilt kızarıklıkları, akne ya da yaralardan kalan kızarıklık lekeleri için tercih edilebilir. Diğer leke giderici içeriklere oranla daha nazik bir içeriktir.

Niacinamide: Bildiğiniz B3 vitaminidir. Tüm bahsettiğim ürünlerin arasındaki en hassas içeriktir. En önemli görevi hiperpigmentasyonla, yani koyu lekelerle savaşmaktır. Bunu yaparken, diğer içeriklere kıyasla yoğun nemlendirme özelliğine de sahip olduğundan, cildin nem dengesinin korunmasına yardım eder, ince çizgi ve kırışıklar üzerinde de etki gösterir.

Güney Kore kozmetiğinin hayatımıza soktuğu ürün

Pirinç özü (Kojic Asit): Uzakdoğu’da beyaz cilt güzellik anlayışı yüzyıllardır devam ediyor. Son yıllarda Güney Kore kozmetiğinin de dünya çapında popülerleşmesiyle, pirinç özlü ürünleri sıkça görmeye başladık. Oldukça güçlü beyazlaştırma ve leke açma özeliği bulunur ama bunu hassas bir şekilde yapar. Düzenli kullanımda oldukça etkili bir cilt beyazlatma sonucu alabileceğiniz gibi, önemli günler önce pirinç maskesi yaparak kısa süreli bir parlaklık, beyazlıkla daha dinç bir görünümde elde edebilirsiniz.

Tüm bu içeriklerin, leke tedavisine destek olabilmek için, soyucu, hücre yenileyici etki göstermeleri nedeniyle cildi hassaslaştırdıklarını hatırlatmak isterim. Bu nedenle bu içeriklere sahip ürünleri gece rutininizde, haftada en fazla 2-3 defa olacak şekilde kullanılmalarının önerildiğini, ayrıca gündüzleri de güneşe karşı ekstra hassaslaşan cildimizi korumak için, mutlaka güneş kreminden destek almamız gerektiğini unutmayın. Halihazırda cilt problemleriniz ya da çok hassas bir cildiniz varsa bu ürünlere başvurmadan bir dermatologdan görüş almayı da ihmal etmeyin.

Hepinize, bol ışıltılı, bal bakımlı iyi kışlar dilerim.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün