Yıldızlar altında Chris Botti´yi dinlemek…

Grammy Ödüllü trompet sanatçısı Chris Botti´nin enstrümanından dökülen notalar, dinleyicileri adeta büyülü bir yolculuğa çıkarıyor. Müzik dünyasında kendine has bir yer edinen Botti, caz ve pop müziğinin sınırlarını zorlayarak, her melodide farklı bir öykü anlatıyor. Bu hikâyelere tanık olmak istiyorsanız 1/ Mayıs´taki konseri kaçırmayın!

Sanat
1 Mayıs 2024 Çarşamba

Sümeyra Gümrah

Dünyanın en çok albüm satan çağdaş caz trompetçisi unvanına sahip Chris Botti, kariyeri boyunca Sting, Paul Simon, Barbra Streisand, Lady Gaga gibi ünlü isimlerle sahne aldı. Çok sayıda altın ve platin plak kazanan sanatçı, ünlü orkestralarla prestijli sahnelerde konserler verdi. Türk müzikseverlerin yakından takip ettiği Botti, 41 konserlik dünya turnesinin İstanbul ayağında, 17 Mayıs’ta, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda hayranlarıyla buluşacak. Bu, onun ülkemizde vereceği ilk açık hava performansı olacak. Botti’nin trompetine, keyifli orkestrası, beş özel konuğunun performansı üstüne yıldızlı bir İstanbul akşamında, boğazın esintisi eklendiğinde, farklı hislerde dolanacağımız dopdolu bir konser deneyimi yaşayacakmışız gibi duruyor.

Bu trompet yıldızının hikâyesine biraz bakalım…

Chris Botti’nin müziğe ilgisi çok küçük yaşlarda başlamış. Nasıl başlamasın? Annesi klasik konser piyanisti, büyükannesi de profesyonel org çalıyormuş. Küçük Botti, annesinin, oturma odasının ortasında duran piyanosuyla yaptığı provalardaki disiplinine ve enstrümanına olan bağlılığına hayranlık duyuyormuş. Yine de daha küçüktü, bir süper kahraman olmak istemese de aklında havalı şeyler yapmak varmış. Pilot olmak gibi… Ama müzik onun genlerinde vardı. Biz de ne derler, “Armut dibine düşer.”

Beş yaşında piyanoya başlayan Botti, üçüncü sınıfta piyanoyu bırakıp trompet çalmaya karar verir. O karar dönemini şöyle anlatıyor: “Bir gün televizyonda Doc Severinsen'i izlerken onun trompet çalarken ne kadar ‘havalı’ olduğunu farkettim. Hemen bir trompet aldım, çok da kötü değildim. Havalı olmak için bir Michael Jordan olamayacağıma göre trompette şansımı denedim.” …ve gülüyor.

Botti, müziğe olan bu yeni tutkusuyla, yetenekli öğretmenlerin elinde biçimlenmiş. Annesinin onu, Oregon Senfoni Orkestrası'ndan Fred Sautter’ın derslerine götürdüğü günler için: “Annem, ‘Galiba bu trompet çalabilir’ dediğinde, Oregon Senfoni Orkestrası baş trompetçisinden ders almam için her hafta beni Portland’a götürmeye başladı. Oraya yaptığımız 70 km’lik yolculuklar ise, bugünden bakınca unutulmazdı” diyor. O zamanlar günde on saat prova yaptığını da sözlerine ekliyor.

14 yaşına geldiğinde, Oregon’daki caz kulüplerinde çalmaya başlayan sanatçı, “Kulübün en genciydim ve tüm bu ağır müzisyenlerden çok şey öğreniyordum. Sadece caz çalmayı değil, onlarla birlikte sahneyi paylaşabilmek için ne yapılacağını da orada öğrendim” diyerek o günleri hatırlıyor. Bu deneyimler, onun müzikal yeteneğinin gelişiminde büyük bir rol oynamış ve genç yaşta sofistike müzik yapma yeteneği kazanmasını sağlıyor.

Bu yıllar boyunca, caz müziğinin büyük isimlerinden öğrendikleriyle kendi stilini geliştiren Botti, 17 yaşındayken Mt Hood Caz Festivali'nde 10 bin kişi önünde sahne alarak önemli bir başarıya imza atar.

Eğitimine İndiana Üniversitesi'nde devam eden genç müzisyen, burada Bill Adam’dan trompet eğitimi alırken, caz tarihinin efsaneleri Miles Davis, Clifford Brown ve Chet Baker gibi isimler de kendisine ilham kaynağı olur.

Üniversiteden ayrıldığında, ilk işinin Frank Sinatra ile katıldığı iki haftalık bir çalışma olduğunu söyleyen sanatçı, o zamana dair anılarındaki resmi şöyle betimliyor: “Hâlâ hatırlıyorum, Universal Amfi Tiyatrosu'nda sahneye yürürken seyirciyle konuştuğunu... Tüm ortamı çok samimi bir sohbete dönüştürme gücüne sahipti. Sonra dönüp orkestrayla ilgilenirdi. Böylece seyirci, sadece ünlü birini görmekle kalmıyor, birçok farklı düzeyde karşılıklı etkileşime giriyordu.”

Chris Botti'nin müzik kariyerinde dönüm noktalarından biri de Sting ile uzun süreli iş birliği ve dostluğu… Sting, Botti'nin solo kariyerine adım atmasında büyük rol oynar. Ona, sahne sanatlarında derinlik ve duygusal ifade zenginliği kazandırma konusunda ilham verir. Botti, bu birlikteliğin sonucunu şu cümleyle anlatıyor: “Sting ile çalışmak, müzikal ifademde büyük bir yükselişe sebep oldu ve caz dünyasından popüler müziğe geçişimi kolaylaştırdı.”

Miles Davis'e olan hayranlığı ise Botti'nin müzikal anlayışını şekillendiren başka bir önemli etken. Davis'in ‘Kind of Blue’ albümü, Botti için sadece bir caz klasiği değil, aynı zamanda kendi müzikal yaklaşımını geliştirmesi için ilham kaynağı olur. Botti, Davis'in müziğini ‘tam anlamıyla büyüleyici’ olarak tanımlıyor ve onun çalışmalarını kendi performanslarına yansıtmaya çalışıyor. Sahne performanslarında, Miles Davis ve diğer caz efsanelerinin parçalarına yaptığı yorumlar, izleyiciler tarafından büyük beğeni toplar. Özellikle Davis'in ‘Blue in Green’ parçasını seslendirirken, Botti'nin trompetinden dökülen notalar, dinleyicileri adeta bir duygu yolculuğuna çıkarır.

Bugüne gelindiğinde Chris Botti artık dünyanın en popüler enstrümantalistlerinden biri. Sting, Paul Simon, Barbra Streisand, Lady Gaga, Tony Bennett, Frank Sinatra, Aretha Franklin, Bette Midler, Joni Mitchell, Steven Tyler, Andrea Bocelli, Herbie Hancock ve Yo-Yo Ma gibi isimlerle iş birliği yaptı. Birçok albümü ile caz listelerinin zirvesine yerleşti, çok sayıda altın ve platin plak kazandı. Senfoni orkestraları ile performans sergiledi ve Carnegie Hall'dan Hollywood Bowl'a, Sydney Opera Evi'ne kadar prestijli sahnelerde konserler verdi. Yılın üçte ikisini yollarda ve konserlerde geçirdiğini söylemek abartı olmaz. Tabii buna, yakınlarda bir deniz eklendi: ‘Chris Botti at Sea’! Botti ünlü isimlerden oluşan bir ekiple, yolcu gemisinde de müzik yapmaya devam ediyor. Böylece sadece konser salonları ve caz kulüplerinde değil, müziğini limanlara ve koylara da taşıyor. 2025’te ‘Chris Botti at Sea II’ yine denizlerde olacak ve yolcu biletleri şimdiden satışa açılmış durumda.

Ünlü trompetçinin müziği, onun kişisel yolculuğunun bir yansıması olarak dünyanın her yerinde dinleyicilere ulaşıyor. Her bir nota ve melodi, Botti'nin yaşamından, hislerinden ve tecrübelerinden bir parça taşıyor. İstanbul'daki konserinde, Botti'nin yorumlarıyla caz standartlarından pop melodilerine uzanan geniş repertuarı, onun müzikal çeşitliliğini ve ustalığını bir kez daha gözler önüne serecek. İstanbul'un büyülü atmosferi, Chris Botti'nin trompetiyle buluştuğunda, dinleyiciler için unutulmaz bir müzik ziyafetine dönüşecek.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün