Boşanmış kadınlar…

Violet ALALOF Köşe Yazısı
13 Temmuz 2011 Çarşamba


Toplumumuzda kadınlar çok uzun yıllardır “eşin ve çocukların senden önce gelir, önce onları mutlu et” inancıyla büyütülüyorlar. Böyle büyüyen anneler şimdiki nesilde kendi kız çocuklarına farklı bir öğreti sunuyorlar; ama kendi hayatlarında bu öğretinin inancı altında çok bocalıyorlar.

Bu yüzden uzun yıllar süren ve artık erkeğe de kadına da hizmet etmeyen mutsuz evlilikler içinde kadınlar onlardan önce gelen nesillerin aktardığı “kendini ikinci plana at; önce kocan ve çocuklar” öğretisi içinde artık kendilerini var etmedikleri hayatlarında gün doldurmaya devam ediyorlar.

Bu öğretinin ağırlığı altında yine de adım atmaya karar veren, kendi istekleriyle evliliğe son vermek isteyen kadınlar ise yaşamlarına yeni bir pencere açma şansına ve karşısındaki erkeğe de yeni bir hayat hediye etme cesaretine sahip oluyorlar.

Kendi isteğiyle boşanan kadınlar…

Çocuklarına bu kararı söyledikleri andan itibaren hayatlarının o andan sonraki zamanının bir daha hiç aynı olmayacağını bilmenin sorumluluğunu alıp bunun acısını kalplerinde taşıyorlar…

Boşanmak isteyen onlar olduğu için çocuklarının onları suçlamasını kabullenip, ancak bir gün mutlaka kendilerini anlayacağını umut ederek yaşıyorlar…

Onlara öğretilen “ne olursa olsun kocanın yanında ol”, “çocukların için evli kal” öğretilerinin altında ezilerek, ama yine de biraz daha kalırlarsa hiç nefesleri kalmayacağını bilerek ayrılıyorlar…

Bazen bilinmezliğin korkusundan tir tir titreyerek, ancak tek güveneceklerinin içlerindeki “yürü, git!”sesi olduğunu bilerek gidiyorlar…

Esas sürecin boşandıktan sonra başlayan süreç olduğunun bilinciyle, bu süreçte çocuklarının ve kendilerinin her geçen gün biraz daha doğrularak, kabullenerek, büyüyerek tekâmül ettiklerini görüyorlar…

Bu toplumda yalnız bir kadın olarak yaşamanın zorluklarını bilip , toplumun onlara  yapıştırabileceğini düşündükleri  etiketlerden kendilerini  korumak adına -aslında toplum onlara  hiçbir etiket yapıştırmıyor,onların kendilerine yapıştırdığı etiketler onlar!!- kilo almaktan ,kendilerini sosyal hayata kapatmaya kadar varan  yollar buluyorlar…

Evin hem kadını, hem erkeği olmanın; çocukların hem annesi, hem babası olmanın yaratacağı ağırlığı bilerek, her şeyi göze alıyorlar…

Yalnız yaşamanın dezavantajlarını, gece yalnız girilen yatağı, pazar veya tatil günleri yalnız geçirilen uzun saatlerin sonundaki sıkıntıyı yaşayacaklarını; ancak beraber yaşayıp yalnız olmanın, tek başına yaşamaktan daha acı olduğunu biliyorlar…

Ne olursa olsun hayallerindeki mükemmel aile ortamını bir daha hiç yaşayamayacaklarını, ancak hayallerindeki mükemmel aile tablosunun hiçbir zaman gerçek olmadığını görüyorlar…

Orta yaşlarına gelip hayatta en çok önem verdikleri değerlerinden birini başaramamış olmanın acısını taşıyıp; ancak başarının bazen istemediğin evliliği yürütmek değil, yürütmemek cesaretine sahip olmak olduğunu anlıyorlar…

Hayatları boyunca hep başkalarının onları sevmeleri, onaylamaları için diğer insanları mutlu etmeye çalıştıklarını görüp; bunun hem kimseyi hem de kendilerini asla mutlu etmeyeceğini, onların kendilerini sevmek ve onaylamalarının yeterli olacağını anlama olgunluğuna erişiyorlar…

Yolun nereye gideceğini bilememenin tedirginliğiyle; ancak yol ne olursa olsun her şeyin yolcunun adım atmasıyla şekilleneceğini idrak ediyorlar…

Uzun yıllar süren evliliklerinden kendi istekleriyle boşanmış her bir kadın yukarıdaki en az bir durumu ve daha burada belirtilmeyen başka pek çok durumları yaşamıştır.

Boşanmış kadın korkularından, kendine hak görmediği her şeyden, kendine vermediği değerden, hayatı zorluklar içinde yaşamaktan, küçük bir kız çocuğu gibi hareket etmekten, onay alma isteğinden, başkalarının onu sevmesi isteğinden, hayatını boşa harcamaktan, başkalarının değişeceğini ummaktan BOŞANMIŞTIR aslında…

Boşanmış kadın iç huzuru, kabulleniş, neşe, hayatını kendi değerlerine ve isteklerine uygun yaşamak, tek değiştirebileceği kişinin kendi olduğu anlayışı; her kişinin bir birey olduğu ve yaşadığı hayatın, yaptığı seçimlerin saygı ile karşılanması gerektiği anlayışı; kendi sınırlarından ve engellerinden arınma ve hayatı kolayca deneyimleme kararları ile EVLİDİR artık…