Herşeyi yaratma gücüne sahipsin!

Violet ALALOF Köşe Yazısı
16 Aralık 2009 Çarşamba

“Değişimi başlatmak, olmak istediğiniz kişi olmak hiç de kolay değil” diye size daha önce söylemiştim. Şikâyet ettiğiniz şeyleri değiştirmek, sizin ne kadar değişmek istediğinize bağlıdır. Sizin değişiminiz ise hayatınızın sorumluluğunu ele almanıza bağlıdır. Peki, bu ne demektir?

Hayatınızın sorumluluğunu ele almak bugün yaşadığınız her durumun ve olduğunuz kişi olmanın sizin bugüne kadar yaptığınız seçimler sonucu olduğunu kabullenmek demektir. İç dünyanızdaki inanmış olduğunuz kalıpların, düşüncelerin, hislerin farkında olmak demektir. Odağınızı suçladığınız kişi ve olaylardan kendinize çevirmeniz demektir. İç dünyanız nasıl ise yaşayacağınız dünyanın da aynı olacağını kabul etmek ve değişime dıştan değil, içten başlamak demektir. Gerçekten değişmek isteyip istemediğinizin farkında olmak demektir. Ne istemediğinizin farkına vararak ne istediğinizi belirlemek demektir. İstediğiniz yola gitmek için nelerden vazgeçeceğinizi kabul etmek demektir.

HAYATINIZIN TEK YARATICISININ SİZ OLDUĞUNU BİLMEK VE HER ŞEYİ YARATMA GÜCÜNE SAHİP OLDUĞUNUZU BİLMEK DEMEKTİR!!!

Henüz bu yukarıda söylenenlere uyanmamış kişilerin en tipik eylemi sürekli şikâyet etmektir. Her an karşısındakinden veya bulunduğu ortamdan şikâyet ederek hayatının sorumluluğunu ele almaktan kaçınırlar. Sanki hayatı onun kontrolünde değildir; o ona verilen hayatın getirdiklerini yaşamak zorundadır; ölene kadar bu yaşadıklarını çekmek zorundadır. Ona bunu söylerseniz cevabı şu olacaktır:” Ben istemiyor muyum bu yaşadıklarımı değiştirmeyi, ama olmuyor, olmuyor! “

Ya da “ Onu değiştirmek için her şeyi yaptım, ömrümü Ona harcadım, ama değişmiyor!”

Bu yukarıdaki cümlelere cevabım aynen şudur: Yaşadıklarınla ve karşındakilerle uğraşmayı bırak! Bu sana zaman ve enerji kaybetmekten başka bir işe yaramaz! Odağını onlardan al ve içine dön! Senin içinde bu yaşadıklarını yaşamanı sağlayan kendinle ilgili ne tür inançların var? Onları keşfet. Farkına var, kendini anla ve sonra hayatın neden sana bu istemediklerini verdiğini de anla. Yerine neler koymak istediğini bul, harekete geç ve sonra seyret hayat sana neler vermeye başlıyor.

Bizler hepimiz radyo istasyonları gibiyiz. Hepimizin başında antenler olduğunu varsayın. Bu antenlerden iç dünyamızın sürekli yayın yaptığını farz edin. Yani siz kendinize güven duyduğunuzu düşünseniz de aslında iç dünyanızda kendinize güveniniz yoksa antenleriniz “kendime güvenmiyorum” diye yayın yapacaktır. Yani “gerçek siz” in yayını bu! Her şey olduğu gibi gösteriliyor!

“KENDİME GÜVENMİYORUM!, BENİM HİÇ BİR ŞEYE HAKKIM YOK!, KENDİMİ SEVMİYORUM!” yayını yapan birini ele alalım. Kendisine sorarsanız o bunların hepsini inkâr ediyor ama gerçek hisleri bunlar. Şimdi bu yayını yapan ve gerçekten böyle hisseden birini düşünün. Böyle biri yanınıza geldiğinde onu hemen hissedersiniz. Kendisinin bile farkında olmadığı bu hislerini kapatmak için çok çaba sarf eder. Kendini sevmeyen biri başkaları onu sevsin diye kendinden o kadar çok ödün verir ki, bu çabayı hemen hissedersiniz. Ya da kendini sevmediği belli olmasın diye başkalarının sevmediği yanlarını o kadar öne çıkarır, yargılar ve tepkisel davranır ki, onu hemen fark edersiniz. O bu hislerini kapattığını zannederken herkes bunun farkındadır aslında. Bu çok yorucu bir çabadır ve zaman içinde sizi o kadar yorar ki, artık bir çıkış noktası bulmazsanız delireceğinizi bile düşünebilirsiniz. Fakat hâlâ yorucu olanın bu çabası olduğunun farkında değildir, o hâlâ onu yoran başkalarını suçlamaktadır. Çünkü HAYAT BİZE BİZ NASIL YAYIN YAPIYORSAK ONU DENEYİMLEMEMİZ İÇİN FIRSATLAR VERİR. Eğer yayın “Ben hiçbir şeyi hak etmiyorum “ ise hayatınıza size hak etmediğinize inandıracak kişiler ve olaylar çekilir. Bu kişiler sürekli sizi küçük düşürür, size inanmaz, hiçbir şeye hakkınız olmadığını hissettirir size. Bu onların suçu değil ki? Onlar sizin çizdiğiniz oyunda rollerini çok iyi oynayan oyunculardır. Bütün bu olan bitenin onlarla bir alakası yoktur. Her şey sizin yayınınızla ilgilidir.

Eğer artık dayanamayacağınızı hissettiğiniz noktada hâlâ başkalarını suçlamaya devam ederseniz aynı noktada kalma seçimini yapmışsınız demektir. Eğer yardım isteyip değişimi gerçekleştirmek isterseniz başka bir dünyaya doğru ilk ve en önemli adımı atmışsınız demektir. Hayatınızın sorumluluğunu ele almışsınız demektir.

Yayınlarınız değiştikçe “BEN HAK EDİYORUM, KENDİMİ SEVİYORUM!”a dönüştükçe hayatınıza çekeceğiniz insanlar size bunları deneyimletecek insanlar ve olaylar olacaktır. Sizin bu yayınınızla aynı düzeyde olmayan diğer yayın sahipleri hayatınızdan çıkacaktır. Etrafınız hep olmasını istediğiniz insanlarla dolacaktır. Hayat gerçekten yaşanılmaya değer, mucizelerle dolu, yaratıcısı sizin olduğunuz bir yer haline gelecektir!

Seçim size ait: Hâlâ şikâyet ve kendi içinize bakmayı ertelemek mi? Yoksa odağınızı kendinize çevirip, uyanıp, hayatınızın yaratıcısı olmak mı?