Black Friday yani ülkemizde de anılan adıyla Kara Cuma veya daha sık kullanılan “Muhteşem Kasım indirimleri” denince, aklıma gelen ilk sahne her zaman Amerikan filmlerinde yılın en büyük ucuzluk gününde insanların kıtlıktan çıkmış gibi başka insanlarla kavga etme pahasına kıyafetleri çekiştirmesi, sonra bir kupa kazanmış edasında satın almaları gelir.
Ülkemizde daha çok “Muhteşem Kasım”, “Kasım İndirimleri” adlarıyla pazarlanan bu tüketim sezonu, mağazalarda saç saça baş başa kazak çekiştirme formatında geçmese de insanların ihtiyacından çok tüketmesine, bir fırsat kaçırdığına inanmasına ve eminim bazı online alışveriş sitelerinin kitlenmesine sebep olmuştur.
***
Yılın 52 haftasından artık ülkemiz dahil çoğu ülkede kasım ayının son haftasına isabet eden bu alışveriş çılgınlığının psikolojisini araştırdığımda, okuduğum makalelerden Psychology Today yazarı Allsa Mlnina Jeunemaitre’nin (Ph.D.) Black Friday çılgınlığını FOMO ile bağdaştırması ilgimi çekti (28 Kasım,2025). FOMO teriminin açılımı fear of missing out, yani bir şeyi, bir fırsatı kaçırma korkusu. Ülkemizde de kullanılmaya başlayan bu terimi duyduğumda daha çok bir olayı, daveti, tatili yani bir mekanı ve de oralardaki insanlarla etkileşimi kaçırmak olarak algılardım. Jeunemaitre’e göre bir şeyi kaçırmanın acısı, bir şeyi kazanma sevincinden daha fazla. Ona göre bu dönem yapılan alışveriş bir şeyi kazanma, kazanmış olma duygumuzu da tetikliyor. Bunu alışveriş ve fırsatı kaçırmama ile ilişkilendirdiğimde ne demek istediğini anlıyorum. Okul, iş, sınav, spor, yemek gibi… “Diğerlerini yenme” fırsatı olarak düşünülmeyen nadir alanlardan biri olan alışverişte bile galiba bir “yendim” içgüdüsü var.
***
İnsanlara kasım ayında gereğinden fazla alışveriş yaptıran faktörlerden biri de limitli zaman stratejisi “5 günlüğüne”, “3 günlüğüne”, “Sadece bugün online’da” gibi pazarlama taktikleri… Yine insanlardaki fırsat yakalama ve kazanma içgüdüsünü tetikliyor. Ancak insanlar geçmiş senelere göre çok daha tecrübeli. Özellikle bazı online sitelerinde uyanık satıcıların uyguladığı indirimden birkaç gün evvel fiyatları şişirip, indirim sezonunda eski yani normal fiyatına getirme taktiğini artık bilinçli tüketici yemiyor. Hele de ürün biraz pahalı ve indirim fırsatını kolladıkları bir ürün ise. İndirimin balon fiyattan normale dönme değil, gerçek anlamda bir indirim olması gerekiyor. Kasım ayı alışveriş çılgınlığına kendinizi bence kaptırmamanın en temiz yolu, gerçekten ihtiyacınız olan ürünleri kovalamak.
***
Araştırmacı ve bilinçli bir tüketici olan ben bile, bazen Muhteşem Kasım İndirimlerine kapılıyorum. Bunda en sevdiğim ışıltılı yılbaşı sezonunun başlamasının da faktörü var. Yine de ihtiyacım olan bir ürünün en güzelinin peşine düşüyorum, çünkü ihtiyacınız olmayan bir şey satın aldığınızda “şu kadar lira kurtardım” değil, harcadığınız miktarı harcamış oluyorsunuz aslında. Aklınızın bir köşesinde olsun…