Naziler tarafından yağmalanan başyapıt 'Müzayede'de

Fransız filmi ´Auction /Müzayede´ Naziler tarafından yağmalanan bir sanat eseri hakkındaki heyecan verici mücadeleyi ele alıyor

Janet MİTRANİ Köşe Yazısı
5 Kasım 2025 Çarşamba

ABD sinemalarında 29 Ekim'de gösterime giren Yahudi asıllı yönetmen Pascal Bonitzer'in son filmi, II.Dünya Savaşı'nda kaybolan ve yıllar sonra küçük bir kasabadaki bir evin duvarında ortaya çıkan 21 milyon dolar değerindeki bir Egon Schiele tablosunu konu alıyor.

Bir kimya fabrikasında çalışan 30 yaşındaki Fransız Martin Keller, arkadaşları Sine ve Paco'yu kart oynamak üzere sanayi kasabası Mulhouse'taki evine davet eder. Birlikte eğlenirlerken arkalarındaki duvardaki ölü ayçiçekleri tablosunu fark etmezler bile...

Sonrasında tablonun aslında 1918’de ölen Avusturyalı Yahudi Ekspresyonist ressam Egon Schiele'nin 1939 yılında kaybolmuş olan tablosu olduğu ortaya çıkar. Schiele'nin koleksiyonunu kurtarmaya çalışan Avusturyalı Yahudi asıllı sanat simsarı Karl Grunwald'ın ailesinin bazı üyeleri Auschwitz'de hayatlarını kaybetmiş ve kendisi de Amerika'ya kaçmıştı. Şimdi, onca yıl sonra, yıllardır kayıp olan tablo bir yabancının evinde yeniden ortaya çıkıyor. Onu gerçek sahipleriyle buluşturmak basit bir iş olmalı değil mi? Maalesef, öyle değil...

Schiele'nin beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan tablosunun gerçek hayat hikayesine dayanan yeni uzun metrajlı Fransız filmi 'Auction /Müzayede'de işler biraz karışıyor. Fransız sinemacı Pascal Bonitzer'in senaryosunu yazıp yönettiği 'Müzayede' ABD'de vizyona girmeden önce New York'taki Film Forum'da ilk gösterimini gerçekleştirdi.

Bonitzer, Times of Israel gazetesine yaptığı açıklamasında, "Bugün bile Naziler tarafından çalınmış sanat eserlerine sürekli rastlıyoruz. Eserleri elinde bulunduran müzeler bunları meşru sahiplerine ve torunlarına iade etme konusunda pek de işbirlikçi davranmıyorlar" diyor.

Filmde anlatılan olaylar, yaklaşık 20 yıl önce 2006’da, Fransa'da kimliği belirsiz bir kişinin evindeki sürpriz bir buluşla ilgili bilgi vermek üzere yetkilileri aramasıyla başlamıştı. Bu Schiele'nin Naziler tarafından yağmalanmış eseri idi. Arayan kişi ise eserin kökeninden habersizdi. Christie's Müzayedeevi’nden iki uzman eserin gerçekliğini onaylamak için gelmişti. Tablo Grunwald ailesine iade edilmiş ve aile de Christie's aracılığıyla tabloyu açık artırmaya çıkarmıştı. The New York Times’ın haberine göre tablo 21,6 milyon dolara alıcı bulmuştu.

'Müzayede'de isimler değiştirilmiş ve tablonun keşfi sanat dünyasında büyük bir hareketlilik yaratırken olay biraz daha karmaşıklaştırılmış.

Filmde olaylar Scottie's adlı bir müzayede evinde çalışan ve bir 20. yüzyıl Fransız ressamıyla aynı isme sahip Parisli sanat uzmanı Andre Masson'un etrafında şekillenmekte. Filmdeki Andre karakterini daha önce "Becoming Karl Lagerfeld" adlı dizideki 'Guy' rolüyle Fransa'nın en önemli sinema ödülü Cesar ödülünü kazanan Fransız aktör Alex Lutz canlandırıyor. Andre karakteri saatlere ve etkileyici tarzda konuşmalara karşı bir tutkuya sahip. Andre filmde stajyeri Aurore'a "Nefret edilmek sinir hücreleri için faydalıdır" diyerek öğüt veriyor.

Andre, bilinmeyen bir numaradan gelen bir aramayı önce Aurore'a (Louise Chevillotte) aktarır, ancak aramanın potansiyel bir Schiele ile ilgili olduğunu öğrenince konu ilgisini çeker.

Andre, tablonun orijinalliğini doğrulamak için doğuya, Mulhouse'a doğru yola çıkarken eski eşi sanat değerleme uzmanı Bertina'yı  görevlendirir. Andre ve Bertina başyapıtı yakından görünce ikna olur ve Schiele'nin eseri aslında Van Gogh'un ayçiçeklerine saygısını göstermek için tasarladığını, ancak buradaki çiçekleri I. Dünya Savaşı'nın yarattığı yıkımı yansıtmak için ölü olarak resmettiğini anlatırlar.

Daha sonra Martin (Arcadi Radeff) beklenmedik bir şekilde tablonun önceki sahibinin muhtemelen tabloyu yağma yoluyla elde etmiş olan bir Nazi polis subayı olduğunu kanıtlayan belgeler bulur.

Andre ve Bertina da konuyla ilgili daha fazla ayrıntı verir: Almanya 1938'de Anschluss ile Avusturya'yı topraklarına kattığında Yahudilerle ilgili konular kötü bir şöhrete sahip Adolf Eichmann'a devredilmiş ve Eichmann da Yahudileri ülkeyi terk edebilmeleri için çok yüksek paralar ödemeye zorlamıştı. Schiele'nin filmde Wahlberg olarak adlandırılan sanat simsarı, merhum sanatçının koleksiyonuyla birlikte Fransa'ya kaçabilmiş fakat ABD'ye kaçmak için koleksiyondan ayrılmak zorunda kalmıştı.

Dürüstlük gösteren Martin, tabloyu kesinlikle istemediğini söyler. Bonitzer açıklamasında, "Genç adam, Martin Keller benim gözümde, filmdeki hem en gizemli hem de en ilgi çekici karakter. Onun motivasyonu tamamen fedakarlık... 'Ellerime kan bulaşmasını istemiyorum, bu tabloyu istemiyorum' diyor" ifadelerini kullanıyor.

Ancak sonraki adımlar o kadar net olmaz, özellikle de tabloyu incelemek üzere getirilen sanat uzmanı Samson Korner tablonun durumunu kötüleyince... Bonitzer bunun gerçek hayattaki bir uzman tepkisine paralel olduğunu belirtiyor.

Yönetmen, "[Bu] bana anlatıldığı haliyle gerçek hikayenin bir parçasıydı. Tablo için bir sunum yapılmıştı. Çok önemli kişiler tabloyu incelemeye gelmişti; aralarında değerlendirilmesi özellikle merak edilen bir uzman da vardı. Bu kişi gerçekten çok öfkelenmiş ve skandal yaratmıştı" şeklinde anlattı ve ekledi, "Tablonun bulunuşundan sonra da durulmayan olaylar vardı. Tablonun bulunuşu diğer bir hikayenin başlangıcı idi."

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün