Açıklanan TÜFE rakamından sonra ince bir hesap yaptık. Merkez Bankası'nın beklenti aralığının zirvesi olan % 29'luk TÜFE hedefine ulaşmak için bundan sonra TÜİK'in her ay ortalama % 1,7 civarında açıklama yapması gerekiyor. Zor ama imkansız değil. Bu arada enerji zamlarının 1 Temmuz'dan başlatılması da, memur ve emekli maaşlarına yapılacak zammın düşük belirlenmesi için uygulanan ince bir taktik oldu.
Merkez Bankası'nın faiz indirmesi artık kesin gibi. Çünkü yıl sonu % 29 enflasyon beklerken bu kadar yüksek bir politika faizi kabul edilemez elbette. Ancak herkes enflasyonun gerçekte bu seviyede olmadığını da biliyor. Dolayısıyla resmi olarak düşük gösterilen enflasyon sebebiyle faizler düşürülecek. TCMB bunun farkında olduğu için parasal sıkılaştırmayı elden bırakmıyor. Aksi takdirde enflasyon düşerken parasal sıkılaştırmayı aynı sertlikte devam ettirmesi tuhaf gözükürdü ama herkes herşeyin farkında olduğu için itiraz gelmiyor.
Geçen hafta Merkez Bankası rezervlerinden 1.8 milyar doların eksildiği ve tüzel kişilerin de 1.2 milyar dolar DTH'larını artırdığını gördük. Esasında "herkesin herşeyi gayet iyi bildiği ortam" olmasa, programa güven propagandası yapılan süreçte bu gelişme yine tuhaf karşılanırdı. Bireysel DTH'lar azalırken kurumsallar DTH'lar artıyorsa KKM'den çözülen paraların TL Mevduata dönmediği, doğrudan doğruya dövize döndüğü söylenebilir. Merkez Bankası döviz kurlarını ısrarla tutmaya devam ederken bu eğilimin giderek artacağını göreceğiz.
Geçenlerde ekonomi yönetimini sürekli eleştiren bir gazete faiz-kur makasından sürekli para kazanıp döviz işlemlerinde hiç vergi ödemeyenleri yazarak, Bakan Şimşek'i açıkça uyguladığı reçete sebebiyle eleştirmişti. Aslında gazete uygulanan program neticesinde yaratılan dolar milyonerlerine dikkat çekerek yanlışlığı dile getirdi desem yanlış olmaz.
Aylar geçtikçe bu tip eleştirilerin dozunun artacağını göreceğiz gibi geliyor. Belki de bu kadar beklemeden köklü bir değişiklik yaşanabilir.