Ukrayna-Rusya Savaşı

Moris FRANSEZ Köşe Yazısı
28 Mayıs 2025 Çarşamba

Mayıs 1945’te, II. Dünya Savaşı sona erdi.

SSCB, yani Ruslar, 8 milyonu asker, 24 milyon ölü verdi.

ABD de, yaklaşık 400 bin ölü verdi… Ve ikisi de, Avrupa’nın kalbine yerleşmiş oldu.

Şimdi, 80 yıl sonra, Financial TimesThe EconomistBBC ve hemen hemen tüm batı medyası, Ukrayna-Rusya savaşının Trump’ın baskısıyla bitmesinin kötü bir şey olduğunu, bunun Moskova’yı batıyı işgal etmeye yüreklendireceğini yazıyor. 

Bunlardan Financial Times, sonradan, Rus tanklarının ‘batıya doğru’ hareket etmeleri ihtimalinin zayıf olduğunu kabul ediyor; ama bu sefer de, Rusyanın katliam, siber-saldırı ve sabotajlarının cezasız kalmaması gerektiğini söylüyor.  

Oysa, hem Ukrayna hem de Batı, Rusya’da sürekli olarak birilerini öldürüyor, siber-saldırı ve sabotajlar düzenliyor… Ama medya, taraflı olduğu için, ‘bizimkilerin’ bu saldırılarını duymuyor, sadece karşı tarafın yaptıklarını öğreniyoruz.

ABD merkezli The National Cyber Power Index’e göre, dünyanın başta gelen siber-saldırıcısı ABD.

Londra merkezli Institute for Strategic Studies’e göre ise ABD, dünyanın tek ‘birinci kademe siber gücü.

Aynı enstitünün, ‘ikinci kademe’ olarak değerlendirdiği ülkeler ise, Çin, Rusya, İngiltere, Avustralya, Fransa, İsrail ve Kanada’nın tümünün toplamı.

Savunması için, Avrupa’nın sonsuza kadar ABD’ye güvenmesi söz konusu değil. Dolayısıyla Avrupa’nın endişelerini anlayışla karşılamak gerekiyor…. 

Aynı şekilde Rusya da, NATO’nun Ukrayna sınırına nükleer silahlar yerleştireceğinden kaygı duyuyor. Hem ‘düşmanın’ sınırına silah yığmak, hem de onunla birlikte barış içinde yaşamak mümkün değil; yani Rusya’nın endişelerini de boş saymamak gerekiyor.

Hazır lafı geçmişken, Ukrayna’nın artık NATO’ya girmesi uzak bir ihtimal… Dolayısıyla NATO’yu genişletmek için çıkan Rusya-Ukrayna savaşında, iki taraftan bu kadar insanın niçin öldüğünü açıklamak çok zor.

Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirecek herhangi bir anlaşmanın en tatışmalı geçeceği beklenen iki sorun olacak: 1) Rusya’nın toprak kazanımları tanınacak mı? 2) Bundan NATO nasıl etkilenecek?

Ukrayna, büyük ihtimalle, zaten çarlık döneminden beri Rusya’ya ait olan Kırım’ı kaybedecek… Hem Ukrayna hem de Rusya, Kırım’da referandum yaptığını, nüfusun çoğunluğunun kendi ülkelerine katılmak için oy kullandığını söylüyor…

Tabii taraflı batı basını ve ‘uluslararası gözlemciler’, sadece Ukrayna’nın yaptığı seçimi adil görüyor… Rusya’nın düzenlediği Kırım referandumuna ise binbir kusur buluyor.

Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği tarihteki nüfus dağılımına bir bakış atarsanız, hangi tarafın doğru söylediğine karar verebilirsiniz belki de: yüzde 60 Rus; yüzde 24 Ukraynalı; yüzde 12 Tatar.

Bu nedenle, Kırım’ı Rusya’nın bir parçası olarak kabul etmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. ABD’nin kararının da, bu yönde olduğunu sanıyorum…

Batılı medya okuyucusunun, olayların okudukları gibi gelişmediğini  

anlaması gerekiyor. Medyanın “Putin’in savaşı” deyip durduğu saldırı, Putin’in aklına durup dururken gelmiş değil… Olay baba-Bush başkan, James Baker dışişleri bakanıyken başladı.

Dışişleri Bakanı Baker, Gorbachev’e Almanya’nın birleşmesine karşı çıkmadığı takdirde, “NATO’nun bir inç bile doğuya genişlemeyeceğine” dair garanti verdi.

ABD, Putin’in dediği gibi, Rusya’ya hile yaptı: önce Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti, sonra da Bulgaristan, Romanya ve Baltık ülkelerini bünyesine kattı.

Başkan Clinton, Putin’in Rusya’yı da NATO’ya alma önerisini, önce ‘ilginç’ gördü, akşam yemeğinde ise, reddetti. O tarihe kadar NATO’ya girmiş olan ülkelerle bir sınırı olmadığı için, Rusya olayı pek önemsemedi.

Bu arada, ABD Rusya ile olan balistik misil anlaşmasından “terör karşısında daha çok hürriyete ihtiyacı olduğundan”, tek taraflı olarak, yani Rusya’nın fikrini almadan, çekildi.

Ve nihayet, NATO’nun Ukrayna’yı da bünyesine katmak istemesine, Rusya karşı geldi. ABD’nin sınırlarına kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar yerleştirmesini istememesi doğal karşılanmalı.

Prensip olarak başka ülkelerin seçimlerine müdahale etmediğini ileri süren ABD, Ukrayna’da ‘Turuncu Devrim’ denilen darbeyi organize etti. Victoria Nuland adlı ABD dış işleri sözüsü ile, Ukrayna büyük elçisi arasında geçen “Kimi başkan yapsak acaba?” sohbetini ise, Ruslar yakaladı.

Putin’in Ukrayna’ya savaş açmakla halletmek istediği tek şey var: NATO’nun, tüm Varşova paktı üyelerinde yaptığı gibi, sınırılarına  konvansiyonel, biyolojik ve nükleer silah yerleştirmemesi…

Olay, bir despotun komşusuna savaş açmasından ibaret değil yani.

 

  1. BBC News: Why is it so rare to hear about Western cyber attacks?

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün