Fazladan Neflama

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
29 Ocak 2025 Çarşamba

Bene Yisrael Mısır diyarını acele ile terk etmektedir. Mısırlıların ilk doğanları ölmüş, İbrani ilk doğanları hayatta kalmıştır. Tanrı bu noktada ‘kadeş li kol behor’ sözleriyle ilk doğanların kutsiyetini ilan eder. Bu aynı zamanda daha sonra emir bazında verilecek ‘pidyon aben’ mitsvasının da ilk yapı taşıdır. Bene Yisrael’in ilk doğanları bir kutsiyete sahip olduklarından yaşamlarına normal bir şekilde devam etmeleri için ‘pidyon aben’ ritüeline tabi tutulurlar. Bu gün dahi geçerli olan bu mitsvada bir ayını doldurmuş normal doğumla dünyaya gelen erkek çocuk Kohen’den alınır. İlk doğanların Kohenlere ait oldukları da ayrı bir mitsvayı işaret eder. ‘Pidyon aben’ mitsvası aslında bir kutlamadır. Kohen’den alınan çocuğun onuruna bir de ziyafet verilir. Rabiler burada bir sorun görürler. İlk doğanlar ‘adanmış’ olduklarından özel bir statüye sahiptirler. Ancak bu tören sonunda normal insanlar haline gelirler. O halde statünün azalması bir kutlama sebebi olarak görülebilir mi? Çocuğun ‘keduşa’ seviyesi düştüğünden bu anın daha kasvetli olması beklenir.

Her şeyden önce Yahudilik mutlak kutsallığı tercih etmez. Bu bir ideal değildir. Bazı inanç sistemlerinde kutsal olmak için maddi değerlerden elini eteğini çekmek önemli kabul edilir. Ancak Yahudilik normal yaşam tarzına kutsallık kazandırmakla ilgilenir. Yahudilik fiziksel gerçeklerden kopmadan yaşamı kutsallık içinde yaşamakla ilgilidir.

Korbanot dediğimiz sunular Yahudi olmayanlar tarafından da getirilerek Bet Amikdaş’ta ‘ola’ olarak kullanılırdı. Farklı toplumların ‘keduşa’ anlayışı fiziksel hayattan kopmak anlamına gelir. Bunun için herkes tarafından yenilen korbanların sunumu bir tezat teşkil eder. Tamamı yakılmalık takdimelerin sunumu ise oldukça uygundur.  Yemek, içmek gibi fiziksel ihtiyaçlar kutsallığa bir engel teşkil etmez. Ancak onların da belli kurallar içinde kutsallığa el vermeleri gerekir.

Şabat günleri gemara Masehet Betsa 16/A’da söylendiği gibi fazladan bir neşama bize verilir. Buna ‘neşama yetera’” adı verilir. Şabat çıkışında ise bu kısım bizden ayrılır. Bunun verdiği üzüntüyü hafifletmek amacıyla güzel kokular dediğimiz ‘besamim’ koklama geleneği vardır.  Raşi Şabat günü gelen fazladan ruhun bizleri daha büyük bir keyifle yemek yemeğe yönlendirdiğini öğretir. Çünkü Tora maneviyat ile fiziksel ihtiyaçlar arasında hiçbir çelişki görmez. Keduşa, fiziksel keyiften kaçınmamız değil, daha ziyade onurlu, kutsal bir şekilde dünyanın tadını çıkararak onu yükseltmemiz anlamına gelir.

Bir başka deyişler bizler manevi ve maddi yaşamlarımızı birbiriyle iç içe yaşamaktayız. Sabah kalkıp sinagogda dua eden bir kişi arkasından işine gider ve kutsallığı erdemli davranışlarla orada da sürdürür.  Ailemizle tatildeyken Tefila dediğimiz duaları aksatmamak, az bile olsa Tora öğrenmek, beraha söylemek yaşantımızı kutsal ve anlamlı kılar. Maneviyat sadece sinagog veya yeşiva ortamında yaşanan bir şey değildir. Maneviyat her yönü ile gün boyunca, hayatımıza yön vermeli, yaptığımız her şeyi yüceltmeli ve geliştirmelidir.  

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün