24. YGA Zirvesi (Young Guru Academy)

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
11 Aralık 2024 Çarşamba

Geçmiş yıllarda cumartesi sabahları AKM’nin klasik müzik konserlerinin müdavimiydik. AKM restorasyona girince etkinlik kaldırıldı. Dinletilerin yanı sıra oraya bir canlılık, farklı bir ruh getiren, birbiriyle tanış olanların fuayede müzik sohbetleri oluşturmasıydı. Aralarından biri, bir hafta gelmeyince mutlaka aranır, hatır sorulurdu. Günlük hayatta tümüyle birbirinden bağımsız bu insanlar için konser buluşmaları aynı kültürü, paylaşabilmenin ayrıcalığı olmuştu.

Restorasyon bitti; iyi olan her şey gibi sabah konserleri de son buldu.

↔↔↔

COVID süresince kapalı mekanlara gidilmemesi, özellikle belli bir yaş üstüne sokağa çıkma saatlerinin kısıtlanması, normale döndükten sonra, belli bir kesim için, cumartesi geceleri dışarı çıkma alışkanlığı ya şekil değiştirdi ya da yok oldu. Dolayısıyla hafta içi, hafta sonu, gece veya gündüz ayrımı yapmaksızın önüme hazır gelen her sinema, tiyatro, konser bileti makbulümdür.

Geçtiğimiz hafta, öğle sonrası saati için AKM’de ‘Don 
Giovanni’ Operası’na grupça bilet alındı. Büyük bir memnuniyet ifadesi gösterdiysem de içimdeki ses farklı konuşuyordu. Operayla özel bir bağım yoktur. Kimi arkadaşların, “senin gibi birine hiç yakıştırmadım doğrusu” gibi serzenişlerden de fazla etkilenmem.

Operanın başyapıtları arasında sayılan Mozart’ın Don Giovanni’si, her biri bir buçuk saat süren iki perdelik bir eser. Çapkın İspanyol asilzadesi Don Giovanni’nin komediyle trajediyi harmanlandığı oyun için, “Üç saatin nasıl geçtiğini anlamadım” diyemiyorum.

Yirmi dakikalık arada insanların koştura koştura dışarı çıkması genelde temiz hava almak, belki de avluda birbirine yapışık şekilde sigara içmek içindir. Gerçek ihtiyaç molası için kuyruğa girip, ikinci perdeye yetişmek çabuk hareket kabiliyeti gerektirir.

Don Giovanni, bana biraz uzun gelse de büyük emekle sahnelenmiş bir eser. Bu süreçte en çok etkilendiğim orkestrayı yöneten Şef İbrahim Yazıcı oldu. Müzik olağanüstüydü.

İ. Yazıcı, Ankara Devlet Konservatuarı’nda piyano, bestecilik ve yönetmenlik eğitimi sonrası yurtdışında birçok ödül aldı. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası müzik direktörlüğü yıllarından sonra halen Mersin Devlet Opera ve Balesi’nde orkestra şefi olarak görev yapmakta. Eğitimciliğe büyük önem veren Yazıcı, birçok üniversitede ders vermesinin yanı sıra, bir gençlik etkinliği olan YGA’da (Young Guru Academy) gönüllü olarak çalışmayı sürdürüyor.

↔↔↔

YGA, 2000 yılında Türkiye’de kurulan, kar amacı gütmeyen uluslararassı bir sivil toplum kuruluşu. Geleceğe umutla bakan gençler yetiştirir, hayallerinin önünü açar.

Bu yıl 24.sü düzenlenecek YGA Zirvesi, 28 Aralık’ta Zorlu PSM’de ‘Con-Science’ (‘Vicdanlı Bilim’) teması ile hayata geçirilecek. Vicdanlı ve donanımlı gençler dünya sorunlarına bilim ve teknoloji odaklı çözümler bulmak için YGA Hayal Ortakları ile bir araya gelecek.

Hintli filozof Bhartrihari, “Bilgi paylaştıkça çoğalan bir hazinedir”, demişti. Benzer görüşe sahip olan İbrahim Yazıcı’nın şuur altıma neden yerleştiğini bir anda hatırladım. Fazıl Say’ın bestelediği Nazım Oratoryosu’nda, Genco Erkal’ın şiirlerindeki güçlü ifade, Orkestra Şefi İbrahim Yazıcı ile bütünleşmişti.

Bu vesileyle, güzel insan Genco Erkal’ı bir kez daha anmak istedim. 

Sağlıkla kalın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün