15 Mayıs Dünya Aile Günü…

Sami AJİ Köşe Yazısı
15 Mayıs 2024 Çarşamba

Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü var. Eksik olan nedir? Aileler Günü!

Bu da var, ama nedense bu gün ekonomiyi canlandıran, hediyeler dağıtıldığı bir gün değil. Bu daha ciddi, aile içi hakları güvenceye almak için düşünülmüş bir gün.

Baştan başlayım.

20 Eylül 1993 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu aldığı bir kararla 15 Mayıs gününü ‘Uluslararası Aile Günü’ olarak ilan etti. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 15 Mayıs 1994 tarihinden itibaren bu gün kutlanmaya başlanmıştır. (Kulunuz yeni öğrendi!)

Peki, bu günün gayesi nedir? Gaye toplumun tüm kesimlerinde aile olgusunun farkındalığının artırılması, aile bütünlüğünün korunması, güçlendirilmesi ve ailenin toplumsal sorumluluklarını yerine getirebilme konusunda geliştirilmesidir.

Her sene için çalışılacak temalar seçiliyor. Mesela Birleşmiş Milletler 2023 yılının Uluslararası Aile Günü temasını ‘Demografik Eğilimler ve Aileler’ olarak belirlemişti1.

Ülkemize gelirsek,1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, ailenin Türk toplumunun temelini teşkil ettiğini ve eşler arasında eşitliğe dayalı olduğunu vurgulamaktadır. Anayasa’nın 41’inci maddesi, devleti vatandaşlarına ailenin huzuru ve refahı ile aile planlamasının öğretimi ve uygulamasını sağlamak açısından gerekli görevler almak ve ilgili teşkilatları kurmakla sorumlu tutmuştur. 

Peki, aile nedir? Daha doğrusu uluslararası toplum tarafından kabul edilmiş bir tarif mevcut mudur?

Bu konuda da biraz geriye gidelim.

Antik Mısır'da evlilik, sosyal ve ekonomik amaçlarla yapılırdı. Evlenme yaşı genellikle yüksekti ve gençler, evlenmeden önce uzmanlaşmak istedikleri meslekle ilgili eğitim alırlardı.

Mısır'da anneler çok değerli sayılırdı ve evdeki en önemli kişilerden biriydiler. Babalar ise ailelerinin ekonomik sorumluluğunu taşırlardı. Çocuklara gelince onlar aile hayatının en önemli parçalarından biriydi ve eğitim almaları için öncelikli olarak görülürlerdi.

Mısır ailesinde anne ve babanın çocuklarına karşı sorumlu oldukları kabul edilirdi. Aile içinde dayak yasaktı ve çocukların hakları korunurdu. Ayrıca, Mısır hukuk sistemi, aile içi çatışmaların çözümü için mekanizmalar sunardı.

Günümüzdeki genel anlayışa çok yakın değil mi?

Antik Yunan’da aile, toplumunun en küçük birliği olup diğer pek çok toplumda olduğu gibi karı-koca ve çocuklardan oluşmakta idi ancak köleler de ailenin bireylerinden sayılabilirdi. Koca/baba, ‘kyrios’ (efendi) sıfatı ile tüm aile üzerinde otoriteye sahipti.

Erkeklerin 30 yaşlarında evlenmeleri tercih edilirdi. Kızların ise 16 - 18 yaşlarında olması yeterli idi… Evlendikten sonra erkeğin metres sahibi olmasına kimse ses çıkarmadığı gibi sayın ‘kyrios’un evdeki kölelerle ilişki kurması kabul edilirdi. Aile birliği yine de bozulmazmış (Yorumu size bırakıyorum).

Bir de Antik Roma’ya göz atalım… Roma’da aile kurumu hukuki bir tanım kazanmıştı. Babanın aile bireyleri üstünde mutlak hâkimiyeti pater familias ve pater potesta kavramları2 ile tescil edilmişti… Ancak MS 1. yüzyıldan itibaren durum değişmeye başlamış, erkek kadın eşitliği gelişmeye başlamış hatta imparatorluğun bazı yörelerinde bu ilişki kesinlik dahi kazanmıştı.

Kadınlarımızın da hakkını yemeyelim… Samsun ve Terme civarında yaşamış Amazonlarda erkeğin hiçbir değeri yoktu. Hatta esamisi dahi okunmazdı. Aile sadece kadın ve kız çocuklardan oluşurdu3.

Tabiata baktığımızda da ailelerin bütün sorumluluğunun dişilerde olduğunu müşahede ediyoruz.

Günümüze dönelim.

Ailenin kadın ve erkek birlikteliğinden oluşması şartı yavaş yavaş kaldırılmaktadır. Nitekim eşcinsel evlilik şu anda dünya genelinde 32, Avrupa genelinde 18 ülkede yasal. Hollanda 2001'de eşcinsel evliliklerin uygulandığı ilk ülke oldu. Ardından onu Belçika, İspanya, Norveç, İsveç, Portekiz, İzlanda, Danimarka, Fransa ve diğer ülkeler izledi.

Bu ailelerin çeşitli yollarla çocuk edinmeleri ve onların sorumluluğunu yüklenmeleri de gittikçe kabullenilmekte ve yaşanabilecek sorunlara da çareler üretilmektedir.

Ülkemizde ise hiçbir çeşit eşcinsel birlikteliğini tanımamakla birlikte ülke dışında yapılan evlilik ya da benzer tür birliktelikleri de tanımamaktadır. Türk Medeni Kanunu madde 134 “Birbiriyle evlenecek erkek ve kadın, içlerinden birinin oturduğu yer(deki) evlendirme memurluğuna birlikte başvururlar” diyerek evliliği kadın ve erkek arasında kısıtlar.

Kulunuza göre artık ailenin toplum içindeki önemi daima vurgulanmalıdır. Ancak ailenin nasıl oluşturulacağı sadece fertlere bırakılmalıdır… Tanzim edilecek evlilik sözleşmesi iki tarafın hür iradelerini yansıtmalıdır.

Devletin esas görevi artık bu müessese kurulduktan sonra onun gelişmesi yönünde her türlü tedbiri almasıdır.

Hür düşünce ortamının en mükemmel bir şekilde yaratılması yalnız aile değil ama bütün fertlerin daha refah ve daha mutlu sürdürmelerinin ön şartıdır.

Özetle ‘Demografik Eğilimler ve Aileler’ artık tüm toplumların öncelikli bir konusu haline gelmiştir. Çok bilinmeyenli bir denklem çözmeye benziyor; ama çözülmesi şart.

---

1 Bu senenin teması yazıyı ‘kaleme’ aldığımda henüz belli değildi

2 Pater familias: Ailenin babası. Pater potesta: Mutlak hâkim babadır.

3 Doğan erkek çocuklar hemen civar köylerdeki ailelere verilirdi.

 

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün