İşte hepimize Türkiye ile gurur duyacağımız bir haber daha.
14-19 Nisan tarihleri arasında İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) Şili’de düzenlediği ticaret delegasyonu kapsamında şirketimiz Der Plastik’in kurucusu sevgili Nihat Özder ile birlikte Santiago’daydık. Türkiye’nin plastik ambalaj sektöründe lider firmalarının Pepsi, Walmart gibi dünya devlerinin Şili’deki yönetim kadrosuyla gerçekleştirdiği B2B görüşmelerde ülkemizde üretilen ve ekonomik anlamda parlak bir geleceğin tek yolu olarak görülen katma değerli ürünlerimizi gururla tanıttık ve çok da olumlu geri dönüşler aldık.
Santiago Ticaret Müşavir Yardımcısı Selda Nil Güler’in Türk iş insanlarını tüm samimiyetiyle ağırladığı toplantılar esnasında Şili’de yaşayan Türk vatandaşlarımızdan ilginç bilgiler edinince son haberleri dumanı soğumadan paylaşmak istedim.
Aslında ilk şaşkınlığımız ülkeye giriş yaparken, pasaportlarımızı kontrol eden vize kontrol memuru sayesinde oldu. Biz, kendisinin sorduğu sorulara ısrarla İngilizce cevap verirken; Türk pasaportlu arkadaşlarımızı görünce yüzünde bir tebessüm yayılan pasaport polisi ‘Merhaba, hoş geldiniz. Teşekkür ederim’ gibi kelimelerle kültürümüzle ilgili olduğunun sinyalini daha ülkenin kapılarında verdi. Halkın hatırı sayılır bir kısmının İngilizce bile konuşmayı tercih etmediği, sadece ana dilleri İspanyolca ile iletişim kurduğu binlerce kilometre ötedeki bu ülkede kültürümüzün bu kadar yayıldığını ve sempatiyle karşılandığını görmek bizleri çok mutlu etti.
Tabii bu sempatinin kaynağını merak ederek hemen araştırmalara girişince Türk şirketlerinin Şili’yle ticari bağlar oluşturması amacıyla danışmanlık hizmeti veren Bridgeturco firmasının kurucuları Türk asıllı Gülçin Piedras García ve Şilili Karina Acuña Fried imdadımıza yetişti.
Meğer şu sıralar Şili’de tam bir Yalı Çapkını çılgınlığı yaşanıyormuş. Şili halkı Seyran ve Ferit aşkının deyim yerindeyse müptelası olmuş. (İsrail’deki İstanbullu Gelin hayranlığının çığ gibi büyümesi tadında bir durum söz konusu.) Gece gündüz Yalı Çapkını’nın oyuncuları Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir hakkında araştırmalar yapan, internetteki yorumları ve fragmanları takip eden Şilililer, bir ay bile dolmadan yeni bölümlerin dublajlı halini izliyor hatta bazısı bu bekleme süresine dayanamayarak olmayan bölümleri YouTube’dan seyredip arayı kapatıyormuş. Seyran ve Ferit’in sevdasının ateşi Şili’den bile hissediliyormuş.
Latin Amerika’da Hollywood yapımlarından bile daha fazla ilgi gören Türk dizileri arasında neler yok ki… Yargı, Sadakatsiz, Kuzey Güney, Aşk-ı Memnu, Muhteşem Yüzyıl, Erkenci Kuş, Ezel, Kara Sevda, Medcezir ve daha niceleri… Latin Amerikalıların kendi kültürlerine yakın bulduklarından dolayı daha da büyük bir coşkuyla gönül bağı oluşturdukları yapımlarımız; Mega, Canal 13, Chilevisión, TVN gibi kanallarda yayın akışında prime time’da yer alarak adeta sektörü domine ediyor.
Dizilerin yabancı kültürler üzerindeki etkisini, yıllar önce gittiğim bir Sırbistan tatili sırasında fazlasıyla anlamıştım. O dönem Sırbistan’da reyting rekorlar kıran Muhteşem Yüzyıl’ı takip eden otel görevlileri, Türk olmam sebebiyle bana Halit Ergenç ve Meryem Uzerli’yi sorduklarında Ergenç ile bir basın toplantısında çekildiğimiz fotoğrafı göstermiştim ve o saatten sonra otelde Hürrem Sultan muamelesi görmeme kimse engel olamamıştı. Boşu boşuna oyuncularımıza ‘kültür elçisi’ demiyoruz.
KÜLTÜRLERİNİ KORUMAKTA KARARLI BİR TOPLUM: ŞİLİ YAHUDİLERİ
Tüm bunların yanında Şili’deki Yahudi toplumu mensuplarından biri olan Karina Acuña Fried, toplamda 15 bin oldukları varsayılan cemaatinin de kültürlerini koruma konusundaki kararlılığını vurgulamadan geçemiyor.
19. yüzyılın ortalarında Avrupa'daki zorlu koşullardan kaçarak Şili'ye göç eden ve yerleşim için bir liman kenti olan Valparaiso'yu tercih eden Yahudi toplumu, burada başlayan ticari faaliyetlerin sonucunda büyük bir ekonomik güce sahip oluyor. Çevre ülkelere kıyasla oldukça küçük bir cemaat olsa da dernekleri, okulları, sosyal ve dini etkinlikleriyle kültürel aktarımı ciddiye alan Şili Yahudi cemaatinde, genç jenerasyonların da kökenlerine ilk göçmenler kadar bağlı olduğu ifade ediliyor.
Altı sinagogu bulunan ülkede, Yahudi semti Las Condeste Mallsport yakınlarında başında kipası ile dolaşan 7 yaşından 70’ine dek pek çok Yahudi görmek mümkün.
Şilili Yahudilerin hikayesi, ülkenin renkli geçmişinde sessiz ama güçlü bir varlıkla tanımlanıyor. İş dünyasından sanata pek çok mecrada başarıya imza atan Yahudi isimler, politik ve siyasal alanda da üst düzey pozisyonlarda yer alıyor. Ailesi Yahudi kökenli olan ve ülkenin (2006-2010 ve 2014-2018 dönemlerinde) ilk kadın devlet başkanlığı görevini üstlenen Sayın Michele Bachelet de bunlardan yalnızca bir tanesi.
Toplantının ardından Şalom Gazetesi’yle ilgili yorumlarını da aldığımız Karina Acuña Fried “Dünyanın farklı yerlerindeki kültürlerin, hayatta kalması adına verilen tüm emeklere her zaman hayranlık duymuşumdur” cümleleriyle gazetemizin misyonuna saygısını belirterek sözlerini noktalıyor.
