Kim var?

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
7 Şubat 2024 Çarşamba

Kim var hayatınızda; ne olursa olsun, başınıza ne gelirse gelsin, araya ne kadar zaman girerse girsin, hep var olan? Kim ya da kimler var?

Tek çocuksanız eğer, içinde bulunduğunuz durum kolay mıdır, zor mudur; bilemezsiniz. Çünkü kardeşli olmanın kişisel olarak tecrübe edilmişliği yoktur hayatınızda. Aynı anne babayı, aynı evi hatta belki odayı, aynı hayatı, aynı zorlukları, kolaylıkları; biriyle ortak olarak yaşamak nasıl bir şeydir, biz tek çocuklar bunu bilmeyiz. Kardeşli olanların da tek çocuk olmayı bilemeyeceği gibi… Bana göre hiçbir tek çocuğa, bir kardeşin olmasını ister miydin, diye sorulmamalı çünkü o çocuk vereceği cevabın ne kadar doğru olduğundan asla emin olamayacaktır.

Ben genellikle emindim verdiğim cevaptan. Geç ve kıymetli bir çocuk olduğum için asla yalnızlık çekmedim. O kadar sahici arkadaşlarım oldu ki; evde, büyüdüğüm sokakta, okulda, üniversitede, yazlıkta, ilk çalıştığım okulda, ikinci ve son çalıştığım okulumda! Bir gün bile keşke bir kardeşim olsaydı, demedim. Onlar benim başkaları tarafından dünyaya getirilmiş kardeşlerim oldular sanki…

Hayatımda yalnızca bir kere bu soruyu sahiden kendime sorduğumu biliyorum: Babamı kaybettiğim an’da. Zor görevleri yerine getirirken, acaba bir kardeşim olsaydı daha mı iyi hissederdim, diye düşünmüştüm kendi kendime. Sonra da şöyle dediğimi hatırlıyorum: Biri olsaydı yanımda, aynı anda, aynı babaya ayrı ayrı ağlayacaktık. Benim üzüntüm o da benimle ağlıyor diye azalmayacaktı. İkimiz de kendi babamıza ağlayacaktık, birbirimizin babasına değil… Çok yakın bir arkadaşım babasını kaybettiğinde o babaya ben de onunla aynı anda ağladığımı fark ettiğimde daha da emin olmuştum bundan.

Şanslıyım ben... Adlarını ayrı ayrı yazabileceğim, hayatımın en önemli anlarında, en sıradan anlarında, en bana ait zamanlarında yanımda olan birbirinden kıymetli arkadaşlarım var. Bazılarıyla aynı şehirde yaşıyorum, bazılarıyla başka şehirlerde, bazılarıylaysa başka memleketlerde… Ama hepsiyle, her zaman; aynı yakınlıkla, aynı sevgiyle aynı yerde… Gidenler, gitmek isteyenler olduğunda anlayışlı bir kabulle baktım hayata… Kalanlar, benimdi. Onlar zaten istesem de bir yere gitmezlerdi. Bizi birbirimize bağlayan çocukluğumuz, okulumuz, bahçemiz, yazlık evlerimiz, fakültemiz, girdiğimiz sınıflar, verdiğimiz kararlar vardı; düğünler, bebekler, kayıplar, güzellikler, zorluklar; kısaca hayatlar vardı. 

Bundan on sene önce ilk bebeğimin üçüncü kontrolüne gideceğimiz gün, eşimle yalnızdık. Annem Kosova’da misafirdi teyzemde. O gün teyzem, ani bir kalp kriziyle damadını kaybetti, kayınvalidem Ankara’da enfarktüs geçirdi, akşamüstü bir ultrason ekranında ben bebeğimin kalbinin artık, atmadığını gördüm… Müdahale gerekiyordu. O anda bile keşke bir kardeşim olsaydı, diye düşünmediğimi biliyorum. Gerek yoktu, çünkü en yakın arkadaşım vardı. O, nasılsa gelirdi. O ve onun gibi, yanımda olsun mu olmasın mı diye düşünmeyecek arkadaşlarım vardı, tereddütsüz orada olurlardı. Adım gibi emindim hepsinden. Bebeğimden ayrılmak zorunda kaldığım sabah, eşimle birlikte o vardı yanımda. Annem bile bilmiyordu, henüz kimse bilmiyordu ama o biliyordu.

Her zaman, her yaştan arkadaşlarım oldu benim… Hâlâ da var... Kendimden küçüklerden yeni dünyayı, kendimden büyüklerden hayatı öğreniyorum her an… Kendi yaşıtlarımla ortak noktalarda dolaşıyorum, yaşanmışlıklara bakıyorum, her an daha da zenginleşiyorum. Mezun ettiğim öğrencilerimden yakın arkadaşlarım var benim… Kaç kişi benim kadar şanslıdır ki?

Bu hafta sonu, üniversiteden en yakın arkadaşıma davetliydik. Çok sık görüşemiyoruz hayat koşuşturmasından. Evine girdiğim an’da içime o tanıdık sıcaklık yayıldı, birbirimizi az da görsek kaldığımız yerden yeniden başlayan sağlam dostluğumuz, bana hayatı yeniden sevdirdi. “Kimse, kimsenin hayatında tesadüfen var olmuyor” dedik birbirimize. Bu sebeple ben hiçbir zaman hayatımda kim var diye sormam kendi kendime.

Onlar var çünkü…

Yediden yetmişe beni ben yapan en kıymetlilerim…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün